Türkiye bundan birkaç yıl önce, İstanbul'daki belirli bir güzergahta defalarca trafik cezası yiyen ancak bu cezalardan haberdar bile olmayan vatandaşların isyanına kulak kesilmişti. Öyle ki sayısız sürücü, İstanbul Havalimanı'na giden güzergahta defalarca ceza yemişti. Bunun nedeni, İBB Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü'nün minibüsler için belirlediği 70 km/sa hız sınırıydı. Vatandaşların bu sınırı 90 km/sa olarak bilmeleri, ortalığın karışmasına yol açmıştı.
Yaşanan süreçteki ilginç olaylardan bir tanesi de trafik cezası tebligatlarının çok geç gönderilmesiydi. Edinilen bilgilere göre pek çok sürücü, güzergahı kullandıktan 8-9 ay sonra cezadan haberdar olmuştu. Bu da cezaların katlanmasına sebebiyet vermişti. Hatta öyle ki yolcu taşıyan bazı şirketlere 300 bin TL'nin üzerinde trafik cezası tebligatı geldi. Cezaları bir şekilde ödeyen şirketler, haklarını aramaktan da geri kalmadılar. Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvuran 500'e yakın şirket, yaşanan olayın "hukuk güvenliği ve öngörülebilirlik ilkesi"ne aykırı olduğu tespit ettirdi.
Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından yapılan açıklamalarda şu ifadelere yer verildi; "Şikâyete konu idari para cezaları 8-9 ay sonra yapılmış. Bu süreler, günümüz şartlarına göre çok uzun. Dolayısı ile bu durum, hukuk güvenliği ve öngörülebilirlik ilkesine uygun değil”. Kurum, trafik yönetmeliğine konuyla ilgili yeni bir madde eklenip, tebligat süresinin 30 gün ile sınırlandırılması gerektiğini ifade ediyor.
Değer Kaybı Tazminatına 'Sigorta' Ayarı: Trafik Kazalarında Hatasız Olma Avantajı Ortadan Kalkıyor
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) adına konuşan Avukat Yasemin Bal ise; "Bu karar, milyonlarca kişi ve firmayı ilgilendiriyor. Bu kararla birlikte, müvekkiller adına kesilen cezalara ilişkin ödenen paraların iadesini talep edeceğiz. Gerekirse idare mahkemesine de başvurmayı planlıyoruz. Eğer, kesilen cezalara ilişkin tebligatlar zamanında ulaşmış olsaydı, bir gün içinde aynı plakaya birden fazla ceza kesilmesi durumu da olmayacaktı." şeklinde konuştu.