Çocukluğumuzda neredeyse hepimizin salonu benzer tarzdaydı. Kahverengi ahşap bir vitrin, içinde annemizin dantelleri, süs eşyaları, dönemin müzik seti veya televizyonu bulunurdu. Raflarında ansiklopediler olmazsa olmazdı, hani gazetelerin kuponla verdiklerinden.
Vitrinin önündeyse yine aynı renk ve tarzda bir masa yer alırdı. O masada ne yemekler yendi, muhabbetler edildi. Dersimizi orada çalıştık, annemizin yaptığı kısırları orada yedik.
Cep telefonu veya dijital fotoğraf makinesi yoktu o zamanlar, 36 filmlik hakkımız vardı.
Bütün bu fotoğrafların ardından siz de kendi çocukluk fotoğraflarınıza bakmak isteyebilirsiniz.