O­r­t­a­l­ı­k­ ­Y­i­n­e­ ­K­a­r­ı­ş­a­c­a­k­:­ ­A­B­D­,­ ­Ç­i­n­­i­ ­M­i­c­r­o­s­o­f­t­­a­ ­Y­a­p­ı­l­a­n­ ­S­i­b­e­r­ ­S­a­l­d­ı­r­ı­d­a­n­ ­R­e­s­m­e­n­ ­S­o­r­u­m­l­u­ ­T­u­t­t­u­

ABD ile Çin arasındaki rekabetin en yoğun olarak hissedildiği alanlardan biri hiç şüphesiz teknoloji alanı. Son yıllarda iki süper güç sık sık teknoloji pazarında karşı karşıya geliyor. Daha önce Trump yönetiminin Çin'e karşı yürüttüğü politika Biden döneminde de devam edecek gibi duruyor.

Beyaz Saray yönetimi Microsoft Exchange e-posta sunucularına yapılan Sibel saldırıdan Çin'i sorumlu tuttuğunu kamuya açık olarak yaptığı bir bildiri ile duyurdu. Bu açıklamadan ayrı olarak Adalet Bakanlığı da pazar günü yaptığı açıklamada, Pekin hükümetinin kontrolündeki bilgisayarlar kullanılarak Amerikan şirketlerine üniversitelerine ve hükümetine ait bilgisayar sistemlerine sızıldığını açıklamıştı.

Microsoft'a gerçekleştirilen ve Ocak ayında başladığı düşünülen siber saldırıların, küçük Amerikan işletmelerine yerler ve eyalet yönetimlerine ve bazı askeri çalışmalar yürüten şirketlere ait bilgisayarları gizlice her hareketlerini takip eden zararlı yazılımlarla izlemeyi amaçladığı belirtiliyor.

Bu saldırıların bir parçası olarak hangisi oldu açıklanmayan bir Amerikan şirketinin de yüksek bir fidye talebiyle karşı karşıya kaldığı belirtiliyor. Ayrıca gelen açıklamalara göre yalnızca ABD değil, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, Japonya ve NATO da kötü amaçlı siber saldırılardan Çin Ulusal Güvenlik Bakanlığı'nı sorumlu tutuyor.

 Avrupa Birliği politika şeflerden Joseph Borrell, pazar günü yaptığı açıklamada bu saldırının Çin'den gerçekleştirildiğini ve amacının da entelektüel hakları çalmak ve casusluk olduğunu açıkladı. Birleşik Krallık Dışişleri sekreteri Dominic Raab, Çin hükümetinin sistematik sabotajı durdurması gerektiğini, Aksi takdirde bu saldırılardan sorumlu tutulacağını ifade etti.

ABD yönetimi daha önce de Rusya'ya benzer suçlamalar yöneltmişti. Yine de Çin'in doğrudan suçluları bu işçi kullandığına ve Farklı bir yöntem izlediğini iddia ediyorlar. Konu ile ilgili olarak Çin tarafı ise henüz bir açıklama yapmış değil