D­S­Ö­ ­G­e­n­e­l­ ­D­i­r­e­k­t­ö­r­ü­,­ ­C­O­V­I­D­-­1­9­ ­K­o­n­u­s­u­n­d­a­ ­D­ü­n­y­a­y­ı­ ­H­ı­z­l­ı­ ­B­i­r­ ­Ş­e­k­i­l­d­e­ ­U­y­a­r­d­ı­k­l­a­r­ı­n­ı­ ­S­ö­y­l­e­d­i­

Koronavirüs ilk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktığında yeterli önlemi almadığı için eleştirilen Dünya Sağlık Örgütü, yapılan bu eleştirilere pek de yeterli olmayacak cevaplar verdi. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, 29 Nisan’da düzenlenen basın toplantısında koronavirüsün ortaya çıktığı ilk andan itibaren dünyayı uyarmak için hızlı ve kararlı hareket ettiklerini savundu. 

İsviçre’nin Cenevre kentindeki DSÖ merkezinde video konferans yöntemiyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Tedros Adhanom Ghebreyesus, 1 Aralık’ta ilk kez ortaya çıkan koronavirüs pandemisi için izledikleri süreci kronolojik olarak anlattı. “DSÖ, en baştan beri dünyayı uyarmak adına hızlı ve kararlı bir şekilde hareket etti. Erkenden ve sık sık sözlü uyarılarda bulunduk” şeklinde açıklama yapan Ghebreyesus, ocak ayından sonra COVID-19 pandemisi hakkında sürekli basın toplantısı düzenlediklerini söyledi. 

İhtiyacı olan ülkelere milyonlarca test kiti ve koruyucu ekipman gönderdiklerini de belirten DSÖ Genel Direktörü, “DSÖ, şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda kararlıdır” dedi. 

DSÖ’ye karşı gelen eleştirilerin başında Çin’in ekonomisini kötü etkilememek için kararların çok yavaş alındığı geliyor. Salgının başlarında “Çin’e seyahat kısıtlaması getirmeyin” şeklinde bir açıklama yapan DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, açıklamalarında bu konuya değinmedi. 

DSÖ, 30 Ocak’ta COVID-19’a ilişkin olarak “Uluslararası kamu sağlığı acil durumu” ilan etmiş olsa da “Çin’de olup bitenler değil, diğer ülkelerde olanlar” ifadesini kullanmış ve diğer ülkelerin Çin’le yapılan ticari aktivite ve seyahatlerin durdurulması için bir gerekçelerinin olmadığını söylemişti.