Tasarım denince akla ilk önce mimari, sanatsal yapıtlar ve bu gibi özel alanlar geliyor olabilir. Halbuki günlük hayatlarımızda kullandığımız sıradan eşyalarda bile, yapılan tasarımların izlerine rastlıyoruz. Alışveriş yaparken, genelde göze daha hoş görüneni, farklı bir özelliği olanı tercih ediyoruz. Ruhumuza hitap eden eşyaları kullanmak, ilginç özellikleri olan araç gereçlere sahip olmak bizleri mutlu ediyor. Peki ya bu durumun tam tersi olursa?
Yunan mimar Katerina Kamprani, günlük hayatlarımızda kullandığımız objelerin estetik ve fonksiyonel özelliklerini tamamen değiştirerek bir koleksiyon yarattı. The Uncomfortable (Konforsuz) isimli koleksiyonun özelliği, kullanım tarzına alışık olduğunuz objelerin hiç de bildiğiniz gibi olmaması. Nasıl mı? Haydi hep birlikte bu sıra dışı tasarımlara göz atalım.
İş çıkışı yorgunluğunuzu atmak için, birşeyler içmek istediniz. Size sunulan içecek, yukarıda görmüş olduğunuz kadeh ile geliyor. Ne düşünürdünüz? İlk etapta ilginç gibi görünen bu kadeh tasarımı, oldukça rahatsızlık verici çünkü her içme denemenizde, burnunuz ile alnınız bir imtihandan geçiyor.
Bir sandalye ne kadar sinir bozucu olabilir ki derseniz, işte cevabı tam olarak burada yatıyor. Sandalyenin doğasında yatan, rahatlık sağlama, kişiye dinlenme imkanı sunma amacı bu tasarımda güdülmemiş. Evinize böyle bir ürün alır mıydınız?
Yağmurlu bir günde en çok ihtiyaç duyacağınız eşyalardan birisi, yağmur çizmeleri olacaktır öyle değil mi? Ayaklarınızı sulardan korumak istemeniz çok doğal ancak bu çizme ile şehrin bütün suyunu ayaklarınızda hissedebilirsiniz.
"Mutluluk paylaştıkça artar" derler. Peki ya mutluluğunuzu paylaşmak için ufak çaplı bir tartışma yaşamayı göze alır mısınız? Bu iki kişi için tasarlanmış kadehlerden bir şey içebilmek için, sinirlerinize biraz hakim olmanız gerekiyor.
İşte muhteşem(!) bir çatal tasarımı. Karnınız çok açken, bu çatalla yemek yemeye çalıştığınızı bir hayal edin. Sinirlerinize hakim olabilir miydiniz?
Alışveriş yaparken, belki de tasarımına göre tercih edilen eşyaların ilk sırasında kupalar gelir. İnsanlar kupaları ile fotoğraflar çekilir, onlarla sıcak bir bağ kurar. Tasarım önemlidir tabi ki ancak kupaların bir özelliğinin olması gerek: İçecekleri içmemizi sağlamak.
Listemizde yemek yaparken, işin içine biraz heyecan katmak isteyenler için çok uygun bir tencere tasarımı yer alıyor. Bu tencerede yemek yapmak imkansız değil hatta ev içerisinde küçük çaplı yarışmalara bile neden olabilir.
Yemekleri dolu dolu kaşıklarla yemenin çok da sağlıklı olmadığı söylenir. Sanıyoruz ki bu kaşık, tamamen bu felsefe üzerine tasarlanmış bir obje olarak karşımıza çıkıyor.
Kitap okurken, demlenen çayı baş ucuna şirin mi şirin bir çaydanlık seti ile getirmeyi kim istemez? Böylece keyfiniz bölünmez, içeceğiniz sıcak kalmaya devam eder. Tabii burada "keyif" kısmından biraz şüpheliyiz çünkü çayınızı koymak ayrı bir dert, içmek ise bambaşka yetenekler gerektiriyor.
Sevdiklerinizle birlikte kahve içmek çok keyifli bir aktivite, bir de birlikte kahve içememek konusunu deneyimlemek isterseniz, bu kupalar size yardımcı olacaktır.
Peki sizler kişilerin eşyalarla olan etkileşimlerinin tersine çevrildiği, tam anlamıyla sinir bozan bu tasarımlardan herhangi birini satın alıp, evinizde kullanır mıydınız?