Zeki Müren’in, bestesi ve güftesi kendine ait nadir şarkılarından biridir ‘Manolyam’. Tıpkı sözlerdeki gibi koklamaya kıyılamayacak kadar zarif. İnsan eli değdiğinde kararıp soluyor hızla. Bu yüzden de saflığın simgesi olmuş. Bugünlerde sokak arasındaki eski bir evin bahçesinde, gökdelenlerin arasında kalmış birkaç karış toprakta ya da saray bahçelerinde aniden karşınıza çıkabilir. İstanbul’daki manolyalar kış yumuşak geçtiği için bu sene erken açtı. Yaprak döken manolyalar bunlar ve 8-10 metrelik bir ağacın tüm dallarını kaplayan renkli ve kokulu goncaları var. Çeşitleri de çok. İstanbul’dakiler çoğunlukla ‘saray lalesi’ denen tür. Türkiye’de ilk dikildiği yer de Dolmabahçe Saray bahçeleri. Sonra Bebek, Caddebostan, Nişantaşı gibi semtlerde görülmüş.
Caddebostan’da eski Maksim Gazinosu’nun yakınlarında görkemli bir manolya ağacı var. Rivayet o ki Zeki Müren, şarkıyı bu ağaca bakarak yazmış. “Şarkının yazılış tarihiyle gazinonun kuruluş tarihi uymuyor, Zeki Müren İzmir Kültür Park’ın içindeki ağaca yazdı” diyenler de var. Bu arada bahsi geçen iki ağaç da ‘anıt ağaç’ olarak tescilli. Ayrıca Yalova Karaca Arboretum’daki manolyalarla Çanakkale’de iskelenin ortasında tek başına duran manolya da anıt ağaçlardan.
Eğer İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaysanız manolya turuna İskele Sokak’tan başlayabilir ve Caddebostan sahile inerken sol tarafa dikilmiş manolyaların tadını çıkarabilirsiniz. Gezinize Göztepe Parkı’nı da ekleyebilirsiniz. Hürriyet Ekler yazarı tarihçi-gezgin Saffet Emre Tonguç’a da “Senin İstanbul’da en sevdiğin manolyalar hangileri” diye sordum. Şunları önerdi: “Her mevsim bir nefes alma durağı olan Ihlamur Kasrı’ndaki manolyalar muhteşemdir. Bebek’te, Tevfik Fikret İlkokulu’nun yanındaki ağaç da ülkemizin en güzel manolyalarından. Ataşehir’deki Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi de Anadolu Yakası’nın vahalarından. Taksim’den Harbiye’ye giden Cumhuriyet Caddesi, Rumeli Caddesi, Milli Saraylar Resim Müzesi bahçesi ve Beşiktaş’taki Serencebey Parkı da manolyaların sizi selamlayacağı diğer yerler.