İngilizcesi iyi olan arkadaşlar için açılımını vermek gerekirse Spesific Absorption Rate, yani Türkçesi ile Özgül Emilim Oranı anlamına gelen SAR, vücudunuz tarafından soğurulan enerjinin miktarını ölçümlendirmek için kullanılan bir değerdir. Yani kısacası telefonlarınız üzerinden yola çıkacak olursak –ki en çok ilgilendiğiniz kısmı da o. Muhtemelen – telefonunuzu kullanırken ne kadar radyoaktif enerjiye maruz kaldığınızın ölçüsüdür SAR.
SAR değeri elbette ki ÖSYM’nin zor sorular kategorisinde bile kullanmayacağınız garip ve pek çoğunuza Çince gibi gelecek bir fonksiyon formülü ile hesaplanır. Bu sebeple aşağıdaki görselde formülü verip çok fazla açıklamaya girmek istemiyorum; ancak SAR değeri hesaplanırken kıstas olarak alınan unsurları sayacak olursak, vücudun radyo frekans enerjisine maruz kalan bölgesinin enerji kaynağına olan uzaklığı ve kaynağın, maruz kalan nokta ya da bölgeye olan konumu ile işe başlayabiliriz.
Bu noktada da kaynağımız telefon olduğuna ve pek çokğumuz kulaklık gibi aparatları günlük yaşantımızda telefonla konuşmak için kullanmadığına göre kafamızın enerji kaynağına son derece yakın olduğunu söyleyebiliriz. (kulaklık kullanın abicim ya da evdeyken hoparlöre alın hends free takılın ki ellerinizle de başka şeyler yapma fırsatınız olsun)
Ayrıca bu açıklamaya SAR değerinin en yüksek olduğu yerin de telefonunun anten bölgesinin yani kulağınıza en yakın bölgenin olduğunu söylemekte fayda var.
Her ne kadar sağlık uzmanları (bunlara İsviçreli bilimadamları da dahil) güvenli SAR değerinin, yani maruz kalınan radyofrekans enerjisinin (bu işin güvenlisi olmaz radyasyon bildiğin hepsi zararlı) en fazla 1.00 olması gerektiğini savunuyor olsa da uluslararası standartlar ve sertifika toplulukları cep telefonlarının 2.00 SAR değeri ile piyasaya çıkmasına izin veriyor. (çok fazla bilimsele girmeden değer verip geçiyorum, formülün içinde kendimi kaybettim az önce, siz hangi değerin güvenli sınır olduğunu bilin yeter.)
SAR değeri yüksek olan cihazlar, sizin kullanım süresi boyunca yüksek miktarda radyo frekans enerjisine maruz kaldığınızı gösterir. Radyo frekans enerjisi dokularda sürekli titreşim ve ısı oluşturduğundan uzun vadede dokusal ve hücresel bozulmalara neden olur; ama hiçbiriniz uzun süre telefonla konuştuğunuz için Hulk ya da Telefon Adam olmazsınız. (iPhone Adam diye de süperkahraman olmaz zaten)
SAR değeri yüksek olan cihazlar kısa vadede (24 saat falan) görüş alanında daralma, kalp rahatsızlıkları, kalp pilinde bozulma, beyin tümörü riski, hafıza zayıflaması, yoğun stres ve yorgunluk hissi, kalıcı işitme bozuklukları, dikkat bozulması, kulak çınlaması ve kulaklarda ısınma, kadınlarda düşük yapma riskinin artması, hamile kadınlarda embriyo gelişiminin zarar görmesi, kan hücrelerinin bozulması, geçici işitme kaybının yaşanması, baş ağrıları ve sersemlik, bağışıklık sisteminin zarar görmesi gibi zararlara yol açarken 10 yıl gibi uzun vadeli maruz kalmalarda yüksek tansiyon, genetik yapının bozulması (Telefon Adam’a dönüşme) sperm sayısının azalması, lenfoma (beyaz kan hücresi) kanseri riskinin artması, cilt kanseri riskinin artması, kan-beyin bariyerinin zedelenmesi gibi rahatsızlıklara yol açar.
Peki bu kadar zararlı bir unsurdan mümkün olan minimum zararı görmek için neye dikkat etmeliyiz? Elbette öncelikli olarak kullandığımız cihazın SAR değerine dikkat etmeliyiz. Bunun için de en uzak durmamız gereken cihazlar, bizi televizyon yayını, çift sim kart desteği, radyo anteni gibi saçma sapan özelliklerle kandırmaya çalışan Çin malı çakma cihazlar; çünkü bu cihazların SAR değerleri açıklanmıyor.