P­a­t­o­l­o­j­i­k­ ­v­e­ ­K­o­m­p­u­l­s­i­f­ ­Y­a­l­a­n­ ­A­r­a­s­ı­n­d­a­k­i­ ­F­a­r­k­ ­N­e­d­i­r­?­

P­a­t­o­l­o­j­i­k­ ­v­e­ ­K­o­m­p­u­l­s­i­f­ ­Y­a­l­a­n­ ­A­r­a­s­ı­n­d­a­k­i­ ­F­a­r­k­ ­N­e­d­i­r­?­

Hepiniz taktir edersiniz ki yalan söylemek pek de hoş karşılanan bir şey değildir; ancak her yalanın eşit şartlar altında söylenmediğini ve aynı etkiyi yaratmadığını da unutmamak gerekir. Söyleyene ya da söylenene zarar vermeyen küçük, zararsız yalanlar olduğu gibi ağır sonuçları olan büyük yalanlar da vardır. 

Sık sık yalan söyleyen insanlar için kullanılan ‘patolojik yalancı’ ve ‘kompulsif yalancı ’ terimlerini duymuşsunuzdur. Bu iki terim sanki eş anlamlılarmışçasına birbirleri yerine kullanılır; ancak aslında anlamları farklıdır. Klinik psikolog Dr. Ramani Durvasula, Well+Good ile yaptığı röportajda bu iki terim arasındaki farkı açıkladı. 

patolojik ve kompulsif yalan

Hem patolojik hem de kompulsif yalan, alışkanlıktan dolayı söylenir ki bu da bir kişinin söylediği herhangi bir şeyin gerçekten doğru olup olmadığını veya bir dereceye kadar yalan bilgi içerip içermediğini belirlemeyi son derece zorlaştırabilir. Ayrıca her iki yalan türü de genellikle bir kişinin erken çocukluk döneminde travmatik bir olaya tepki olarak geliştirdiği savunma veya başa çıkma mekanizmaları olabilir. 

Ancak bunların haricinde patolojik ve kompulsif yalan söyleme arasında önemli farklılıklar vardır. Durvasula’ya göre patolojik yalan; kişinin suçlamadan kaçınmaya ve beladan kurtulmaya yönelik manipülasyonunu içeriyor ve genelde birden fazla yalandan oluşuyor. Durvasula bu durumu “bazı kişisel kazançlar elde etmek için ayrıntılı bir yalan ağı” oluşturmak şeklinde açıklıyor. Patolojik yalancıların, davranışlarının çoğu zaman başkalarını nasıl etkilediğinin farkında olmadığını ve empati kuramadığını belirten Durvasula, bu durumun narsisistik kişilik bozukluğu ile bir arada bulunma eğiliminde olduğunu; ancak bunun her zaman söz konusu olmadığının altını çiziyor. 

Kompulsif yalan ise, çoğu zaman herhangi bir somut nedene bağlı olmadan, alışkanlık sebebiyle söyleniyor ve genelde herhangi bir kötü sonucu da olmuyor. Kompulsif yalancıların düşük riskli ya da hiç risk olmayan durumlarda yalan söylediğini aktaran Durvasula, bu yalanların çoğunlukla gitmediğiniz bir tatile gitmişsiniz gibi davranmak veya dün gece televizyonda ne izlediğiniz hakkında yalan söylemek gibi basit şeyler olduğunu söylüyor. Bu tarz ufak yalanlar, kompulsif yalancıların rahat ve tanıdık hissetmelerine sebep oluyor. 

patolojik ve kompulsif yalan

Durvasula’ya göre patolojik ve kompulsif yalan söylemede önemli olan tek şey ne sıklıkla yalan söylendiği değil: Kişinin amacı ve yalanın türü de bir o kadar önemli. Durvasula, bu durumla alakalı olarak “Bu küçük yalanlar norm haline geldiğinde ve aynı zamanda daha alçak, büyük yalanlar dahil olduğunda, mesele daha belirgin bir şekilde aldatma ve güvensizliğe yöneliyor” diyor. 

Birine olan güveniniz azalmaya başladığında, iş arkadaşı, romantik partner, aile üyesi, arkadaş veya başka bir şey olup olmadığına bakılmaksızın, onlarla olan ilişkinizi yeniden düşünmeniz gerekebilir. Durvasula, bu gibi durumlar için, "Doğru olduğundan emin olmanız gereken yüksek riskli herhangi bir bilgiyle uğraşıyorsanız, bu istihbaratın onayını başka birinden aldığınızdan emin olun," şeklinde tavsiyede bulunuyor. 

İLGİLİ HABER

Trenin Tepesinde Seyahat Eden Adam, Raylara Düşüp Karşıdan Gelen Trenin Altında Kaldı

Son olarak Durvasula; bir kişinin -özellikle de bu kişi patolojik yalancıysa- yalan söylediğini yakalamanız durumunda, bu konuda onlarla yüzleşmemizin pek de akıllıca bir hareket olmayacağını belirtiyor. Bunu yapmanız durumunda yalan söyleyen kişi çok büyük bir ihtimalle savunmaya geçecek ve her şeyi inkar etmeye başlayacak; yalan üzerine yalan söyleyecektir. Bu yüzden de zaman ve enerjinizi, gerçekleri başka bir yerde aramak için kullanmanız sizin için en iyi olacaktır. 

Popular Articles

Latest Articles