Mobil işletim sistemi olarak yıllar önce Google’ın başlattığı Android, akıllı telefon tanımını hayatımıza soktu. Elbette Apple’ın da iOS işletim sistemi ve iPhone ile bu duruma katkısı çok yüksekti. İki devin rekabetiyle günümüzün en popüler araçlarından olan bu büyük ekosistemin kendisine has sorunları var.
Apple’ın daha kısıtlı donanımlarla daha içe kapalı yazılımlar üreterek çalışması, çoğu zaman daha kaliteli olduğu algısına neden oluyor. Aslında bakıldığında Android’in çok sayıda üretici tarafından sayısız farklı donanımla ve cihazla kullanılabilir olması da kafa karışıklığı yaratıyor. Gerek ikisini bu şekilde kıyaslayarak, gerek sadece Android’i değerlendirerek pek çok eksikliğini görebiliyoruz.
Ekşi Sözlük yazarlarının da ele aldığı bir konu başlığı altında, üzerine en çok şikayet alınan konuları sizin için derledik. Bu sorunlar listesinde keskin şekilde Apple ya da Google safını tutan değerlendirmeler yok. Onun yerine daha objektif ve gerçekten ciddiye alınarak yazılmış cevapların buluştuğu 10 ortak nokta var.
Kararlılık konusunda kullanıcılara sıkıntılar yaşatan bir işletim sistemi olan Android, bu sorunları çok sayıda üreticinin bulunması dolayısıyla yaşatıyor. Tabii ki Google'ın standartları netleştirmemiş olması da cabası. Sanıyoruz ki onlarca farklı üreticinin kendilerine has özelleştirmeler yapmaları, sistemin genel kararlılığını da bozuyor.
Yine çok sayıda üreticinin çekirdek yazılıma erişebiliyor olması, birbirinden farklı sistem açıklarını da beraberinde getiriyor. Bu açıdan bakıldığında bir Apple kıyaslaması yaparsak, kapalı sistemlerin daha güvenilir olduğunu görüyoruz. Android cihazların egale edilmeleri, iOS cihazlara kıyasla çok daha kolay. Güvenlik duvarları -özellikle bazı üreticilerinki- o kadar da sağlam değil.
Google, çok sayıda üretici olduğu gibi çok sayıda geliştiriciye de yüz veriyor. Play Store'daki denetimsiz uygulamaların sayısı o kadar fazla ki bu, ciddi güvenlik sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Uygulama içi reklamlar, Android ekosistemindeki ücretsiz uygulama kavramının en büyük kaynaklarından birisi. Google ise geliştiricilere çok sayıda açık kapı bırakarak bu reklamların can sıkıcı düzeyde olmasına yol açıyor.
Android, farklı üreticilerin elinde çok sayıda yerleşik ve silinemeyen uygulamayla gelebiliyor. Bu uygulamalar arkaplanda açık kalarak cihazı yavaşlatıyorlar. Aynı zamanda dosyaları şiştikçe zamanla donma, aniden kapanma gibi sorunlara neden oluyorlar. Yerşelik işletim sistemi hizmetleri de her zaman stabil çalışamıyor.
Apple iOS yüklü olan ve bundan 4 yıl önce piyasaya sürülmüş bir cihazı destekleyip satışa sunarken, Android üreticileri yine benzer şeyi yapsalar da Google'dan yazılımsal destek alamıyorlar. Eski cihazların güncelleme sorunlarını üreticilerin yazılım birimleri çözüyor, bu da Google ile tahmin edilen daha bağlantısı olan güncellemelerin sorun çıkartmalarına neden oluyor.
Bildiğiniz üzere Android'in bütçe işi cihaz sınıfı, Apple'a kıyasla daha geniş. Amiral gemisi sınıfında ise memnuniyet seviyesi iOS ile yarışabilir, ancak iş düşük sistem özelliklerine sahip telefonlara geldiğinde -ki pazarın büyük çoğunluğunu bu cihazlar oluşturuyor- Android'in tüm havası değişiyor. Son dönemde Android Go projesi ile Google bu farkı nötrlemeye çalışıyor.
Android ve iOS platformlarının amiral gemilerini ele aldığımızda, genelde iOs cihazlarının daha düşük RAM ile birlikte sunulduklarını görüyoruz. Hatta bu durum işlemcilere de yansıyor, ancak bu farka rağmen performans şikayetleri Android cephesinde daha fazla duyuluyor. Bu da işletim sisteminin stabilite gibi sorunlara neden olmasını kolaylaştırıyor. 6GB RAM'li bir OnePlus ile 3 GB RAM'li iPhone kafa kafaya performans gösterebiliyor.
Bir akıllı telefonu iyi yapan şey sadece işletim sistemi değildir. Teknik özellikleri her ne kadar yeterli olsa da bazı üreticiler, karlarını arttırmak için cihazların üretiminde ekstra işçilikten kaçınırlar. Sorunlar ortaya çıkmaya başlayınca Google, o üreticiden daha çok itibar kaybeder.
Android hedeflenen kararlı ve stabil sürümlere 2015 yılından itibaren ulaşmaya başladı. Bu dönemde çıkan cihazların büyük çoğunluğu pek çok iOS kullanıcının aklını çeldi. Aynı şekilde Android konusundaki yargıları da değiştirdi, ancak son yıllarda cihaz değişimi yapmayanlar ya da amiral gemisi sıfatında cihaz kullanmayanlar, bu geçiş döneminden mahrum bırakıldılar. Bu da hem üreticilerin hem de Google'ın sorumluluğunda olan bir durum.