D­ü­n­y­a­ ­Ü­z­e­r­i­n­d­e­ ­T­ü­k­e­n­m­e­ ­T­e­h­l­i­k­e­s­i­y­l­e­ ­K­a­r­ş­ı­ ­K­a­r­ş­ı­y­a­ ­O­l­a­n­ ­1­0­ ­D­o­ğ­a­l­ ­K­a­y­n­a­k­

D­ü­n­y­a­ ­Ü­z­e­r­i­n­d­e­ ­T­ü­k­e­n­m­e­ ­T­e­h­l­i­k­e­s­i­y­l­e­ ­K­a­r­ş­ı­ ­K­a­r­ş­ı­y­a­ ­O­l­a­n­ ­1­0­ ­D­o­ğ­a­l­ ­K­a­y­n­a­k­

Tabii bu arada, (herhangi bir tedbir alınmadığı takdirde) yakın zamanda tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan kaynaklar da var...

Ormanlar yiyecek, barınak, yakıt, tıbbi malzeme, kereste ve kâğıt sağlayan çok kıymetli bir kaynaktır. Hayvan ve bitki türleri için doğal bir yaşam alanı sağlama konusunda hayati bir rol oynamaktadır. Ormanları tüketen temel sebepler ise; araziye dönüştürme, ağaçların yakacak olarak kullanımı, konut yapımı ve inşaatlar için kereste ihtiyacı gibi insan faaliyetleridir. Ormanların tükenmesi, iklim ve biyoçeşitlilik üzerinde ciddi neticeler doğurmaktadır.

Toprak, farklı besinlerden oluşur ve bitkilerin beslenerek büyümesini sağlar. Bilim insanları, bizleri, iklim değişikliği ile beraber toprak erozyonu ile alakalı risklere karşı uyarıyor. Tarım yapmak, topraktaki karbon oranını bozmaktadır. Bu da, fosil yakıtların yakılması sonucunda meydana gelen sera gazı emisyonlarının uzun vadede kötü etkiler doğurmasına neden olacaktır!

Demir, çelik, alüminyum, karbon, silikon, çinko ve bakır sanayileşme sebebiyle talep edilen değerli doğal kaynaklardan bazılarıdır. Demir, sınırlı bir kaynağa sahiptir ve geçmiş yüzyıllarda silahlarda, şimdilerde ise modern binalar, ulaşım ve altyapı inşaatı için kullanılmaktadır. Günümüzde, özellikle sanayi sektöründeki yoğun talep sebebiyle bu madenlerin doğal rezervleri yavaş yavaş tükenmektedir.

Alçıtaşı, boksit, mika, titanyum, zirkonyum ve fosfat deniz yataklarından elde edilebilen önemli minerallerden bazılarıdır. Modern çağdaki cihazlarımızın çoğunda ve akıllı telefonlarda elektrik devreleri olarak kullanılan skandiyum, terbiyum gibi nadir toprak elementleri mevcuttur. Aynı zamanda mıknatıslar, rüzgar türbinleri gibi oluşumlarda kullanılan bu kaynaklar gelecek yıllarda tükenme durumunda kalacaktır.

Fosfor, tüm besin öğelerinin yetiştirilmesinin ana kaynağıdır ve fosfatlı kayaçlardan elde edilir. Dünyada yalnızca ABD, Çin ve Fas'ta bulunmaktadır. Ayrıca fosfor, bitkileri ve besin maddelerini yetiştirmek için kullanılan kimyasal gübrelerin temel bileşenidir. Fosforun hayvansal atıklardan geri dönüştürülmesi mümkündür. Fakat bu dönüştürmenin maliyeti oldukça yüksektir.

Doğalgazın yeraltında oluşumu, geniş jeolojik bir zaman ve uzun bir süreç gerektirmektedir. 2050 senesine dek yakıt kaynaklarının çoğunun yeryüzünden silineceği tahmin edilmektedir. Doğalgazın yok olması petrolden biraz daha uzun sürebilir ve yaklaşık 60 yıl alabilir. Petrolden daha iyi bir seçenek olarak karşımıza çıkan doğalgazda metan bulunmaktadır ve pişirme, ısıtma, elektrik üretimi gibi alanlarda kullanılabilir. Artan tüketimin doğalgazı da kısa bir zaman dilimi içerisinde bitireceği düşünülüyor.

Petrol, doğal oluşumu bir hayli yavaş olan ve yenilenebilmesi için uzun yıllar gereken bir kaynaktır. Mevcut tüketim oranına bakıldığında, dünya üzerindeki petrol rezervleri azalmaya devam ediyor. Bilim insanlarının bildirdiğine göre, petrol rezervleri 30 ila 40 sene içerisinde tükenecek. Petrol ile alakalı yeni sahalar keşfetme çalışmaları sürüyor. Eğer yeni sahalar keşfedilmezse, önümüzdeki yıllarda ciddi krizler ortaya çıkabilir.

Kömür, dünyadaki en ucuz yenilenemeyen fosil yakıt kaynağıdır ve ucuz olması nedeniyle de yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Ama aynı zamanda, hava kirliliğinin de birinci nedenidir! Bu yüzden, kullanımı konusunda yıllar boyunca büyük tartışmalar yaşanmıştır. Kömür rezervlerinin 200 yıl daha dayanabileceği sanılıyor. O tarihten sonra, dünya üzerinde uzun bir müddet kömür bulunamayacak.

Dünya üzerindeki tüm canlıların sağlıklı ve uzun bir ömür sürebilmek için saf ve temiz havaya ihtiyacı vardır. Hava kirliliği, ciddi solunum problemlerine sebep olabilecek ve çevreye zararlı etkileri olan en büyük risklerin başında gelmektedir. Fosil yakıtların kullanılması, fabrikalardan ve endüstriyel tesislerden gelen egzoz dumanı, madencilik, zehirli gazlar ve kimyasallar, hava kirliliğinin önde gelen sebeplerinden bazılarıdır. Bu doğal kaynağı korumanın en iyi yolu; enerji tasarruflu cihazlar, çevre dostu enerji kaynakları, atıkların yeniden kullanılması ve israfın azaltılmasıdır.

Dünya yüzeyinin hemen hemen %70’inin sularla kaplı olduğu bir gerçektir. Fakat ne yazık ki, bu suyun yalnızca %2,5’i tüketime uygun saf sudur. Tatlı su kaynaklarının küçük bir bölümü ise kar ve buz formundadır. İklim değişikliğinin bir sonucu olarak kış aylarında yağmur ve buz miktarı, tatlı su rezervlerini azaltmıştır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, 2025 yılına dek 1,8 milyar insanın içme suyuna erişemeyeceği tahmininde bulundu.

Popular Articles

Latest Articles