Yemeksepeti'nin geçtiğimiz yıl Nisan ayında yayına alınan oyunlaştırma projesi, Delivery Hero bünyesinde ihraç edilerek farklı ülkelerde de uygulamaya geçirilecek. Yemek siparişi deneyimini daha interaktif hale getirmeye amaçlayan proje, ara yüzü ve alt yapısıyla tamamen Yemeksepeti yazılımcılarının imzasını taşıyor.
Dolayısıyla projenin yüzde yüz yerli olan bu projenin küresel pazara açılması oldukça heyecan verici. Uzun süredir büyük ilgi gören oyunda, bugün 1 milyon kişi semtinin “muhtarı” olmak için kıyasıya yarıştığını da belirtelim. Şimdiye kadar 107 bin 400 kullanıcının “muhtar” olduğu oyunda toplam 58 milyon adet rozet kazanıldı. Oyun profilini Facebook’a bağlayıp arkadaşlarıyla yarışanların sayısı ise şimdiden 600 bine ulaştı.
Şirketin, kullanıcılarından son yıllarda sıkça aldığı “Yemeksepeti neden bize yemek önermiyor” sorusuna bir çözüm olarak sunduğu bu “oyunlaştırma” projesi, kullanıcıların birbirlerinden ne yiyecekleri konusunda ilham almalarını sağlıyor. Bu proje aynı zamanda, kullanıcılar arasında paylaşımı ve etkileşimi de tetikleyerek yeni alternatif lezzetler keşfedilmesine olanak tanıyor.
Yemeksepeti’nin Bilgi Teknolojileri Departmanı tarafından hayata geçirildiğini ve yüzde yüz Türk oyunlaştırma projesi olduğunu vurgulayan Yemeksepeti Pazarlama Direktörü Barış Sönmez ise projenin detaylarını şu cümlelerle aktardı:
Yemeksepeti'nin, oyun kapsamında herkese hitap edebilecek 100’ün üzerinde görev oluşturduğunu hatırlatalım. Kullanıcıların bu görevler üzerinden farklı ve eğlenceli rozetler kazanmasını sağlayan şirket, zaman zaman kullanıcılara sürpriz gizli görevler de verebiliyor. Yorumlama, siteyi ziyaret ve sipariş paylaşımı üzerinden de kurgulanan çeşitli görevler de söz konusu.
Projeyi geliştirmeye yönelik çalışmalarına devam ettiklerini belirten Sönmez projenin gelecek planlarına dair şöyle konuştu:
Yemeksepeti'nin yerelde geliştirdiği bu oyunlaştırma projesinin küresele taşınacak olması, kullanıcı deneyimini geliştirmenin girişimler için ne kadar değerli olduğunun bir göstergesi. Bu noktada kullanıcı deneyimini önceliklendiren girişimlerin, daha fazla büyüme yakalayarak kendilerine yeni pazarlarda yer açabileceğini söyleyebiliriz.