Hem ülkemizin hem de gezegenimizin bütün doğal güzellikleri, bütün tarihi zenginlikleri çoktan fotoğraflandı. Instagram’da yapılacak kısa bir arama ile herhangi bir bölgeye dair yüzlerce fotoğraf bulabiliyoruz. Yeterince zenginseniz yönelebileceğiniz bir başka seyahat alternatifi daha yakın zamanda hizmetinize sunulacak: Uzay turizmi.
SpaceX, Blue Origin, Virgin Galactic gibi firmalar bu sektörün temellerini atıyor. Gelecekte uzayda kokteylini yudumlarken Netflix izleyen zenginlerin, arka plana gezegenimizi aldıkları selfie'leri sosyal medyada yer almaya başlayacak. Uzay turizmi için hazırlanan ilginç konsept tasarımlar ve görseller var.
Bu oda çok da fazla şey içermiyor ancak aklınıza gelebilecek tüm otel odalarından daha pahalı olacak. Zira uzayda bulunacak. Ayrıca bu odaya Netflix izlemek için kullanılabilecek ekranlar da eklenecek.
İşin içinde uzaya gitmek varsa o işin içinde Elon Musk ve SpaceX de mutlaka vardır. Konuya ilişkin bu görsel çalışması da Musk’ın kararlılığını ortaya koyuyor.
Falcon 9’un özelliği şu, tekrar tekrar kullanılıyor. Böylece uzay seyahatlerinin fiyatı daha makul seviyeye geliyor. Yani multimilyonerler için daha makul.
Yukarıda yer alan kabin, Crew Dragon’un kabini. Böyle bir araçla yolculuk yapmak muhtemelen onlarca milyon dolara mal olacak. En azından NASA’ya göre...
Jeff Bezos, 1999’da Blue Origin’i kurdu. SoaceX’in en büyük rakibi bu firma.
Şu anda uzay turizmi diye bir şey yok, haliyle bu firmaların henüz bir geliri yok. Jeff Bezos, Blue Origin için her yıl yaklaşık 1 milyar doları gözden çıkarıyor. Öte yandan Bezos’un hayali bir uzay kolonisi kurmak. İlk hedefi de Mars.
2020 yılında karşımıza çıkacak olan bir başka roket de, Falcon 9’dan daha büyük olacağı söylenen New Glenn adlı roket. Bu araç, emekli olmadan önce en az 24 defa kullanılabilecek.
Blue Origin, neredeyse mükemmel hale getirdiği daha küçük bir fırlatma sistemi kullanıyor. New Shepard adlı bu araç ile bir kapsül uzaya taşınacak. New Shephard aslında uzaya tatile gitmiyor ancak yerden yüz 100 kilometre yukarı çıkabiliyor.
Araç uzaya ulaştığında 4 dakika boyunca yörünge dışında kalmayı ve yer çekimsiz ortamı deneyimlemeyi sağlıyor.
Uzay seyahatinin görece ucuz yöntemlerinden biri olan New Shepard yolculuğu bile 200 bin dolara mal oluyor.
Starship de SpaceX’e ait araçlardan biri. Bu aracın özelliği ise çok daha pahalı biletlere sahip olması ve uzayda bir hafta, hatta daha uzun misafir olmayı sağlaması olacak.
Virgin Galactic de bir diğer sivil uzay şirketi olarak biliniyor. Bu firma da uzay yolculuklarını daha kolay hale getirmeyi amaçlıyor. Firmanın aracı ise SpaceShipTwo adıyla biliniyor.
Virgin hali hazırda bir havayolu filosuna sahip. Bu nedenle de uzay yolculuklarını uçaklarla kolaylaştıracaklar. Belli bir yüksekliğe ulaşana kadar uzay gemisi iki uçak tarafından çekilecek, uzay aracının iticileri havada ateşlenecek.
Virgin Galactic aracı da atmosfer dışında çok az bir zaman geçirecek, ardından dönüş yoluna koyulacak.
Virgin Galactic, hali hazırda 700 bilet sattığını söylemişti. Biletlerin tanesi ise 250 bin dolar olarak açıklanmıştı.
Uzay seyahatinde ilk durağımız tabii ki Ay olacak. Ay yörüngesinde bir tur atmak isteyenler ise SpaceX’i tercih edecek.
SpaceX’in ilk yolculuğu için Japon milyarder Yusaku Maezawa, bütün biletleri aldı. Maezawa, yanında götüreceği sanatçıların eserlerini satın alarak dünya dışı sanatın ilk örneklerini koleksiyonuna katacak.
SpaceX’in bir uzay konseri konseptini aşağıda görebilirsiniz. Lindsey Stirling klibine benzeyen bu sahneler de gerçek olacak.
The Gateway Foundation da uzay için bir otel tasarlıyor. Derneğin kurmayı amaçladığı istasyonun adı ise Von Braun İstasyonu ve 2025’te faaliyete geçecek.
Von Braun İstasyonu’nda haftalık 100 kişi ağırlanabilecek. Bu kişiler için restoranlar, düşük yerçekimi basketbol sahaları, trambolinler ve tırmanma merkezleri bulunacak.
Deniz cüzdanı, asker cüzdanı ve normal cüzdana ek olarak çok zenginlere yönelik bu akıllı cüzdan, uzayda parasız kalmamanız için ihtiyacınız olan bir araç olacak.
Bu fikirler şimdilik adı üstünde, fikir. Geleceğin ne getireceği bilinmez. Zaten gerçekçi olmamız gerekirse büyük kısmımızın da bu yolculuklara katılamayacağı gibi bir gerçek bulunuyor.