Gün içinde anlamını bilmediğimiz birçok farklı sembollerle karşılaşırız. Kimi zaman ne ifade ettiklerini pek bilmesek de aslında her birinin kendine has anlamları ve kullanım amaçları bulunuyor. Bu tarz işaretlerin amacı aslında sembollerle yazı yazmak, yani işaretler ile insanların kafasında belirli bir konsept oluşturmak.
Aslında dışarıda gördüğümüz çoğu sembollerin anlamları çok eski tarihlere dayanıyor ve hepsinin belirli kullanış amaçları var. Sembollerin bazıları günümüzde anlamlarını yitirmiş olsa da, bugün yeni anlam kazanmış ya da eski anlamıyla kullanılmaya devam edilen çeşitli semboller görmek mümkün.
Kurdeleler, uzun yıllardır bir çok hastalığa dikkat çekmek ve bu hastalıklara olan bilinci arttırmak için kullanılan semboller. Her bir rengin ve desenin ayrı bir anlamı bulunmakta. Bu semboller genellikle hastanelerde, üniversitelerde ve kamuya açık birçok alanda sıkça karşımıza çıkar. Ülkemizde en yaygın olarak kullanılan pembe kurdele göğüs kanserini temsil ederken puzzle desenindeki kurdele ise otizm hastalığına dikkat çekmek için kullanılır.
Görmüş olduğunuz Asclepius’un Asası, yüzyıllardır tıpta ve özellikle eczacılıkta kullanılan bir semboldür. Hikayesi ise eski mitolojik çağlara dayanır. Apollon ve Coronis’in oğulları Asclepius, hastaları iyileştirebilen ve hatta onları ölümden döndürebilen yarı bir Yunan tanrısıydı. Yunan mitolojisinde yılanlar kutsal kabul edilirler ve şifa getirdiklerine inanılır, Asclepius’un asasını saran yılanın anlamı da buradan gelir.
İngilizcede tescilli ve kayıtlı anlamına gelen bu sembol, bahsetmiş olduğu simgenin ya da ismin ulusal olarak tescillenmiş bir marka olduğunu belirtir. Uluslararası geçerliliğe sahip bu sembol o markanın koruma altında olduğunu ve başkaları tarafından kullanılamayacağını gösterir. Anlamı ise "registered" ya da "real" olarak geçiyor. İlk olarak ABD'de kullanılıyor ve sonra neredeyse tüm dünyaya yayılıyor.
Her ne kadar bu semboller bize çok tanıdık gelse de, kadın ve erkek sembolleri arasındaki ayrımı yapmak bazen hala kafa karışıklığına yol açabiliyor. Görmüş olduğunuz bu sembol kadınların gezegeni olan Venüs’ün bir simgesidir. Yuvarlak bize hem bir kadının rahmini, hem de evrenin doğasını anımsatır. Bir sonraki sefer daha kolay ayırt edebilmeniz adına, eğer yuvarlağın ucunda artı bulunuyorsa bilin ki bu sembol kadınları temsil ediyor.
Bu sembol ise genellikle “savaş gezegeni” olarak adlandırılan Mars’ın simgesi olarak geçer ve erkekleri temsil ediyor. Sembol, aynı zamanda bir savaş tanrısı olan Mars’ın kalkanını ve mızrağını da temsil ediyor ve yuvarlağın ucunda sağa ve yukarı doğru bakan bir ok bulunuyor.
Dünyadaki en yaygın olan sembollerden biri olan bu sembolün kökeni 1970 yılının Nisan ayında ilk defa kutlanan Dünya Günü'ne dayanır. Bir karton şirketi, kağıdın geri dönüşüm sürecini temsil edecek yeni bir sembol bulmak amacıyla öğrenciler arası bir yarışma başlattı. Yarışmayı Gary Dean Anderson kazandı ve doğanın rengi olan yeşil renginde çizmiş olduğu bu oklar sırasıyla doğanın tükenebilir kaynaklarını, gelecek nesiller için bu kaynakları yenileme ve koruma ihtiyacımızı temsil eder.
Sonsuzluk sembolü ilk defa matematikçi John Wallis tarafından 1655 yılında matematiksel anlamda kullanıldı. Bu sembolü neden seçtiğini hiçbir zaman açıklamasa da matematikçinin aynı zamanda “çok” anlamına gelen ve Roma rakamında 1000 anlamına gelen CIƆ işaretinden esinlenildiği düşünülüyor.
Bir barış yanlısı olan Gerald Holtom, bu logoyu 21 Şubat 1958’de Nükleer Savaşa Doğrudan Eylem Komitesi'nin bir simgesi olarak tasarladı. Nükleer silahsızlanmayı temsil etmek amacıyla yaratılan bu sembol, 1960’larda hippi toplulukları tarafından da hızlıca bir şekilde kabul edildi ve tüm dünyada barışın simgesi olarak kabul edildi.
Bu tarz semboller, insanları tehlikeli veya zararlı etkenlere karşı uyarmak için kullanılır. 1946’da yaratılan bu sembol, bir atomdan yayılan radyasyonu temsil eder. Genellikle hastanelerin MR yada röntgen bölümlerinde karşılaştığımız işaret yüksek radyasyonu ve sakıncalı olduğunu ifade eder.
Günümüzde aşk ve sevgi gibi duyguları temsil eden kalp sembolünün anlamı aslında eskiden çok daha farklıydı. Örneğin Eski Yunanlılar tarafından yemekleri tatmak ve aynı zamanda doğum kontrol yönteminde kullanmak için kullanılan “silphium” adlı rezene çiçeğini temsil etmek için kullanılıyordu. Sonradan daha çok duyguların sembolü oldu.