N­F­T­ ­e­s­e­r­l­e­r­ ­g­e­r­ç­e­k­t­e­n­ ­­b­i­r­i­c­i­k­­ ­m­i­?­

N­F­T­ ­e­s­e­r­l­e­r­ ­g­e­r­ç­e­k­t­e­n­ ­­b­i­r­i­c­i­k­­ ­m­i­?­

Son bir ayın en çok konuşulan konularından biri NFT (non-fungible token) pazaryerlerine yüklenen eserlerin satıldığı yüksek rakamlar oldu. Elon Musk'ın eşi Grimes'dan elektronik müzik sanatçısı Steve Aoki'ye pek çok ünlü isim, dijital sanat koleksiyonlarını NFT pazaryerlerinde açık artırmaya çıkardı.

Grimes, WarNymph isimli koleksiyonunun satışları üzerinden 5.8 milyon dolar gelir elde ederken, Steve Aoki satıştan 4.25 milyon dolar gelir elde etti. NFT piyasasına gösterilen ilgi öylesine yükseldi ki; basılı bir eserini daha önce 100 dolara dahi satamayan Mike Winkelmann (Beeple),"Everydays: The First 5000 Days" isimli NFT kolajını 69 milyon dolara ABD'nin köklü müzayede evi Christies'e sattı. 

Ülkemizde uzun süredir bu alanda faaliyet gösteren dijital sanatçılar, demeçler vermeye başlarken, ünlü oyuncu Bensu Soral ve 4129Grey'in CEO'su Alemşah Öztürk gibi tanınmış isimler de ürettiği eserleri NFT pazaryerinde açık artırmaya sundu.

NFT pazaryerleri bu kadar popülerleşmişken, pazaryerlerinin güvenilirliğini ve NFT'nin ortaya çıkardığı yeni nesil "sahiplik" olgusunu sorgulamakta fayda var. 

NFT'yi bu kadar özel kılan şey, eserlerin özgünlüğünün bir kanıtı olarak konumlanması. NFT'nin açılımı olan Non-fungible token'daki Non-fungible; değişimi mümkün olmayan anlamına geliyor. NFT özellikle sanat eserlerinde yaygın olarak yapılan sahteciliğin ortadan kaldırılması için bir araç olarak görülüyor. Ancak her geçen gün ortaya çıkan yeni bilgiler NFT pazaryerlerinin, NFT protokolünü doğru uygulayıp uygulamadığı hakkında yeni soru işaretleri doğuruyor.    

Eserin kopyalanması konusuna, blockchain alt yapılarındaki çatallanma üzerinden bakalım. Bitcoin ve Ethereum gibi kamuya açık Blockchain alt yapılarının çatallanması; ister istemez kripto para birimlerinin de kopyalanmasına yol açıyor. Şimdilik yakın gelecekte beklenen herhangi bir çatallanma ihtimali yok. Ancak bu, halihazırda NFT'ye yani kripto paraya dönüştürülmüş eserlerin kopyalanabileceğini gösteriyor. 

Bu arada olası bir çatallanma sonucunda NFT'nin özel anahtarı (private key) sizde olduğu için, yeni blokzincirindeki NFT'nin sahibi yine siz olacaksınız. Bu durumda; aynı NFT'nin kopyaları iki farklı blockchainde bulunacak. Bu iki kopya, bulunduğu blockchaine göre fiyat farklılıkları gösterecek. Buradaki fiyat farkını daha net anlatabilmek için, Ethereum ve Ethereum Clasic arasındaki fiyat farkını örnek gösterebiliriz.

NFT pazaryerlerinde satılan eserler aslında ethereum alt yapısından faydalanan akıllı sözleşmelerden oluşuyor. Bu akıllı sözleşmelerde, üretici ve pazaryeri eser özelinde yalnızca belli miktarda (100) kripto para üretileceğini belirtiyor. Ancak eser, sizin aldığınız platformdan başka bir platforma da yüklenerek, yeniden kripto paraya dönüştürülebilir. Bunu dile getiren önemli isimlerden biri de Meltem Demirörs. 

what happens if i mint the same NFT on ten different blockchains?

— Meltem Demirors (@Melt_Dem) March 9, 2021

Üstelik esere dair sözleşmenin geçerliliği, eseri aldığınız platform ile sınırlı. Bu da eserlerin yüklendiği her bir platform için yeni sözleşmeler yapılması anlamına geliyor. Bu durum etik açıdan sıkıntılı olduğu için sanatçılar, itibarlarını korumak adına buna benzer adımlar atmayacaktır.

Yine de NFT pazaryerlerinde satılan tek şey sanat değil. İçerikler, sanal ortamlar, avatarlar için özel kıyafetler ve özel koleksiyonlar da bu sistemin bir parçası. Bu durumda satın aldığınız eserin özgünlüğü rafa kalkarken, değeri de düşüş yaşayabilir. Bu yukarda saydığımız konseptler kulağa hoş gelse de; NFT'nin biletleme gibi farklı amaçlarla kullanılması, daha işlevsel olabilir. 

NFT pazaryerlerinin birçoğu eserlerin blockchain alt yapısı üzerinde tutulduğunu söylese de; bazıları kendi sunucuları üzerinde tutuyor. Bu durumda eserin kalıcılığı ve güvenliği pazaryerine ait sunucuların insafına kalıyor. Pazaryerlerinin kullandığı sunucular, blockchain gibi merkeziyetsiz olmadığı gibi, güvenlik açıklarını da beraberinde getiriyor. 

Örneğin, Twitter kullanıcısı jonty, NFT pazaryeri NiftyGateway üzerinden satılan Beeple'ın "Everydays: The First 5000 Days" NFT'sinin detaylarını inceledi. NiftyGateway "Everydays: The First 5000 Days" NFT Token'ını JSON formatına dönüştürerek Nifty sunucularında saklıyor. 

Short version:

The NFT token you bought either points to a URL on the internet, or an IPFS hash. In most circumstances it references an IPFS gateway on the internet run by the startup you bought the NFT from.

Oh, and that URL is not the media. That URL is a JSON metadata file

— Jonty Wareing (@jonty) March 17, 2021

Burada karşımıza iki problem çıkıyor. Eğer NiftyGateway, bir şekilde saldırıya uğrar ya da tası tarağı toplayıp bu işi yapmayı bırakırsa; satın aldığınız eser de kayıplara karışabilir. Bu noktada bir eser almadan önce, pazaryerlerinin sunduğu teknolojik alt yapıyı derinlemesine incelemek faydalı olacaktır. 

Is your favorite layer one decentralized if miners don't pay for BFT storage? https://t.co/qzYaoj4CyN

— McCoy (@chrisamccoy) March 7, 2021

Bir diğer problem ise aldığınız eseri değil, eserin metne dönüştürülmüş JSON dosyası saklıyor olmanız. Blockchainde metin dosyasını barındırmak, görsel dosyalarını barındırmaktan daha uygun maliyetli olduğu için Nifty bu yola başvurmuş olabilir.

Bu arada JSON dosyasını yeniden eski formatına dönüştürmek mümkün. Ancak eserin formatının değişmesi, fiziksel bir perspektifle değerlendirdiğinde eserin orijinal formatında saklanması konusuna gölge düşüyor. 

Öte yandan aklımızda bir soru yankılanıyor: "Dijitalin orijinali nasıl olur?" Belki de hızla gelişen yeni teknolojileri anlamak için yapmamız gereken tek şey; fiziksel dünyadaki deneyimlerimizi bir kenara bırakmaktır. 

NFT kavramının belli bir kesim tarafından sömürüleceği kesin. Şu an NFT'lere gösterilen ilginin bir benzerini geçtiğimiz yıllarda yaşanan ICO'larda görmüştük. Ancak nasıl düzenlenen ICO'lar neticesinde; gerçek fikirlere dayanmayan projeler rafa kalktıysa, NFT'yi bir balona dönüştüren kişiler de koleksiyonerler ve sanatçılardan ayırşacaktır.

Galerilerin yavaş yavaş fizikselliğini yitirdiği ve sanatın adeta dijital dönüşüme uğradığı bu dönemde; eğer sanatçıları desteklemek ve sanat eserlerine yatırım yapmak istiyorsanız, fırsat bu fırsat! 

Popular Articles

Latest Articles