Yaşadığımız evrendeki sırlar, insanoğlunun merak sınırını aşabilir. Ancak bazen bu merak, bilime ve geleceğe iyimser olarak bakan herkesi mutlu edecek gelişmelere tanık olmamızı sağlıyor. Hatta meraklı olarak yetişen nesiller, bizzat bu gelişmelerin mimarları oluyorlar.
Modern bilimin en büyük yapı taşlarından biri, tıpkı gerçek hayatta da olduğu gibi hidrojendir. Hidrojen, evrende en çok bulunan elementlerin başında gelir ve çok basit bir atom yapısına sahiptir. 16. yüzyılda keşfedildiğinde, tüm yaşama kaynaklık eden bir şey olduğunu kim hayal edebilirdi ki? Elbette o meraklı beyinler.
Bilim İnsanları, Işığı İlk Kez Ses Olarak Kaydetmeyi Başardılar!
Renksiz, kokusuz ve havadan 14.4 kat daha hafif olan yapısıyla tamamen zehirsiz oluşu, muhtemelen onu bu kadar yaygın bir element yapıyor. 18. yüzyıla gelindiğinde ise devrim niteliğinde bir keşifle hidrojenin yanabildiğini keşfediyoruz. Evrenin en temel enerji kaynağı, bugün kullandığımız bütün kaynaklardan daha fazla kütle/enerji oranıyla büyülüyor. Öyle ki 1 kilogram hidrojen, 2.1 kg doğalgaz, 2.8 saf petrolün enerjisine sahip. Ne kadar mucizevi ve değerli olduğunu anlatmak için daha fazla açıklama yapmaya gerek yok sanıyorum.
YouTube üzerinde 1’er dakikalık videolarla faydalı fizik ve kimya bilgileri vermeye çalışan minutephysics kanalı, bu konuda ilginç bir çalışma yapmış.
Atomik boyutta incelendiğinde hidrojenin belirli frekanslarda radyasyon yayması durumu, onun gözle göremediğimiz ışık yaydığını kanıtlıyor. İşte bu mantıkla yola çıkarak eğer ışık yerine ses yaydığını düşünürseniz ortaya güzel sonuçlar çıkıyor.
İşte hidrojen atomlarının ışığının sese çevrildiği ve tamamen Türkçe altyazı destekli o video: