2022 Katar Dünya Kupası tamamlandı. Maçların boşluğunu doldurabilecek bir alternatif arayanlar, kendilerini futbol filmlerinin peşine düşmüş buluyor.
Futbol ile ilgili yapımlar hemen her türde karşımıza çıkabiliyor. Romantik-komediler, dramalar, komediler, aklınıza gelebilecek hemen her türde bir futbol filmi bulunuyor. Bu filmlerden öne çıkanları sizler için derledik.
Ken Loach, futbol filmleri denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri. Ünlü yönetmenin imzasını attığı en önemli futbol yapımları arasında önde gelenlerden biri de The Golden Vision. Everton taraftarı bir grup insanın takımlarıyla olan bağını ve günlük hayatlarındaki sorunlarını ekrana taşıyan bir yapım.
Kitabı da olan bu yapımda, Avusturyalı intihara meyilli bir kalecinin varoluşsal krizine dramatik, yer yer komik bir yolculuk yapıyoruz. Kitabına denk gelirseniz onu da mutlaka okuyun.
Sylvester Stallone, Max von Sydow, Michael Caine gibi büyük oyuncuların yer aldığı bu film, aynı zamanda Pele, Bobby Moore, Ossie Ardiles gibi isimleri de kadrosunda barındırıyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Naziler ile bir ölüm kalım maçı yapan bir grup esirin yeşil sahadaki mücadelesi filmin ana konusunu oluşturuyor.
Futbolla dövüş sanatlarını birleştiren bu komik, melodramatik, aksiyon dolu film gişede de büyük başarı elde etmişti. Muhtemelen saf eğlence anlamında en başarılı futbol filmi olan Shaolin Soccer, bir grup keşişin ve dövüş sanatları ustasının yeşil sahadaki mücadelesini anlatıyor.
Oldukça sıkı ancak oldukça farklı ailelerden gelen genç kızların, sevdikleri oyunu oynamak için verdikleri mücadelenin anlatıldığı Bend It Like Beckham, kadın futboluna odaklı bir film olarak büyük risk alsa da gişede de başarılı olan yapımlardan olmuştu.
2005 yapımı bu filmde, Los Angeles’taki Meksikalı bir göçmen, yeteneği ile gözlemcilerin dikkatini çeker ve Newcastle United’a transfer olur. Oldukça komik, yer yer fazla basit, yer yer fazla kasıntı bir film olan Goal!, yine de en popüler futbol filmlerinden biridir.
Bugün hapiste bulunan Jafar Panahi imzalı bu film, Bahreyn ile maç yapacak olan İran Milli Takımı’nı izlemek için Tahran’da sadece erkeklere özel stadyuma sızmaya çalışan kadın taraftarların hikayesini anlatıyor. Bugün İran halkının sokaklarda düzenlediği protestoları da düşününce film, daha da anlamlı hale geliyor.
Brezilya’da Amazon ormanlarında yaşayan Sanema Yerlileri, Nijer’de çölde kervanlar halinde göç eden Tuareg Kabilesi, Altay dağlarındaki Mongol göçebe toplulukları, birbirlerinden bağımsız olarak tek bir amaç için çaba sarf etmektedirler: 2002 Dünya Kupası Finali’ni izleyebilmek.
Bir defa bu filmde Sean Bean ölmüyor, bu büyük bir değişiklik. Sheffield’lı, bol bol içen ve söven ancak bir şekilde kendini sevdirmeyi başaran Jimmy “12 bardak” Muir (Bean), Sheffield United forması giyme arzusuyla yanıp tutuşmakta ancak amatör liglerde takılmaktadır. Bir yetenek avcısının kendisini keşfetmesinin ardından, kız arkadaşının da yardımıyla hayatını yoluna koyan Muir, bu hayalini gerçekleştirir. Adeta bir Jamie Vardy olur.
Gerçek bir hikayeye dayanan bu filmde, Koreli eski futbolcu Won Kwang, iş girişimlerinin başarısız olmasının ardından, iç savaşta büyük yaralar almış Doğu Timor’da çocuklar için bir takım kurar, hatta futbol ayakkabısı almaya parayı olmayan bu çocuklardan kurduğu takımla uluslararası turnuvalara katılır. Filmin vizyona girmesinin ardından, Doğu Timor takımına yardım yağdığını da belirtelim.
İngiltere’de futboldaki holiganizm ve holiganizmin insanlar üzerindeki etkisini inceleyen bu yapım, yayınlandığı dönemde büyük ses getirmişti. İlk filmin başarısından sonra devamı da çekildi ancak aynı etkiyi yaratmadı.
Başrolüne Vinnie Jones’un yer aldığı bu aksiyon dolu komedide daha önce şike yapmış olan Meehan, hapishanede mahkumlardan bir takım kurup gardiyanların karşısında maça çıkar. Sonradan Adam Sandler bu filmin bir benzerini çekmiştir.
1970'li yıllarda İngiliz futbolunun önde gelen ekiplerinden Leeds United, takımın başına Brian Clough'u getirir. Clough bu takımın başında sadece 44 gün kalacaktır ancak bu 44 günün her anı kaosla dolu geçecektir.
Kemal Sunal’ın canlandırdığı manav çırağı Şaban, sevdiği kızın başlık parasını ödemek için Almanya’ya gitmeye karar verir ancak hava alanında Kara Mithat’ın adamları tarafından kaleci Bülent sanılarak kaçırılır. Maçlarda topları, manavda atılan karpuzlar olarak hayal eden Şaban, kalesinde devleşir. Filmin sonlarında Bülent’in dönüşü ile gerçek ortaya çıkar.
Aziz Nesin’in aynı isimli kitabından uyarlanan bu komedide Sait (Kemal Sunal), sevdiği kıza kendisini beğendirebilmek için futbolcu olmaya çalışır. Filmde o dönemki Beşiktaş kadrosundaki oyuncular da gözükür. Çekimlerin yapıldığı yıl oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe maçının öncesinde çekilen takım fotoğrafında Beşiktaş 12 kişidir, zira Kemal Sunal da Samet Aybaba ve Mehmet Ekşi’nin arasında poz vermiştir.
İlyas Salman’lı, Münir Özkul’lu bu filmde, bir kapıcının oğlu olan İlyas’ın, futbolda zirveye çıkışını ve sonra da zirveden düşüşünü konu alır. Filmde Rıdvan Dilmen, Selçuk Yula gibi isimler de yer almaktadır.
Serdar Akar’ın ikinci uzun metraj filmi olan Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, Bursa’da kurulmuş Esnafspor adındaki bir amatör takımın, bölgesel amatör ligde şampiyon olmaya çalışmasını ve takımın bu yolda verdiği emeklerin ele alındığı bir film olarak, en bilinen futbol filmlerimizden biridir.
Kariyerinin son maçında şike teklifi almış, çocuğunu zar zor büyütmeye çalışan bir kaleci olsanız ne yapardınız? Kaledeki Yalnızlık, bir kaybeden filmi olarak dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Yer yer kara komediye kaçan bu dramatik film de bir şansı hak ediyor.