P­e­a­k­y­ ­B­l­i­n­d­e­r­s­ ­i­l­e­ ­G­ö­n­ü­l­l­e­r­e­ ­T­a­h­t­ ­K­u­r­a­n­ ­C­i­l­l­i­a­n­ ­M­u­r­p­h­y­’­n­i­n­ ­Y­e­r­ ­A­l­d­ı­ğ­ı­ ­E­n­ ­İ­y­i­ ­1­0­ ­F­i­l­m­

P­e­a­k­y­ ­B­l­i­n­d­e­r­s­ ­i­l­e­ ­G­ö­n­ü­l­l­e­r­e­ ­T­a­h­t­ ­K­u­r­a­n­ ­C­i­l­l­i­a­n­ ­M­u­r­p­h­y­’­n­i­n­ ­Y­e­r­ ­A­l­d­ı­ğ­ı­ ­E­n­ ­İ­y­i­ ­1­0­ ­F­i­l­m­

2013 yılında yayınlanmaya başlayan ve o günden beri izleyicilerine soluksuz bir macera sunan Peaky Blinders dizisi, hem konusu hem de oyuncu performanslarıyla göz dolduruyor. Dizide Thomas Shelby karakterine hayat veren oyuncu Cillian Murphy ise izleyicilerin gönlünde ayrı bir yere sahip. Duruşu, bakışı, oyunculuğu ve tarzıyla Cillian Murphy bir oyuncudan daha fazlasına, bir ikona dönüşmüş durumda. 

Elbette Cillian Murphy yalnızca Peaky Blinders dizisinden ibaret değil. Başarılı oyuncunun dikkat çeken yapımlarla dolu bir geçmişi var ve her bir yapımda da oyunculuk performansıyla attığı unutulmaz bir imza var. Cillian Murphy sevenlerin mutlaka izlemesi gereken en iyi filmleri listeledik ve filmlerin hikayelerinden bahsettik. Listede popüler filmlerle beraber, az bilinen yapımlara da yer verdik.

Red Eye basit ama izlerken koltuklarınızdan bir an olsun kalkamayacağınız bir gerilim filmi. Filmde Cillian Murphy’nin hayat verdiği bir psikopat tarafından kaçırılan bir kadın, ünlü bir politikacıya gerçekleştirilecek suikaste yardım etmesi için zorlanır. Yardım etmeyi kabul etmezse ölen, kadının kendi babası olacaktır. Her sahnesi ile gerilimin dozunu biraz daha arttıran Red Eye, oyunculuk performansları ile dikkat çeken bir yapım.

Cillian Murphy’nin rol aldığı az sayıdaki komedi filmlerinden biri olan The Party, sade ve oyuncuların performanslarıyla parlama imkanı bulduğu bir hikayeye sahip. Janet bir terfi almıştır ve bunu kutlamak için en yakın arkadaşlarının olduğu bir parti vermeye karar verir. Her şeyin güzel gibi göründüğü o gecenin aslında adım adım kahkaha tufanı yaratacak bir kaosa gittiğinden kimsenin haberi yoktur.

Disco Pigs filmi, Cillian Murphy’yi önemli bir rolde ilk kez izleme şansı bulduğumuz film olma özelliği taşıyor. Filmde, birbirlerine neredeyse telepatik olarak bağlı olan Pig ve Runt’un hikayesini izliyoruz. İkili büyümeye başladıkça ve yetişkinlik normları hayatlarına girmeye başladıkça aralarındaki ilişki de farklı bir evreye girecektir. Bu ikilinin ilişkisi üzerinden insan doğasının vahşi yönlerini tüm çıplaklığıyla izliyoruz.

Cillian Murphy’yi kendi oyunculuk tarihinin en farklı rolünde izlediğimiz Breakfast on Pluto filmi, 1970’lerin Birleşik Krallık’ında geçiyor. İrlanda’da küçük bir kasabada büyüyen karakterimiz cinsel kimliği nedeniyle toplum baskısı ile karşı karşı kalınca tek çareyi Londra’ya gitmek olarak görür. Burada daha önce hiç görmediği bir dünya ile karşılaşan karakterimiz, bir trans kadın olarak hayatının yeni bir dönemine giriş yapar.

28 Days Later filminin yönetmeni Danny Boyle imzalı Sunshine filmi 2057 yılında geçiyor. Güneş artık sönmeye yüz tutmuştur ve bu durum insanlığın sonunu getirmeden önce bir şeyler yapılmalıdır. Dünya’dan yola çıkan bilim insanlarından oluşan bir ekibin görevi, Güneş’in tam ortasına bir nükleer bomba atarak onu yeniden hayata döndürmektir. Daha önce bunu deneyen bir ekibin başarısız olduğunu düşünürsek işleri bir hayli zor. 

İrlanda halkının İngilizlere karşı verdiği bağımsızlık savaşını konu alan The Wind That Shakes The Barley filminde, bu kanlı savaşta yer alan iki kardeşin hikayesini izliyoruz. Ellerindeki yetersiz malzemeler ile koca İngiliz ordusuna kafa tutan İrlandalılardan ikisi olan Damien ve Teddy kardeşlerin yolu savaşın bir noktasında ayrılıyor ve onlar artık kardeş değil, birer düşman haline geliyorlar.

Kıyamet sonrası hikayeler arasında önemli kült filmlerden biri olarak kabul edilen 28 Days Later, maymunlardan insanlara geçen bir virüsün insanları cinayete meyilli yaratıklar haline getirdiği bir dünyada 28 günlük bir komadan yeni uyanan Jim karakteri üzerinden bu korkutucu dünyayı anlatıyor. Kendi gibi birkaç kişi daha bulan Jim, onlarla birlikte güvende olacakları bir askeri birliğe gitmeye çalışırken gerçek anlamda bir hayatta kalma mücadelesine gireceklerdir.

Christopher Nolan’ın hem senaryosunu kaleme aldığı hem de yönetmen koltuğunda olduğu Dunkirk, ödüllere doyamayan bir İkinci Dünya Savaşı filmi. Savaşın korkunç koşullarını üç farklı bakış açısı üzerinden izleyicilere anlatan filmde, Cillian Murphy’yi asker Shivering  rolü ile izliyoruz. Dunkirk, rahat koltuklarda oturarak alınan savaş kararları sonucu ölenlerin aslında hiç de savaş yanlısı olmayan gençler olduğu gerçeğini bir kez daha gösteriyor.

Christopher Nolan’ın başyapıtlarından biri olarak kabul edilen Inception hakkında ne söylense az kalır. Hikayesi ile ayrı, oyunculukları ile ayrı, görselliği ile ayrı beğeni toplayan filmde Cillian Murphy’yi Robert Fischer rolü ile izliyoruz. Inception; rüyaları kontrol edebilen bir grubun, ünlü bir CEO’nun aklına bir fikir sokmak için onun rüyalarına girmesini ve daha sonra tabi ki her şeyin içinden çıkılmaz bir hale gelmesini anlatıyor.

Usta yönetmen Christopher Nolan’ın Batman serisine altın harflerle kazınan filmi The Dark Knight, aynı zamanda Heath Ledger’ın Joker rolündeki performansıyla da unutulmaz filmler arasında yerini almıştır. Film konusu bildiğimiz bir Batman hikayesi; Joker, Gotham şehrini ve halkını yok etme planlarını sürdürürken bizim Kara Şövalye Batman gelerek olayları kontrol altına almaya çalışıyor. Filmlerde Cillian Murphy’yi Scarecrow rolüyle izliyoruz. 

Peaky Blinders dizisindeki Thomas Shelby rolü ile kendine dünya çapında milyonlarca hayran kazanan oyuncu Cillian Murphy’nin performansı ile dikkat çektiği en iyi 10 filmi listeledik ve filmlerin hikayelerinden bahsettik. Keşke listede olsaydı dediğiniz diğer Cillian Murphy filmlerini yorumlarda paylaşabilirsiniz. 

Popular Articles

Latest Articles