N­e­p­t­ü­n­­ü­n­ ­E­n­ ­K­ü­ç­ü­k­ ­U­y­d­u­s­u­,­ ­P­a­r­ç­a­l­a­n­d­ı­k­t­a­n­ ­S­o­n­r­a­ ­T­e­k­r­a­r­ ­D­o­ğ­m­a­y­a­ ­D­e­v­a­m­ ­E­d­i­y­o­r­

Güneş Sistemi'mizde yer alan gezegenlerin her birinin kendine has ilgi çekici özellikleri mevcut. Neptün de bunlardan biri. Gezegen, sıra dışı uydu sistemi ile diğerlerinden ayrılıyor. Neptün, Triton adında devasa büyüklükte olan bir uyduya sahip. Triton'un yörüngesinde ise 7 adet küçük uydu yer alıyor. Dev uydunun yörüngesinin dışında ise 6 adet daha küçük boyutlarda uydu bulunuyor. Buraya kadar oldukça ilginç olan sistem, yörüngede bulunan en küçük uydunun özellikleri ile çok daha ilgi çekici bir hal alıyor.

Hippocamp adı verilen, Neptün'ün en küçük uydusu defalarca kez parçalanmasına rağmen, tekrar tekrar parçalarını bir araya getirerek adeta yeniden doğuyor. İlk defa yaklaşık 4 milyar yıl önce, kendisinden çok daha büyük boyutlarda bir uydu tarafından parçalandığı tahmin edilen Hippocamp, zaman içerisinde tekrar eski haline döndü. Bilim insanlarının yaptıkları gözlemler sonucunda, bu duruma Neptün'ün uyguladığı çekimin neden olduğu ortaya çıktı.

Yapılan açıklamalara göre, her defasında dağılarak küçük parçalara bölünen uydunun parçaları, çekim kuvveti sayesinde uzaya dağılmıyor. Bu küçük uydu, bir süre sonra da yine çekim kuvvetinin etkisi ile yeniden doğuyor. Bilim insanları, bu süreci milyarlarca yıldır devam ettiren Hippocamp'a "savaşçı uydu" diyor.