Trend kavramı, iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle hayatımızda oldukça önemli bir yer edinmeye başladı. İstediğiniz kadar kaçın, artık uyuduğunuz yatakta bile trend şeyler peşinizi bırakmıyorlar. Hatta doğrudan trend olan insanlar, ne konuşuyorlarsa onu konuşuyoruz. Artık haberler gündemimizi belirlemiyor, teknoloji sayesinde trend olan insanların sergiledikleri davranışlar belirliyor.
Değişen dünyanın durmadan sallanan beşiğinde, nelerin olup bittiği anlamak istiyorsanız, yılın en iddialı çalışmalarından olan The Future 100: 2019’a yakından bakmamız gerek. Gelin hep birlikte önümüzdeki yıllarda nelerin yaşanacağına yakından bakalım. Bu içeriği bitirenler fiziki olarak 2019’a, kafa olarak 2020’ye girebilirler, bizden söylemesi!
Araştırmalara göre 2019, özellikle sosyal medya etkileşimlerini merkezine alan, yeni nesil müze anlaşıyla geliyor. Artık müze gezmek için onlara gitmek zorunda değiliz. Dünya çapında çoğu müze, Instagram başta olmak üzere, pek çok mecrada arttırılmış ve sanal gerçekliği kullanarak insanlara deneyim yaşatmaya başladı. Artık, müze deyince aklınıza gelen o taştan tarihi binalar, yerini bir gözlük, bir kumanda, bir akıllı telefon ve elbette bir dizi uygulamaya bırakacak.
Temel olarak bir fotoğrafçılık uygulaması şeklinde planlanan Instagram, Facebook satın aldıktan sonra yavaş yavaş evrim geçirdi. 2019’da dünyanın en büyük pazarlama ve reklam mecrası olma unvanını sürdürecek. Takipçilerini satın alan, rakamların büyük anlam ifade ettiği dünyada yaşayan sosyal medya fenomenlerinin öncülüğünde, toplumun endişeleri tavan yapacak.
FOMO olarak bilinen ve Türkçeye de girmiş olan yeni nesil "kaygı-durum bozukluğu" yaygınlaşacak. FOMO, tam anlamıyla “olup biteni kaçırma korkusu, haberdar olmama endişesi” olarak biliniyor. Son araştırmalara göre ülkemizdeki kullanıcılar, ortalama günde 15 kez Instagram’a girerek FOMO rekoruna koşuyorlar.
Sinema sektörünün devleri, salonları doldurup para basmayacak işlere yeltenmezler. Normalde her bir film için bir bilet satın alma döneminin de sonuna yaklaşıyoruz. Netflix benzeri platformların abonelik sistemlerine benzer bir şekilde, 30 gün boyunca istediğiniz kadar sinemaya gitme hakkını satın alacağınız sistemler yaygınlaşıyor.
2019, sinema devlerinin olduğu Hollywood’un beyaz perde hikayesine büyük bir darbe olacak gibi duruyor. İzleyiciler mutlu, ancak para kazanamayan yapımcılar, kaliteli içerik üretmemeye başlayacaklar.
Yeni nesil içerik yayıncıları, aslında günümüzün en büyük teknoloji şirketleri, başarılı içeriklere sahip olsalar da kültürü sert bir şekilde değişime uğratıyorlar. Netflix ardından Amazon’un ve Apple’ın küresel hizmetleri, film izleme alışkanlıklarınızı değiştirecek.
Oscar ödüllerinde sinema salonlarında hiç gözükmeyen filmleri görmeye hazır olun.
Artık o eski, fazlasıyla sert ve kurumsal duran, baktıkça insanın canını sıkan şirketler kalmadı. Farkındaysanız, etrafınızdaki logolar, afişler, şirketlere ait uygulamaların arayüzleri değişmeye başladı. Daha yumuşak, daha insancıl, dostane ve sade bir teknoloji dünyasına giriş yapıyoruz.
Sanıyoruz ki Microsoft ve Facebook gibi devler, bu yeni dünyaya farklı şekilde ayak uyduracaklar. Peki dost canlısı görünmek, gerçekleri ne kadar gizleyecek? İşte bu konuda Webtekno’yu takip ederek her şeyi öğrenmeniz mümkün.
Silikon Vadisi şirketlerinin 2018’de atmaya başladıkları bazı adımlar gözlerden kaçmadı. Apple ve Google, akıllı telefonlarınızı ne kadar kullandığınızı gösteren yerleşik uygulamalar tasarladılar. Bu uygulamalar, marketlerde zaten vardı demeyin, bir şirketin kendi telefon ya da yazılımıyla “Şunuz elinden bırakma vaktin geldi” şeklinde uyarması çok garip görünüyor.
Aslında durum öyle değil. Bu şirketlerin size yaptığı hatırlatmalar, kendilerine sıktıkları bir tabanca mermisi gibi. İnternet bağımlığının yol açtığı psikolojik ve sosyolojik çöküntüler ise aynı şirketler için bir top güllesiyle eş değer. Mantıklı düşünürsek, top güllesinin açtığı yaralar daha büyük olacaktır. Teknoloji şirketleri de mermiyi tercih ediyorlar, en azından yaşama umutları kalacak. Kendinden geçmiş insanlardan oluşan, manasız kitlelerle gelecek inşa edemezsiniz. 2019’da “masum” teknoloji devlerinin sayısı artacak.
Teknoloji muhabiri Rowland Manthorpe’un üzerine akademik tezler yazılacak bu sözü, Apple gibi devlerin kulaklıklarla başlattıkları devrimi niteliyor. Kulaklıklar, belki gündelik ihtiyaçlarınızı karşılamak adına varlar. Peki üzerindeki sensörler? Air Pods ve ona rakip olan benzer ürünlerin yaygınlaştığını göreceğiz.
Peki sadece kulaklık mı? Hayır, sesle iletişim kuruduğumuz sanal asistanların yaygınlaştığı yıl 2019 olacak. Amazon Echo, Google Asistan (home), Apple Siri, sesle komut verdiğiniz yardımcılarınız olacaklar. Zamanla sizin bile hatırlamadığınız dün akşamki yemeğinizi onlar hatırlayacaklar. Türkiye açısından 2019 size erken görünmüş olabilir, ancak akıllı telefonlarınız boşuna cebinizde değiller.
2019, 2018’den kalan veri ihlalleri skandallarına ait izlerin silindiğini gördüğümüz bir yıl olacak. Facebook’un 87 milyondan fazla (Zuck’ın deyimiyle 1 milyar bile olabilir) kullanıcısının bilgisini çaldırması asla unutulmayacak.
Nitekim şirketler, kullandığınız uygulama ya da hizmetlerde sizin hakkınızda bulunan bilgileri koruma sorumluluğunu size yükleyecekler. Bilgilerinizin paylaşılması için daha açıklayıcı onay metinleri, daha bilgilendirici uyarılar yapılacak. Önümüzdeki yıl, Facebook’ın hizmetleri başta olmak üzere bu değişimi yakından izleyeceğiz.
Üzerinize giydiğinizde bedeninize uyum sağlayacak olan kıyafetler, kulaklıklar gibi pek çok cihazı bu yıl göreceğiz. Biyolojik kimliğinizle bütünleşen bu teknolojiler, yabancı bir ülkede oranın dilini bilmeden iletişim kurmanızı, vücut sıcaklığınıza göre sizi sıkan ya da gevşeyen kıyafetler göreceğiz.
Benzer şekilde NASA ve SpaceX gibi şirketler, uzay ortamında giyilebilecek akıllı kıyafetlerle kaşımızda olacaklar.
Eğitim, ulaşım, taşımacılık, sağlık gibi sektörleri ele geçiren teknoloji devleri, hayatımızın her alanına giren yenilikleriyle, modern şehirler inşa etmeye başalyacaklar. Kentsel tasarımlar, bu yeniliklere göre şekillenecek. Silikon Vadisi’nde ve Çin’de çoktan başlayan benzer yapılanmaların sayısı 2019’da yükselişe geçecek.
Nesnelerin İnterneti ve 5G çağında, o şehirlerde yaşayanların her köşesinden kablosuz sinyaller fışkıracak.
Rapor sonucunda verilen bu detayları, takvim üzerindeki rakamlara bağlamak zor. O rakamların asıl görevi, neyi ne zaman yaşadığımızı anlamamızı sağlamak. Bugünün dünyasını kavrarken, geleceği daha iyi anlamak için Webtekno'yu tekip etmeye devam edin.