Herkesin kendine özgü bir müzik dinleme zevki var. Kimisi müzik dinlerken eğlenmek, kimisi şöyle güzelce hüzünlenmek ister. Elbette Türkçe slow şarkıların ve türkülerimizin yüreğimizin bam teline dokunduğu tartışılmaz bir gerçek ama bir de İngilizce slow şarkılar var. İngilizce slow şarkılar dinlerken eğer bu dili tam olarak bilmiyorsanız neler anlatıldığını pek anlamaz ama yine de zevk almaktan kendinizi alıkoyamazsınız.
Tabi şöyle bir durum da var, İngilizce slow şarkılar dinlerken o dili biliyor olsanız bile bazen hikayesinin ne olduğunu tam olarak anlamayabilirsiniz. Sonuçta şarkı dediğimiz de aslında güzel ezgilerle söylenen bir şiirdir ve şiir sanatı her zaman gizemli sözlerle bezelidir. Gelin bazı İngilizce slow şarkıların perde arkasına bakalım ve arkasındaki hikayelerle dinlerken bambaşka dünyaların kapısını aralamanızı sağlayalım.
Bob Dylan, çok sevdiği karısı Sara ile ayrılmış ve kendini yollara vurmuştur. Bu sırada dünya güzeli bir kadınla tanışır ve ilişki yaşamaya başlar ama güzellik bir yere kadar. İlişki ilerledikçe aralarında büyük bir uyumsuzluk olduğu görülür çünkü bu kadın Amerika’nın kırsal kesiminde büyümüş ve dünyaya kendi dar penceresinden bakmaktadır. Bob Dylan yola koyulmaya karar verir. Tek istediği ise gitmeden önce son bir kahve içmektir.
Geçmiş zaman odur ki bir genç kadın ve genç erkek birbirlerin çok severler. Ancak aileleri birlikte olmalarına izin vermedikleri için çiftimiz kaçıp kaçıp Hotel California’nın aynı odasında buluşurlar. Zamanın iletişim şartları zor olduğu için önceden haberleşerek buluşacakları güne karar verirler ve o gün gelmemelerinin tek nedeninin ölüm olduğuna dair yemin ederler.
Günlerden bir gün otel odasına genç kızımız gelir. Bekler bekler ama sevdiği gelmez. Düşündüğü gibi olmuş, genç adam otele gelirken trafik kazası geçirmiştir. Genç kızımız bu kısa bu hikayeyi odanın duvarlarına yazar ve oracıkta kendi canına kıyar. Bu oda, bu hikayenin anısına yıllarca kapalı tutulur. Ta ki The Eagles’ın gitaristi Don Felder bu otele gelene ve başka oda kalmadığı için de bu odaya yerleşene kadar.
Paul McCartney bir dönem alkol ve uyuşturucunun batağına düşmüştü. Bu pisliklere boğulduğu uzun geceler geçirip sabaha karşı eve gelip sızıyordu. Bu hayatı bırakmak için mücadele etse bir türlü kurtulamıyordu. Böyle bir gecenin sabahında eve gelip sızdığında rüyasında 14 yaşında kaybetmiş olduğu annesini gördü. Annesi onun elini nazikçe tutup fısıldadı; bırak artık, savaşma, her şey yoluna girecek oğlum.
Mike Reid ve Allen Shamblin tarafından yazılan şarkının hikayesini Allen Shamblin anlatıyor. Shamblin bir gün Nashville’de köprü altında yaşayan evsiz bir adamla tanışıyor. Adam aslında evsiz değil, boşanmak üzere oldukları karısı onu evden kovmuş. Bir gün karısı geliyor, adamın gözlerinde umut ışığı parlıyor. Kadın adamı alıp adliyeye götürüyor ve boşanıyorlar. Adam tabi ki köprü altına geri dönüyor. Bunu anlatırken Shamblin’e sarılıp ağlıyor ve gözyaşları arasında şöyle söylüyor; biliyorsun, bir kadının seni sevmesini sağlayamazsın.
Herkes bir aşk şarkısı zannetse de aslında Ed Sheeran bu şarkıyı ölen büyükannesi için yazmıştır. Sanatçı albüm hazırlıklarını yaptığı sırada büyükannesinin yoğun bakıma kaldırıldığı öğrenir. Annesi her gün onun yanındadır. Yoğunluktan çok fazla yanına gidemez ve bir gün ölüm haberini alır. Onun anısına bu şarkıyı yazan Ed Sheeran, cenazesinde de bu şarkıyı söyler.
Adele henüz 21 yaşındayken kendinden yaşça büyük bir adamla birlikte olur. İki yıla yakın süren ilişkileri boyunca bu adamdan fiziksel ve psikolojik şiddet gördükten sonra en sonunda kurtulur. Yapımcısını arar ve bir aşk şarkısı yazdığını söyler. Yapımcısı ise bu berbat ilişkiyi neden daha sert bir şekilde anlatmadığını sorar. Adele kağıdı kalemi eline alır ve en gerçek duygularını yazmaya başlar.
Damien Rice bir gün bir barda bir kadınla çarpışıp içkisini döker. Özür dilemek amacıyla ona bir içki ısmarlar. Bu arada devamlı saate bakıyordur çünkü otobüse kaçırırsa eve yürümek zorundadır. Kadınla aynı yerde yaşadıklarını öğrenince sevinir ve birer içki daha söyler. Bu sırada kadının sigarasından içmektedir.
Sohbet biraz daha koyulaşınca Damien, birer içki daha içerlerse son otobüsün kaçacağını ama aynı yerde yaşadıkları için birlikte yürüyebileceklerini söyler. Kadın, merak etme erkek arkadaşım birazdan gelip beni alacak, der. Damien bozulmuş bir şekilde kalkıp tuvalete gider. Döndüğünde kadın gitmiş, masada üç sigara vardır. Hemen eline bir peçete alır ve başlamadan biten bu garip ilişkiyi anlatır
1990’lı yılların popüler alternatif rock gruplarından olan Soul Asylum, yedinci albümlerinde Runaway Train isimli ilginç bir şarkıya yer verdiler. Şarkının önce bestesi yapıldı, sözleri ise daha sonra yazıldı. Grubun vokalisti Dave Pirner’e sorulduğu zaman bunun birkaç dakika içinde yapılmış bir şarkı olduğunu söyledi.
Runaway Train şarkısının klibi o dönem kayıp olan insanların fotoğraflarından hazırlandı ve kliple beraber iletişim bilgileri paylaşıldı. Bu şekilde pek çok çocuk ailesine kavuştu. Şarkı ünlenince dünyanın farklı ülkelerinde o dönem kayıp olan kişileriyle fotoğraflarıyla paylaşıldı ve bir tür sivil toplum hareketine dönüştür.
1960 yılında 16 yaşında Teksaslı genç bir kız olan Carol Ann Tarver, bir tren kazasında hayatını kaybeder. Gazetede küçük bir yazı olarak bu haberi gören Eddie Vedder bundan çok etkilenir ve kısacık bir ömür hakkında şarkı yazar. Daha da ilginç olan Pearl Jam grubu bu şarkıdan elde ettiği tüm geliri Kosova Savaşı mültecilerine bağışlamıştır.
Hikayelerini duyduktan sonra dinlerken bambaşka düşüncelere dalacağınız İngilizce slow şarkılardan bahsettik. Slow denilince aklınıza sadece aşk şarkıları geldiyse liste tam olarak beklentilerinizi karşılamamış olabilir ama unutmayın, bazen en sert rock tınıları bile slow bir ezginin süsü olabilir.