İngilizcede fazla abartılmış anlamına overrated sözcüğü, özellikle son yıllarda hayranları tarafından gereksizce abartılmış filmler ve kitaplar için kullanılıyor. Hayranların abarttığı filmler, yeterince iyi olmasalar bile bir şekilde sevenleri tarafından övülür de övülür. Hayranların abarttığı filmler, filmin hayranı olmayan kişi izlediği zaman sonu hüsranla biten izleme maceraları ile tanınırlar.
Reddit platformunda bir kullanıcı, overrated filmler diye bir başlık açtı ve diğer kullanıcılardan yorumlarını istedi. Hayranların abarttığı filmler listesi hızla kabardı. Görünüyor ki hayranların abarttığı filmler pek çok kişinin sinirini bozan bir konuymuş. Reddit kullanıcıları tarafından seçilen ve hayranları tarafından abartılan bazı filmleri listeledik. Listeyi inceledikten sonra sizin de yorumlarınızı merak ediyoruz.
1912 yılında batan, döneminin en büyük gemisi RMS Titanic’in hikayesinin sinemaya uyarlaması olan Titanic filmi, yığınla Oscar Ödülü almış bir yapımdır. Filmde, Titanic gemisine son anda kumarda kazandığı biletle binen fakir bir genç ile aristokrat bir kız arasındaki romantik aşk hikayesini izliyoruz. Geminin batmaya başlamasıyla kendilerini bir yaşam mücadelesinin içinde bulan Jack ve Rose’un hikayesi, niyeyse, yalnızca tek kişinin üstünde durabildiği bir kapı nedeniyle trajik bir sonla noktalanır.
500 Days of Summer filmi, erkeklerin içinde gizli bir romantik olduğuna inanan kadınlara umut veriyor. Çünkü filmde aşkın ateşi ile yanan kadın değil, erkek. Tebrik kartları yazarak geçinen umutsuz aşık Tom, aşka inanmayan sevgilis Summer onu terk edince ilişkilerinin son 500 gününü düşünmeye başlar. Geçmişi düşünerek kendini duygusal buhranların içine atan Tom, aslında bu süreçte kendini ve uzun zamandır unuttuğu kendine ait tutkuları keşfeder.
American Sniper filminin Amerikalılar tarafından neden aşırı abartıldığını anlamak mümkün çünkü film buram buram Amerika propagandası kokuyor. Filmde, defalarca Irak’a göreve giden bir askerin yaşadıklarını izliyoruz. Ancak film; Irak, ABD tarafından binlerce kilometre yol katedilip işgal edilmiş gibi değil de sanki bir ABD şehri Araplar tarafından işgal edilmiş ve masum Amerikalı askerler vatanını savunuyormuş gibi davranıyor. Clint Eastwood, böyle hikayeler anlatmayı sever.
Adı dilimizin ucuna kadar geldiği ancak dilimiz bir türlü dönmediği için Türkçeye Sil Baştan olarak çevrilen Eternal Sunshine of the Spotless Mind filminde, karakterlerin iliklerine kadar işlemiş bir aşkın hikayesini izliyoruz. Aşk, karakterlerimizin iliklerine gerçekten işlemiş olmalı çünkü hafızlarını sildirmelerine rağmen birbirlerine tekrar ve tekrar aşık oluyorlar. Film bazı noktalarda alışık olmayanlar için kafa karıştırıcı ve yorucu sahnelere sahip.
Efsane bilim kurgu yazarlarından Arthur C. Clarke'ın bir öyküsünün sinema uyarlaması olan 2001: A Space Odyssey, ıssızlığın ortasındaki maymunların arasına gökten düşen siyah blok sahnesi ile unutulmazlar arasındadır. Sonrasında ise o güne kadar hiç görülmemiş sahnelerle dolu bir film izleriz. Ancak o sahneleri yalnızca o güne kadar izlememiştik, sonraki yıllarda sık sık izledik. Hayranların abarttığı filmler listesinde olmasının en büyük nedeni, dönemi için başarılı olsa da zamansız olma konusunda aynı etkiyi yakalayamamasıdır.
Dunkirk filmi, 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından etrafı sarılan Belçika, İngiliz ve Fransız askerlerinden oluşan bir grubun kurtarılma hikayesini anlatıyor. Filmin bu kadar abartılmış olmasının nedeni, tüm 2. Dünya Savaşı filmleri gibi Almanları bir şeytan, diğer askerleri ise bir melek gibi göstermesidir. Nedense müttefik kuvvetleri içinde olduğu gibi mihver kuvvetleri içinde de savaş karşıtı olan ama zorla askere alınmış gençler olduğunu görmezden gelen filmler pek seviliyor.
Yıl 1940, yer ABD’nin Güney Carolina bölgesi. Savaşa gitmeye hazırlanan değirmen işçisi fakir bir genç ile zengin bir kız birbirlerine delicesine aşık olurlar. Gencimiz savaşa gittiğinde ise kızımız burada başka bir adamla ilişkiye başlar. Savaştan sağ salim kasabasına dönen genç, sevdiğini eller alsa da ikisinin de içindeki aşkın bitmediğini görür. Baya baya klasik bir hikayeye sahip bu filmin abartılma nedeni olarak, sonrasında çekilen Amerikan filmlerinde aşk acısı çeken kadınların, niyeyse, dondurma yiyerek mutlaka bu filmi izlemeleri olduğu düşünülüyor.
Pandora isimli bir gezegende ilkel olduğu düşünülen ancak manevi yönden güçlü olan, bildiğimiz insandan çok daha farklı görünen canlılar yaşamaktadır. İnsanlar burayı keşfedip, doğayı yok etme hevesine düşünce felçli olan eski bir asker bu canlılara benzer bir avatar içinde aralarına sızar ve Na’vi isimli bu canlıları daha yakından tanımaya başlar. Film alt metninde ırkçılığı ve doğa düşmanlığını eleştiriyor olsa da klasik bir hikayeye sahip olduğu için neden bu kadar abartıldığı anlaşılmıyor.
Amerikalı yazar Suzanne Collins tarafından kaleme alınan aynı isimli distopik roman serisinin sinema uyarlaması olan The Hunger Games, 4 filmlik bir seriden oluşuyor. Filmde, dünya 12 bölgeye ayrılmıştır ve yılda bir kez bu bölgelerden gelen gençlerin ölümüne yarıştıkları bir oyuna katılırlar. Katılım zorunludur. Serinin ilk filmi oldukça iyi olsa da devam filmlerinde konu biraz laçkalaştığı için bazı izleyiciler ‘Yeter bu kadar da abartmayın!’ demekten kendilerini alamıyorlar.
Bir banliyöde yaşamakta olan tuhaf genç Donnie, garip bir kazadan son anda kurtularak hayatta kalmayı başarır. Kaza sonrası hayatta kalmak üzerine düşünmeye başlayan Donnie, kendisini devamlı suça teşvik etmeye çalışan tavşan kostümlü bir adam görmeye başlar. Kafası yeterince karışık değilmiş gibi bir de aşık olur. Bazı izleyiciler filmin acımasız ve rahatsız edici bir anlatıya sahip olduğunu düşünüyor. Ancak belki de istenen budur.
Reddit kullanıcıları tarafından seçilen overrated yani hayranların abarttığı filmler listesi hazırladık ve neden abartıldıklarına dair bazı tahminlerde bulunduk. Listedeki filmlerin gerçekten boşuna abartıldığını düşünüyorsanız ve abartıldığını düşündüğünüz başka filmler varsa yorumlarda paylaşabilirsiniz.