İ­n­s­a­n­ ­V­ü­c­u­d­u­n­u­n­ ­H­a­y­r­e­t­e­ ­D­ü­ş­ü­r­e­n­ ­4­2­ ­Ö­z­e­l­l­i­ğ­i­

İ­n­s­a­n­ ­V­ü­c­u­d­u­n­u­n­ ­H­a­y­r­e­t­e­ ­D­ü­ş­ü­r­e­n­ ­4­2­ ­Ö­z­e­l­l­i­ğ­i­

Vücudumuzda, haberimiz olmadan birçok şey gerçekleşiyor. Aldığımız ilkokul eğitimden bu yana vücudumuzla ilgili birçok şey öğrenmiş olsak da bilmediğimiz de bir o kadar bilgi mevcut. Hatta bilim insanları da her geçen gün vücudumuzla ilgili yeni bilgiler yeni gerçeklikler ortaya koyuyor.

Vücudumuzdaki sinirlerin uzunluğundan, bağırsakların sağlıklı bir vücuttaki önemine kadar birçok şey artık ana akım bilgi haline gelmiş olsa da hâlâ birçok kişi tarafından bilinmeyen bilgiler mevcut. Vücudunuz hakkında daha çok şey öğreneceğiniz yazımıza hoş geldiniz. Hazırsanız çayınızı, kahvenizi alın başlayalım.

Koku duyumuzun en güçlü duyularımızdan bir tanesi olduğunu belki biliyor olabilirsiniz ancak koku hafızamız da bir o kadar güçlüdür. Dolayısıyla tanıdığınız bir kokuyu alınca hemen bağlantı kurarak size neyi anımsattığını hatırlayabilirsiniz.

Ayaklarımızın vücudumuzun kalanına oranla pek de büyük olduğunu söylemesek de aslında ayağımızda 28 farklı kemik bulunuyor. Bunun yanına eklemler ve tendonlar da eklenince iki ayağımızda toplam 56 kemik, 66 eklem ve 200’den fazla tendon ortaya çıkıyor.

Kızarmamızın sebebi sempatik sinir sistemimizin tepki vermesi ve vücuttaki kan akışımızın hızlanmasıdır. Salgılanan hormonlar yüzünden kanın artışı artarken daha çok oksijen taşındığı için dokular da daha kırmızı görünürler.

Bakterilerin boyutlarını düşündüğünüzde bu ağırlık ilk duyduğunuzda size fazla gelmiş olabilir. Ancak bu ağırlığa ulaşan bakteri hücreleri, vücudumuzu oluşturan hücrelerden çok daha küçük olmaları sebebiyle insan vücudunu oluşturan hücrelerden 10 kat daha fazladır.

Serçe parmağınızın boyutunu düşününce bu bilgi size şaşırtıcı gelebilir. Ancak baş, orta ve yüzük parmağı kavrama hareketlerinden sorumluyken serçe parmak, yüzük parmağıyla birlikte gücü sağlar.

Ellerimizin ve parmaklarımızın günlük yaşantımız için oldukça önemli olduğunu söylememize gerek yok herhalde. Ancak parmaklarınız, düşündüğünüzden çok daha hassas olabilir. Parmaklarımız, 13 nanomentre boyutundaki cisimleri bile hissedebilir. Daha kolay anlaşılması için elinizi dünya boyutunda olarak düşünürseniz, evleri ve arabaları birbirinden ayırt edebilirdiniz.

Beynimizin oldukça sürprizlerle dolu bir organ olduğu su götürmez bir gerçek. Bu organımızla ilgili sizi daha da şaşırtacak bilgiler bulunuyor. Beynimizdeki özel kimyasallar aracılığıyla aktarılan sinyaller saatte 430 km’ye kadar çıkabilir.

Yaşlandıkça insan vücudunda birçok değişim meydana geliyor ve bu değişimlerden bir tanesi de tat alma duyusunda gerçekleşiyor. Bir insan, 60 yaşına geldiğinde tat alma duyularının yaklaşık %40’ını kaybediyor. Sevdiğiniz şeylerin tadını çıkarmaya bakın.

Buna dalış refleksi adı veriliyor ve beyninizin, vücudunuzun suya batırıldığını fark etmesiyle harekete geçiyor. Boğulma durumunu fark eden beyin, kalp atış hızını yavaşlatıyor ve kan basıncını hayati organlara yönlendiriyor.

Cinsiyet fark etmeksizin tüm insanlarda süt bezleri, süt kanalları ve meme uçları bulunuyor. Erkeklerin meme uçlarının süt üretimi ise şiddetli stresin sebep olduğu hormonal bir dengesizlikle gerçekleşebiliyor.

Beyaz kan hücreleri, vücudumuzu düşmanlardan korurken aynı zamanda vücudumuzdaki eski ve bozulmuş hücreleri de temizler. Bundan sonraki 30 saniyede vücudumuz 72 milyon yeni kırmızı kan hücresi üretir ve 174 bin eski cilt hücresinden kurtulur.

Yapılan araştırmalarda, insanların derin uykuya geçmesine ve rüya görmesine yardım eden iki gen tespit edildi. Chrm 1 ve Chrm 3 olarak adlandırılan bu iki genin eksikliğinde REM uykusuna geçilemediği ve rüya görülmediği tespit edildi.

En yakın arkadaşınızla sanki bir ruh ikizi olduğunuzu hiç düşündünüz mü? Eğer ki böyle bir arkadaşa sahipseniz düşünme biçiminizin aynı olmasının sebebinin sürekli olarak benzer uyaranlara şahit olmanız olduğunu da bilseniz iyi olur.

Vücuttaki en güçlü kasın dilde olduğuyla ilgili şeyleri duymuşsunuzdur ancak dilimizin marifetleri burada bitmiyor. İnsanlığın gelişmesinde büyük bir pay sahibi olan konuşma yetimizin altında da inanılmaz derecedeki esnek dil yapımız bulunuyor.

Gözyaşları, dışarıdan bakıldığında hiçbir farklılık göstermese de mikroskopla incelendiğinde aradaki fark ortaya çıkıyor. Soğan dökerken döktüğünüz gözyaşlı diğerlerinden ayrılırken mutluluktan döktüğünüz ya da kederden döktüğünüz gözyaşlarınızın yapısı da değişiklik gösteriyor.

Mavi ya da yeşil gözlü insanlara gözlerinin ne kadar güzel olduğu çoğu zaman söylenir belki de bu kişilerden bir tanesi de sizsiniz. Aslında iltifatlar edilen o renkli şeyler saydam tabakanın altında yer alan renkli kas grubudur.

Genellikle kalbimiz dakikada 60 ile 80 kez, bir günde 100 bin kez, bir yılda 30 milyon kez ve 70 yılda ise 2,5 milyar kez atar. Bu kadar fazla çalışan organımızın kendisini dinlenmeye aldığı anlar da vardır ve bu da ömrümüzün yaklaşık 20 yılına denk gelir.

İngiliz bilim insanlarının geliştirdiği bir teknik sayesinde insanlar, kulaklarından %99,6 gibi bir oranla belirlenebiliyor. Sadece kulaklarımız değil dilimizin şekli ve dokusu da eşsiz.

Yapılan bir araştırmaya göre yemek sıcaksa ekşi tatlar, nispeten biraz daha soğuksa acı tatlar daha etkili oluyor. Vücudumuzdaki reseptörlerin hassas olduğu sıcaklık aralığı ise 18 ile 35 derece arası.

Mide asidimizin çok güçlü olduğunu hatta bir demiri bile eritebileceğini belki duymuşsunuzdur. Aslında mide asidimiz o kadar yoğundur ki midemizi bile parçalayabilir, bu yüzden midemiz, her 3-4 günde bir iç katmanlarını yeniler.

Yapılan çalışmalara göre bağırsaklarımızda ikinci bir ‘beyin’ bulunuyor. Aslında ikinci beyin denmesinin sebebi sindirim kanalı olarak adlandırılan bölgenin, bağımsız olarak çalışan bir sinir sistemine sahip olması.

Beynimizde milyarlarca sinir hücresi bulunur. Sinir hücreleri, acı ve hazları duyumsayan yapılardır ancak beyni oluşturan sinir hücreleri acıyı hissetmez.

Aslında vücudunuz karanlıkta parlıyor ancak biz bunu göremiyoruz. Bunun sebebi ise vücudumuzun yaydığı ışığın gözlerimizin algılayabileceğinden bin kat daha düşük olması.

Bazı bakteri türlerinin elektrik üretebildiği zaten biliniyordu. Ancak insan bağırsaklarında bulunan bakterilerin de elektrik ürettiği yeni keşfedildi.

Sizin de bazen birilerini gözünüzün ısırdığı olmuştur. Bu, hatırlayabileceğimiz yüz sayısının sınırlı olmasından kaynaklı olabilir. Bir insanın hatırlayabileceği yüz sayısı kişiden kişiye değişse de ortalama 5 bin ile 10 bin arasında olduğu açıklandı. Sizin hatırlayan ancak sizin hatırlayamadığınız kişilere karşı bahaneniz hazır diyebiliriz.

Beyninizi, her zaman için en korunaklı ve hijyenik yer olarak düşünebilirsiniz. Ancak yapılan araştırmalara göre insan beyninde yaşayan zararsız mikroplar bulunuyor.

1982'de Lawrenceville'de, Angela Cavallo, 1964 Chevrolet Impala'yı tek başına kaldırdı. Oğlu Tony, arabanın altında çalışırken arabayı havada tutan krikolar düştü ve arabayı tek başına havada tuttu. Vücudumuzda 640 kas var ve bunların sınırları ve kapasiteleri hala bilinmiyor.

Vücudumuzu kontrol eden, belki de sahip olduğumuz her şeyi borçlu olduğumuz değerli organımızda %60 oranında yağ mevcut bulunuyor. Bu da kendisini sağlıklı bir insan organında oransal olarak en fazla yağ bulunan organ yapıyor.

Hamileliğin kadınlar üzerinde birçok değişiklik yarattığı su götürmez bir gerçek. Ancak görünüşe göre kendilerine uykularında da pek rahat yok.

Öksürük hızınızı ölçmeyi belki de hiç düşünmemişsinizdir ancak araştırmacılar tarafından ölçülmüş. Öksürüğümüz saatte 80 km’ye kadar ulaşabiliyor.

Karaciğerlerimiz kanı filtreleme, kolesterolü ve bazı vitaminleri işleme gibi yüzlerce işlevi yerine getirebiliyor. Oldukça çalışkan olduğunu söylesek yanlış olmaz herhalde.

Erkekler olarak kadınlardan ayrıldığımız bir nokta da kalp atış hızlarımız. Kanadalı bilim insanları tarafından yapılan araştırmaya göre kadınların kalpleri, erkeklere göre dakikada 10 kez daha fazla atıyor.

Listedeki belki de en ilginç bilgilerden bir tanesi. Evet, orta parmağımızdaki tırnağımız diğerlerine göre daha hızlı uzuyor. Tırnaklarınızı kestiğinizde siz de gözlemleyebilirsiniz.

Bu gerçeği en net, her gün sakal tıraşı olmak zorunda kalan erkekler fark etmiştir. Kadınların, sakallı erkeklerden hoşlanması belki de avantajımızdır, kim bilir?

Uykuyu vücudumuzun dinlendiği bir aşama olarak görüyor olabiliriz. Ancak yapılan çalışmalara göre beynimiz uykudayken normalden daha meşgul.

Her iki ağrının da insana çok fazla acı verdiği kesin. Hatta bu iki ağrı birbirini de tetikleyebiliyor. Trigeminal sinirler çeneden kafaya doğru gidiyor ve dolayısıyla bu iki ağrı birbirini tetikleyebiliyor.

Listemizin üst sıralarında midemizin de kızardığından bahsetmiştik. Çevremize verdiğimiz psikolojik veya fiziksel bir tepki olan yüzümüzün kızarması da insanlara özgüdür.

Üstüne şimşek çarpan her on insandan dokuzu bu olaydan sağ kurtulmayı başarıyor. Üstelik bu durum, insanların yaşına göre değişkenlik de göstermiyor.

Oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Belki de yatağınızın altındaki toz gibi şeyler sizin ölü derilerinizdir. Bir de bir yılda yaklaşık 700 gram kadar deri döktüğümüzü de hatırlatalım.

Çelik gibi benzetmesini duymuşsunuzdur. İşte bu benzetmeyi kemikleriniz için yaparsanız kemiklerinize haksızlık etmiş olursunuz diyebiliriz. Vücudumuzdaki 16 cm3 boyutundaki bir kemik 8.700 kg ağırlığa dayanabilir.

Nörolojideki son bulgular, beynin elastik bir yapısı olduğunu ortaya koydu. İnsan beyni, öğrenilen bilgilerle şekillenir, şekil değiştirir. Her bilgi nöronlara kodlanır ve nöronların yapısını değiştirir. 

Beynimizin en gelişmiş yapılardan bir tanesi olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz ancak bu mükemmel olduğu anlamına da gelmiyor. Kimyasal yapısındaki bir değişiklik tüm dengemizi bozabiliyor. Örneğin şizofreni hastaları beyinlerindeki dengesizlikler yüzünden olmayan insanları görebiliyorlar.

Popular Articles

Latest Articles