T­ü­r­k­ ­S­i­n­e­m­a­ ­D­ü­n­y­a­s­ı­n­ı­n­ ­S­ı­r­a­ ­D­ı­ş­ı­ ­Y­ö­n­e­t­m­e­n­i­ ­Z­e­k­i­ ­D­e­m­i­r­k­u­b­u­z­’­u­n­ ­İ­z­l­e­y­i­n­c­e­ ­U­z­u­n­ ­U­z­u­n­ ­D­ü­ş­ü­n­m­e­n­i­z­e­ ­S­e­b­e­p­ ­O­l­a­c­a­k­ ­1­1­ ­F­i­l­m­i­

T­ü­r­k­ ­S­i­n­e­m­a­ ­D­ü­n­y­a­s­ı­n­ı­n­ ­S­ı­r­a­ ­D­ı­ş­ı­ ­Y­ö­n­e­t­m­e­n­i­ ­Z­e­k­i­ ­D­e­m­i­r­k­u­b­u­z­’­u­n­ ­İ­z­l­e­y­i­n­c­e­ ­U­z­u­n­ ­U­z­u­n­ ­D­ü­ş­ü­n­m­e­n­i­z­e­ ­S­e­b­e­p­ ­O­l­a­c­a­k­ ­1­1­ ­F­i­l­m­i­

25 Temmuz 1964 yılında doğan Zeki Demirkubuz, henüz lisede olduğu dönemde gerçekleşen 1980 darbesinde tutuklandı ve üç yıl cezaevinde kaldı. Bu sürede tanıştığı Dostoyevski onun hayatını değiştirecekti. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'ne girdikten sonra usta yönetmen Zeki Ökten’in asistanlığını yapmaya başlayınca sinemaya hayran kaldı ve başladı film yapmaya.

Film yapmaya başladıktan sonra ise hayat onun için bambaşka bir hale geldi. Her filminde sayısız ödül alıyor, uluslararası sinema camiasına adını altın harflerle yazdırıyordu. Filmlerinde işlediği konular ve tekniği zaman zaman eleştirilse bile herkes kabul edecektir ki kendisi Türk sinemasında yeni bir dönemin kapılarını aralamıştır. Gelin Zeki Demirkubuz filmlerine ve izleyiciye sundukları hikayelere yakından bakalım.

yeraltı

Zeki Demirkubuz’un ilk uzun metraj filmi olan C Blok, Tülay isimli karakterimizin değişim yolculuğunu anlatıyor. Zaten oldukça mutsuz bir evliliğe sahip olan Tülay, bir gün hizmetçisi ile kapıcısını yatağında birlikte görür ve bir aydınlanma yaşar. Artık hayatını yeniden sorgulamalı ve önüne çıkan yeni fırsatları değerlendirmelidir. Tabii hayatını yeniden inşa etmesi çabası epey sancılı olacaktır. 

Oyuncu kadrosuyla dikkat çeken Bulantı filminde umursamaz bir adam olan Ahmet’in hikayesini izliyoruz. Sevgilisinin yanında geçirdiği bir gecede Ahmet, karısının ve kızının trafik kazasında öldüğünü öğrenir. Rahat bir adam ya, hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eder. Fakat en umursamaz insanların bile bir kalbi vardır ve Ahmet bu acının hayatını nasıl değiştirdiğini ilerleyen günlerde görecektir.

Ahmet bir yönetmendir ve kafayı Dostoyevski'ye takmıştır. En büyük amacı ise onun Suç ve Ceza adlı eserini sinemaya uyarlamaktır. Fakat bir sorun vardır, Raskolnikov'u oynayacak oyuncuyu bir türlü bulamaz. Karısıyla kavga ettiği bir gün evine hırsız girer ve ona göre bu hırsız tam da aklındaki oyuncudur. Fakat şimdi yeni bir sorun vardır, hayallerindeki oyuncu olan hırsızı nereden bulacak?

Emine evde giysi dikerek geçinmeye çalışan bir kadındır, kocası ise kaçak olarak Romanya’ya gitmiştir. Bir gün eski patronu Ziya ile karşılaşan Emine kocasını unutur ve Ziya ile aralarında bir ilişki başlar. Derken kocası Cemal evine döner. Şimdi ortada garip bir aşk üçgeni oluşmuştur. Film boyunca aşk ve ihanet kavramlarını gerçekliğin en çıplak çerçevesinden izliyoruz. 

Kıskanmak filminde iş sebebiyle Zonguldak’a taşınmak zorunda kalan Halit ve dünya güzeli karısı Mükerrem’in hikayesine konuk oluyoruz. Bu yeni dünyada onları zor günler bekler çünkü Mükerrem ile şehrin en zengin ailesinin oğlu arasında yasak bir ilişki başlar. Bir yandan da Mükerrem’in yengesi işin içine dahil olur çünkü ilk gördüğü günden beri onun gençliğini ve güzelliğini kıskanmaktadır. 

Zeki Demirkubuz’un Karanlık Üstüne Öyküler serisi içinde yer alan İtiraf filminde, evli ve mutlu bir mühendis olan Harun’un hikayesini izliyoruz. Bir gün Harun, karısının kendisini aldattığını öğrenir ve bunu içine atar. Karısına her şeyi bildiğini itiraf etmek yerine bu korkunç sırrı içine atan karakterimiz korkunç bir psikolojik savaş yaşamaktadır. 

Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar adlı romanının Zeki Demirkubuz tarafından kendi bakış açısıyla sinemaya uyarlandığı Yeraltı filminde çok garip bir hikaye izliyoruz. Her şey, Muharrem’in hiç de sevmediği eski arkadaşlarıyla yemeğe çıkması ile başlar. Yemekte yaşananlar geçmişin utanç dolu hesaplaşmalarıdır. Sonrasında ise bireyin varoluş sancılarını en çıplak haliyle izlemeye başlarız. 

İsa kendi halinde bir adamdır. Filmlerde küçük figüranlıklar yaparak hayatta kalmaya çalışır. Olan garibana olur ya, İsa da bir gün mafyanın parasını çalmakla suçlanır. Parayı geri getirmek için bir günü vardır. İsa çaresiz kalır ve intihar etmeye karar verir. Kader bu ya, kapısı çalar ve hiç beklemediği biri gelir. Sonrası tıpkı üçüncü sayfa haberleri gibi şiddet ve şiddettir. 

Yazgı kendi halinde genç bir kadındır. Hayata karşı kayıtsız, isteksiz, umursamaz ve tepkisizdir. Bir gün Musa ona evlenme teklifi ve o da kabul eder. Fakat ortada ne aşk ne sevgi ne de başka bir duygu vardır. Ruhunu kaybetmiş gibi ortalarda dolaşan bu kadınla evlenmek ise Musa’nın hayatını değiştirecek ve her şey daha kötü olacaktır. Filmin senaryosu Albert Camus’nun Yabancı romanından uyarlanmıştır. 

Zeki Demirkubuz, sevilen filmi Masumiyet’ten yıllar sonra bu filmdeki karakterlerin orijin hikayesini izleyiciye sunuyor. Bekir’in Uğur’a, Uğur’un Zagor’a, Zagor’un ise bir tek kendine aşık olduğu bu garip üçgen Zagor’un hapse düşmesi ile daha da garip bir hal alır. Evlenen ve çocuğu olan Bekir her şeye rağmen Uğur’un peşini bırakmazken Uğur da Zagor’u bırakmaz ve acı dolu bir yolculuk başlar. 

Türk sinema tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı filmlerinden bir tanesi olarak kabul edilen Masumiyet, namus cinayeti yüzünden hapse girmiş olan Yusuf’un dışarı çıkmasıyla başlıyor. Yerleştiği kötü bir pansiyonda tanıştığı hayat kadını Uğur ve onun saplantılı aşığı Bekir, genç adamın hayata bambaşka bir açıdan bakmasına neden olacaktır. Film tam da adının hakkının veriyor ve masumiyet kavramını en derin şekilde sorguluyor.

Türk sinema dünyasının en sıra dışı yönetmenlerinden Zeki Demirkubuz imzalı filmleri listeledik ve kısaca izleyiciye sundukları hikayelerden bahsettik. Zeki Demirkubuz filmlerini beğeniyor musunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. 

Popular Articles

Latest Articles