Evrene baktığımızda, anlam veremediğimiz büyüklükler görüyoruz. Evren o kadar devasa bir yer ki, bize hayat kaynağı olan Güneş bile, bir sahilde yer alan toz tanesi gibi bir şey oluyor. Evrenin boyutu veya kütlesi hakkında bir şey diyemem ancak evrende en yaygın elementleri sayabilirim.
Bunu bilmek için öncelikle, her şeyin başladığı yere, Big Bang’e gitmemiz gerekiyor. Evrende en yaygın elemen sizce hangisi? Elementler, aralarında güneşimizin de yer aldığı devasa ateş fabrikalarında oluşuyorlar. Evrende en çok bulunan element, doğal olarak yalnızca bir proton ve bir elektrondan oluşan hidrojen(nötron içermeyen tek element) olarak gösteriliyor. Kısaca evrenin en basit elementi olan hidrojen, helyum ile birlikte evrenin yaklaşık %99.9’unu oluşturuyor. Üstelik helyum ile bu rakama ulaşmasına rağmen, evrende Helyum’dan 10 kat daha fazla Hidrojen atomu bulunuyor. Bu iki elementin arkasından gelen oksijen atomu olan oksijen ise, hidrojenden 1000 kat daha az bulunuyor.
Evrende 'Uzaylı Yaşam Türleri Varsa' Diğer Gezegenlere Yayılmış Olabilir!
Encylopedia.com’a göre yıldızlarda hidrojen atomları, helyum oluşturmak için kaynıyor. Helyum, hidrojenden sonra evrende bulunan en çok element olarak dikkat çekiyor. Bir helyum atomunda, 2 proton, 2 nötron ve 2 elektron vardır.
Bilim insanlarının açıklamalarına göre atom numarası ne kadar yüksek olursa, o kadar az miktarda elementle karşılaşılır.
Hidrojen, yalnızca uzay ve yıldızlarda değil, bizim dünyamızda da temel unsurlardan birisi olarak gözüküyor. Hidrojen bağları DNA’mıza imza atan elementlerden birisi olarak dikkat çekiyor. Ayrıca midemizin ve diğer organların pH değerini kontrol ediyor.
Bildiğiniz gibi dünyanın 4’te 3’ü su ile kaplı. İnsanların da yaklaşık 4’e 3’ü su ile kaplı. Su molekülü iki elementin birleşmesinden oluşuyor. Bunlar, 2 tane Hidrojen elementi ile bir tane oksijen elementi olacak şekilde ilerliyor.
Evrenin Büyük Patlamayla Oluştuğuna Dair İlginç Kanıtlardan Biri: Televizyonlardaki Karıncalı Ekran
Hidrojen her yerde. Altının bu kadar değerli olması da bu gibi durumlara bağlanabilir. Çünkü şu anda elimize yüzük, kolumuza bilezik diye taktığımız, altın, gümüş gibi değerli metaller zamanında bizim güneşimizden çok daha büyük bir yıldızın kalbinde işlendi. Bu yıldızlara bizim güneşimizden o kadar büyük ki, öldüğünde kendi içerisine küçülmek yerine, bütün eşyalarını uzaya fırlatan bir Süpernova’ya dönüşüyor. Anlayacağınız, elinizde bulunan takılar aslında bir süpernovanın kalbinde bulunmuş elementlerdir.