Adrenalin tutkunlarına hitap eden pek çok farklı extrem spor müsabakası var. Ancak hiçbiri 1950’li yıllarda Avrupa’da, 1970’li yıllarda ise Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan Motocross yarışları gibi doğayı, mühendisliği ve teknolojiyi bir araya getirmiyor. Sürücü de elbette çok önemli ancak güçlü bir cross motor olmadan en iyi sürücü bile daha parkurun yarısına gelmeden bol bol toprak yutmuş olacaktır.
Dirt Bike Magazine, gelmiş geçmiş en iyi cross motor modellerini seçti. Seçim kriterleri ise 4 temel başlıktan oluşuyordu; hakimiyet, uzun ömür, güvenlik ve Motocross dünyasındaki önemi. Kriterleri bu kadar sıkı tuttukları için elbette listeye yalnızca 10 tane model dahil olabildi ama bu sayede emin oluyoruz ki listedeki tüm cross motor modelleri gerçekten Motocross dünyasının en güçlü motorları ve birer efsane olmayı hak ediyorlar.
KTM 350SX-F, şampiyonların motoru değil ancak Motocross sürücülerinin vazgeçilmezi. 60 beygir gücü nedeniyle Husqvarna FC350 aynı kategoride değerlendiriliyor. Dört zamanlı motoru oldukça sağlam ancak başarısı yalnızca Avrupa ile sınırlı. 350 cc motorlar arasında ilklerden olduğu için listede önemli bir yere sahip. Ancak Ryan Dungey ve Tony Cairoli gibi şampiyonların altında görmek mümkün olmadı.
Honda CR480R, iki zamanlı motorlar için bir geçiş dönemi modeli olarak kabul ediliyor. 1980’li yıllardaki modeller arasında kampanalı fren sistemi sayesinde bir kick-start modeli olarak öne çıkıyor. Yalnızca 1983 yılında kullanıldı. Güçlü bir modeldi ancak başarısı yalnızca Japonya ile sınırlı kaldı. Yorumcular, Honda’nın doğru bir felsefe ile bu modeli ürettiğini ancak daha sonra bu düşünceden saptıklarını söylüyorlar.
Motor ve şasi teknolojisi 2005 yılından geliyor olsa da bu model, iki zamanlı motorlar arasında yerel bir efsanedir. Çünkü Japon üreticiler, bir süre sonra iki zamanlı motor sınıfından çekildiler. 11 yıl boyunca üretilmiş olması, hem Japonya hem de İtalya’da önemli başarılar elde etmesi, ölümsüz gibi görünen gövde yapısı ve 250 cc modeller arasında benzersiz olması ile dikkat çekiyor.
1986 yılı, Honda için harika bir dönemdi. Günlük kullanım için ya da spor amaçlı üretilen tüm modeller kapışılıyordu. 250 cc güce sahip Honda CR250R modeli gelişmiş bir güç valfine, ön disk frenine ve kartuş çatalına sahipti. Bir sonraki yıl arka fren diski eklenerek modeli daha da geliştirildi ancak o zamana kadar diğer markalar bu modeli geçmişti. Honda CR250R zamanının en iyi motoru olmakta birlikte pek çok kişiye de Motocross tutkusunu aşılamıştır. Şanssız yanı ise o dönem diğer üreticilerin geliştirme konusunda gaza basmış olmalarıydı.
Motocross tarihinin klasikleri arasında yerini alan Yamaha YZ360, maalesef çok az üretildi ve bu nedenle yaklaşık 2 yıl içinde tarih oldu gitti. Yakıt deposunun yapıldığı naylon karışımlı alaşım hala bir sanat eseri olarak görülüyor. Motocross dünyasına motor nasıl yapılır öğreten model, açık ara bugüne kadar Japonya’da yapılmış en iyi MX motosikleti olarak kabul ediliyor. Son derece hafif bir kasaya sahip olmasına rağmen nasıl bu kadar sağlam olduğu ise hala gizemini koruyor.
Japon üreticiler yakıt enjeksiyonu ile uğraşırken Kawasaki bir adım öne çıktı ve buyrun gerçek MX motoru diyerek Kawasaki KX450F modelini tanıttı. Bu öyle bir model ki hurda yığınlarının arasında bulsanız ve biraz bakım yapsanız performansından hiçbir şey kaybetmemiş olarak kullanabilirsiniz. Kawasaki her zaman bir şekilde zirvede kalmayı başarıyor ve bu modeldeki piston sorunlarını kısa sürede çözmesiyle de bunu kanıtlıyor.
Sıvı soğutmalı motorları hepimiz biliyoruz değil mi? İşte MX dünyasındaki atası Suzuki RM125 ile tanışın. Suzuki’nin attığı bu atım gerçek anlamda bir devrim yarattı. Full-Floater arka amortisörü, o güne kadar görülmüş en güçlü süspansiyon sistemini sağladı. Birkaç küçük sorunu olsa da o dönem bir efsaneye dönüştü ancak ömrü oldukça kısa sürdü. MX dünyası böyledir, herkese süspansiyon nedir öğretirsiniz ama arkanızda gelenler sizi geçiverir.
1970’li yıllarda ürettiği modeller ise tüm piyasaya damgasını vuran Maico markası, 1980’li yıllara da Maico 490 Mega 2 ile hızlı bir giriş yaptı. Bugün bile sınıfının en iyisi olan model, maalesef sonun başlangıcı oldu. MX dünyasına damgasını vurdu ve 500 cc modellerin sonuncu popüler modeli oldu. Motor gücünü kaldırabilmesi için sonraki yıl eklenen ağır çerçeve yüzünden eski havası uçtu gitti. Honda ve Yamaha’nın aynı dönemde gelişmiş motorlar sunmalarının çöküşteki payını da unutmamak gerekiyor.
Honda CR125M hızlıydı, güvenilirdi, ucuzdu ve akıl almayacak kadar çok sayıda üretilmişti. Öyle ki Amerika Birleşik Devletleri’nde Motocross yarışlarının başlamasını ve diğer üreticilerin 125 cc modellere ağırlık vermesini sağladı. Honda CR125M başarıları saymakla bitmez hatta bu model olmasa MX, bugün bildiğimiz halini almazdı. Ancak o da ‘yarışın’ kurbanı oldu ve arkasından gelen yepyeni ve daha güçlü modellerin arasında kısa sürede yok oldu gitti.
Honda CRF450R, Honda tarafından en çok üretilen ve en çok satılan cross motor modelidir. O güne kadar görülmüş en güçlü 450 cc sınıfı motordu. Model yalnızca dönemi için değil, tarihteki en güçlü ve güvenli motorlardan bir tanesidir. Bugün bile her yerde karşınıza çıkabilecek olan Honda CRF450R modeli, 21. yüzyılda MX dünyasını şekillendirmiştir.
Adrenalinin bir olsun dinmediği Motocross yarışları tarihinde bir efsaneye dönüşmüş olan en iyi cross motor modellerini listeledik ve modellerin nasıl bir efsaneye dönüştüklerinden bahsettik. Motocross dünyasında teknoloji konuşur. Bu nedenle gerçek bir efsaneye dönüşmek de bir o kadar zordur.