Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 'Türkiye’nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük ilk 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor?' diye çıkıştığı listede sadece ilk 1000'e girebildik.
Çeşitli hükümetlere ve üniversitelere, eğitimin ve bilimsel araştırmaların geliştirilmesi konularında danışmanlık yapan CWUR'un 2012'den beri üzerinde titizlikle çalıştığı listede, 8.000 farklı üniversite inceleme altına alındı. Birkaç ay alan araştırmanın sonucunda ilk 500 üniversite arasında ülkemiz yer alamadı.
2014 yılında yine aynı araştırma şirketi tarafından yapılan çalışmada ODTÜ 396. sırada kendine yer bulabilmişti. Ancak aradan geçen 4 yıl sonrasında tam 200 sıra gerileyen ODTÜ 595. sırada yer aldı. 2014 yılından beri ilk 1000'e daha fazla üniversitemizin girdiği görülüyor ama ABD'den 214, Çin'den 107, İngiltere'den 62, Fransa'dan 58, Japonya'dan 56, Almanya'dan 54, İtalya'dan 45, İspanya'dan 38, Güney Kore'den 35, Kanada'dan 28, Brezilya'dan 20, Hindistan'dan 17, Hollanda'dan 13 üniversitenin girdiği listeye bu kadar uçtan dokunabilmemiz de büyük bir soru işareti.
Gördüğünüz üzere durum hiç de parlak görünmüyor. Listede en yukarı seviyede yer alan üniversitemiz 525. sırayı alan Hacettepe olmuş. İfade özgürlüğü, tek elden yönetilmeme gibi birçok kıstasın listede önemli etkenler olduğu düşünülünce bu durum çok da şaşırtıcı değil.
Yeni dönemde belki de üniversiteye giriş kriterleri değişmeli ve eğitim kalitesini artırabilecek farklı bir sisteme geçilmeli gibi görünüyor. Aklımıza İlber Ortaylı'nın konuyla ilgili bir demeci geliyor: "Böyle devam ederse bir süre sonra musluk tamircisi kalmayacak. Zanaat diye bir şey vardır ve herkes üniversite okumak zorunda değilir."