R­o­k­e­t­l­e­r­i­ ­G­e­m­i­y­l­e­ ­Y­a­k­a­l­a­y­a­n­ ­S­p­a­c­e­X­ ­H­a­k­k­ı­n­d­a­ ­A­z­ ­B­i­l­i­n­e­n­ ­1­0­ ­G­e­r­ç­e­k­

Günümüzün en popüler girişimcisi Elon Musk'ın girişimlerinden en 'havalı' olanı hiç şüphesiz SpaceX. PayPal'de elde ettiği başarının ardından Tesla'nın başına geçen Musk, bir yandan da uzay hayallerini gerçekleştirmek için SpaceX'i kurdu. İnsanlığı Mars'a taşımak ve orada koloniler kurmak gibi çılgın hayalleri olan Musk'ın şirketi SpaceX, bugünkü konumuna gelmeden önce birçok zorlu yoldan geçti. Bugün ise şirket, NASA'nın yapamadıklarını yapar hale gelen özel bir firma.

Şimdi gelin hep beraber 2002 yılında kurulan SpaceX'in bugüne kadar nasıl geldiğine yakından bakalım. Yıllar boyunca başından geçen olayları ve şirket hakkında muhtemelen bilmediğiniz gerçekleri incelemeye başlayalım.

PayPal'in eski sahibi ve Tesla CEO'su Elon Musk tarafından kurulan SpaceX, kurulduğu günlerde -doğal olarak- uzaya güçlü roketler fırlatmıyordu. Şirket, ilk zamanlarında uydu üretip uzaya gönderiyordu. Zamanla SpaceX, uzay rekabetinin en güçlü şirketlerinden biri konumuna geldi.

Şu an için Elon Musk'ın en büyük hedefinin insanlığı Mars'a taşımak olduğunu biliyoruz. Yoluna uydu fırlatma işleriyle başlayan SpaceX'in kuruluşundan beri tek bir amacı var: İnsanlığı birden çok gezegende yaşayabilir hale getirmek.

SpaceX, ilk olarak 2010 yılında uzaya roket fırlatmış, yörüngeye oturtmuş ve uzay aracının Dünya'ya geri dönmesini sağlamıştı. Bu başarılı fırlatmayla birlikte SpaceX, uzaya roket gönderebilen ilk özel şirket oldu; yani bu iş devletlerin tekelinden çıkmış oldu.

Geçtiğimiz yıl Falcon Heavy roketiyle birlikte uzaya fırlatılan Tesla Roadster'ın sürücü koltuğunda Starman adı verilen makete giydirilen kostüm, gelecekte insanların Mars'ta giyebileceği şekilde tasarlandı. Bu kıyafet, günümüz astronot kıyafetlerine kıyasla çok daha hafif ve kullanışlı. 

2010 yapımı Marvel filmi Iron Man 2'nin sahnelerinden biri SpaceX'in Hawthorne, California'daki fabrikasında çekilmişti. Filmin yönetmeni Jon Favreau'nun söylediğine göre Tony Stark'ın ileri teknolojilerinde, Elon Musk'tan esinlenmeler bulunuyor. Hatta filmin bir diğer sahnesini de yukarıda görüyorsunuz.

2018 yılının şubat ayında bir Tesla Roadster'ı taşıyan Falcon Heavy'i uzaya göndererek tarih yazan SpaceX, uzay çalışmaları konusunda bir ilke imza atmış oldu. Uzaya gönderilen roketler arasında en yüksek taşıma kapasitesine (64 ton) sahip olan Falcon Heavy, dünyanın en güçlü roketi olarak nitelendiriliyor.

Elon Musk'ın Mars hayalini gerçekleştirmek üzere test çalışmalarına başlanan ve ilk prototipi üretilen Starship'in 2020 yılında fırlatılması bekleniyor. Mars atmosferine saatte 27 bin kilometre hızla girmesi planlanan Starship, özel bir kaplamaya ve paslanmaz çelik gövdeye sahip olacak. Yukarıda gördüğünüz fotoğraf ise bu devasa uzay aracının 'küçük' bir prototipi.

Elon Musk'ın Mars hayallerinin yanı sıra SpaceX, saatler süren uçak yolculuklarını da kısaltmayı hedefliyor. Dünya genelinde en yüksek hava trafiğine sahip uçak rotaları olan Londra - New York, Paris - New York, Londra - Hong Kong gibi oldukça uzun süren uçuşları sadece 25-35 dakika aralığına düşürecek olan bu proje, muhtemelen hayata geçtiğinde ciddi derecede maliyetli olacaktır. Teknolojinin ilerlemesiyle beraber bu ulaşım yöntemi ucuzlarsa, uçaklara elveda diyebiliriz.

NASA, SpaceX ile güvenilir ve düşük maliyetli uzay araçlarının geliştirilmesi ve NASA astronotlarının bu araçlarla Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS)'e taşınması konusunda büyük bir anlaşma imzaladı. SpaceX'in geliştirdiği Dragon adlı tekrar kullanılabilen kargo roketi, 2019 ile 2024 yılları arasında ISS'e 6 NASA astronotunu taşıyacak. NASA, bu anlaşma karşılığında SpaceX'e 2,6 milyar dolar ödeyecek.

SpaceX'in en önemli şirket politikalarından biri, uzaya gönderilen roketlerin Dünya'ya geri gelebilir şekilde tasarlanması. Tabii bu geri dönme olayı o kadar da kolay olmuyor. SpaceX'in geliştirdiği insansız drone gemisi, roketlerin iniş yapacağı yeri belirleyerek bu inişe uygun bir şekilde konumlanıyor.

SpaceX, bunun haricinde denize düşen roket parçalarını toplamak için de Mr. Steven adını verdiği bir gemiyi kullanıyor. Drone gemisine göre çok daha az maliyetli olan gemi, basit de olsa büyük bir iş yapıyor. Başarılı fırlatmaların ardından roketleri tekrar kullanılabilir hâle getiren SpaceX, fırlatma sonucu ortaya çıkan maliyeti ciddi derecede hafifletiyor.

Kaynakça: 1, 2

Benzer içerikleri farklı teknoloji şirketleri için de oluşturmaya devam edeceğiz. Takipte kalın :) 

Serimizin diğer içerikleri: