B­u­ ­ş­i­r­k­e­t­t­i­n­ ­ç­a­l­ı­ş­a­n­l­a­r­ı­ ­k­e­n­d­i­l­e­r­i­n­i­ ­3­.­ ­n­e­s­i­l­ ­g­i­b­i­ ­g­ö­r­ü­y­o­r­

B­u­ ­ş­i­r­k­e­t­t­i­n­ ­ç­a­l­ı­ş­a­n­l­a­r­ı­ ­k­e­n­d­i­l­e­r­i­n­i­ ­3­.­ ­n­e­s­i­l­ ­g­i­b­i­ ­g­ö­r­ü­y­o­r­

Penti’den epeydir ses çıkmıyordu. Çıkmıyordu çıkmasına ama yüksek sesle dile getirilmeden yürütülen çalışmalar pazarda karşılığını almaya başlamıştı. Neler oluyor sorusunun yanıtı Penti CEO’su Mert Karaibrahimoğlu’ndan geldi. Kadınlar Gününü de bahane ederek küçük bir kadın gazeteci grubuyla buluşan Karaibrahimoğlu filtresiz sorularımıza samimi yanıtlar verdi.

Aslında epeydir merak ediyordum, kadına özel ürünlerin şirketi Pen­ti’nin “halden anlayan” CEO’su olmak nasıl bir duyguydu? CEO Karaibrahimoğlu’nun yanıtı sürp­riz oldu, “İnce kadın çorapları da giyindim, içini doldurarak sütyen de taktım!”

Penti son dönemde yaptığı aykırı iletişim çalış­malarıyla da göz dolduruyor. Elbette sorularımız yeni kampanyaları “İz Bırakan Sen Ol” üzerinden de ilerledi. İlerleyen günlerde “İz Bırakan Sen Ol Platformu”nun da kurulacağını söyleyen Kara­ibrahimoğlu, Penti’nin Türkiye’nin lider iç giyim markasından, Türkiye’deki kadınlar için değer ya­ratan anlamlı marka olma yolculuğuna çıktığını söyledi.

Penti kadının ince çorap ihtiyacını keşfederek yola çıkıyor ve “Öğretmen Çorap” olarak başla­dığı hikayesinde bugün Türkiye’de 70 yaşını aş­mış 85 markasından biri olarak devam ediyor. Bu köklü yapının gerisinde Penti’yi ailenin 3. jenerasyonu gibi yöneten üst yönetim ve onlara inanan çalışanları var. İçinde bulunduğumuz dö­nemde büyümesini sürdüren markanın yatırım mottosu “Büyürken, küçük kalma.”

Yatırımlar sürüyor

Çorap fabrikasında yılda 100 milyon çift ince ka­dın çorabı üretiliyor. Üretim hem Türkiye’ye hem de yurt dışına farklı markalarla yapılıyor.

Türkiye’de 410 münhasır mağazası var Pen­ti’nin. Sayısız corner’da da satış yapılıyor. Şirke­te ait mağazalar hem yurtdışı hem de yurtiçinde gözde lokasyonlarda yer alıyor. Yakın gelecekte mağaza sayısının arttırılması düşünülüyor. Di­ğer yandan metrekarede hızlı bir büyüme öngö­rülüyor. Yurt dışında da 250 mağazası olan Pen­ti “büyürken, küçük kalma” felsefesini tutkuyla sürdürüyor.

Külotlu çoraptan kadına ait her ürüne doğru büyüyen Penti stratejisi

Bu şirkettin çalışanları kendilerini 3. nesil gibi görüyor

Dün sadece külotlu çorap markasıydı, bugün çok daha fazlası… Hatta şimdilerde iç giyimin uzman lider markası olarak anılıyor. Penti CEO’su Ka­raibrahimoğlu, lider pozisyonuna nasıl geldikle­rini şöyle anlatıyor: “Biz, kadın bedenini en iyi tanıyan ve onları en iyi anlayan markalardan bi­risiyiz. Bu uzmanlığımızı da günden güne ürün çeşitliliğimizi geliştirmek için kullanıyoruz. Bu sayede çoraptan iç giyime, plajdan ev ve rahat giyime; her alanda liderliğimizi ve kadınların en sevdiği, özellikle iç giyim markası olma gücümü­zü koruyoruz.”

Penti biz kadınlar için elbette çok anlamlı ama şirketin profesyonelleri için de belli ki derin bir anlam ifade ediyor, Karaibrahimoğlu, “İnanıyo­rum ki bugün bir markayı ‘anlamlı’ kılmanın yolu insani değerlere odaklanmaktan geçiyor. Ben ve ekibim de Penti’yi 100. yılına hazırlarken değer­lerimize daha çok odaklandık. Dünya değiştikçe kadınlar da değişiyor. Yeni değerler, yeni ihtiyaç­lar ortaya çıkıyor. Bizim en büyük uzmanlığımız kadın bedeni. Kadınların bedenleriyle olan iliş­kisinde daha güçlü, daha konforlu, doğal olarak daha güzel ve mutlu olmalarını sağlamak istiyo­ruz. Bu sayede kendilerine olan özgüvenlerini artırmayı, duygusal ve bedensel güçlerini açığa çıkarmayı amaçlıyoruz” diyor.

“İz Bırakan Sen Ol”

“İnovasyon bizim için çok önemli ve bu marka kültürümüzde var” diyor Penti CEO’su ve de­vam ediyor, “Farklı beden tiplerine ve ihtiyaç­larına göre teknolojimizi, sürdürülebilirliğimizi ve özgün tasarımlarımızı sürekli geliştiriyoruz. Biliyoruz ki pandemi sonrası tüketicilerin birçok davranışı değişti. Bunlardan en önemlisi de tü­keticilerin konfor algısı. Artık kendilerini daha rahat hissettikleri ürünlere yöneliyorlar, bunlar­dan en önemlisi de uzun saatlerini geçirdikleri, tenlerine değen iç giyim ürünleri.

Dolayısıyla yeni reklam kampanyamız için ‘iz bı­rakmayan teknoloji’ adını verdiğimiz, vücutta iz yapmayan, dikişsiz yapısıyla ikinci bir ten hissi yaratan iç giyim ürünlerimizi tercih ettik.

İz bırakan sen ol kampanyamızın iletişim stra­tejisini kurgularken, kadınların doğuştan sahip oldukları güçlere odaklanmak istedik.”

Sütyenin tesadüflere dayanan tarihçesi

Karaibrahimoğlu sütyenin ortaya çıkış süreciyle geldiği son noktayı da şu sözlerle özetliyor: “1913 yılında Mary Phelps Jacob isminde bir Amerika­lı, kendisine gece giyeceği bir dekolte elbise alı­yor. Korseyi derin dekolteli elbiselerde kullanma şansı yok. Yardımcısından iki tane ipek mendil ve pembe kurdele istiyor. Ve kendine göğüslerini kapatacak olan ilk sütyeni dikiyor. Sütyenle ilgili değişerek giden bir süreç var. Dün iki kurdeleyle başlayan, bugün iz bırakmayanı ile devam eden iç çamaşırı aslında 1900’lere geri dönmüş oldu. Ne güzel bir tesadüftür ki bugünkü iz bırakma­yan sütyen aslında Amerikalı Mary’nin hayata bıraktığı izden geliyor.”

Önümüzdeki süreçte “İz Bırakan Sen Ol” platformu aksiyon alacak!

Bu şirkettin çalışanları kendilerini 3. nesil gibi görüyor

Karaibrahimoğlu, “Reklam filmimizin devamın­da İz Bırakan Sen Ol platformumuzu duyura­cağız. Amacımız farklı alanlarda iz bırakan ve ilham veren kadınların bir araya gelerek, dene­yimlerini paylaştıkları ve diğer kadınlara, kız çocuklarına ilham verebilecekleri bir platform oluşturmak. Böylece kız çocuklarını ve kadınları kendi potansiyellerini gerçekleştirmeye teşvik etmeyi amaçlıyoruz” diyor.

Mert Karaibrahimoğlu, toplumsal cin­siyet eşitliği meselesini sadece bir iletişim çalışması olarak gör­mediklerinin altını çiziyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Çalışanlarımızın yüzde 85’i kadınlardan oluşuyor. Bu yüzde 85’in yüzde 82’si yönetici ve icrada da yüzde 33’ümüz kadın.

Şirket içinde gönüllü çalışanlarımız­dan oluşan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ta­kımı’mızın liderliğinde çalışmalar yürütüyoruz.

Odaklandığımız noktalar dilde cinsiyet eşitliği­ni sağlamak, kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele etmek ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratarak yönetimde ka­dın temsil oranını artırmak.”

Penti’de çalışan memnuniyeti / kadın çalışanlar için neler yapılıyor?

Herkese toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda kavramsal en temel haklar konusunda bilgilen­dirme yapılıyor, online eğitim veriliyor.

Yetenek Kazanımı ve terfi süreçlerinde kadın adaylara öncelik veriliyor ve ka­dınların sosyal ve ekonomik anlam­da güçlenmesi için fırsat yaratılıyor.

Ebeveyn Co-Pilot uygulamasıyla do­ğum izninden dönen Pentilinin işe ve çalışan ebeveynliğe uyumu kolaylaştırılıyor. Cinsiyetten dolayı yüklenen kadın işi olarak atfe­dilen işlerin kadının değil, ebeveyn işi olduğunun altı çiziliyor. Her yıl düzenli olarak kadın sağlığı için meme kanseri farkındalık semineri yapılıyor. Bu yıl Palpbox projesi hayata geçirildi.

İletişimi cinsiyetsizleştirmek için dilde cinsiyet eşitliği projesi başlatıldı. Cinsiyetçi ifadelerin üstü çizildi. Dilde Cinsiyet Eşitliği Sözlüğü oluş­turuldu. Sözlük şirket içinde sahiplenildi ve ço­rapların üzerinde de üstü çizili kelimeler yazıldı, satışa sunuldu.

Kadınları anlıyoruz”

Bu şirkettin çalışanları kendilerini 3. nesil gibi görüyor
Mert Karaibrahimoğlu
Penti CEO’su

Mert Karaibrahimoğlu
Penti CEO’su

“Aslında kadının çorabı kaçtığında dünyanın en büyük sorunu olduğunu anlamak için onu yaşamanız/hissetmeniz lazım. Onu anladığı­nızda da çözüm üretiyorsunuz. ‘Bizim İşimiz Gücümüz Kadın’ diyoruz hep çünkü biliyoruz neler beklediklerini, nerde anlaşılmak, nerde hissedilmek, neyi çözmek istediklerini…
İşimizde Ar-Ge’nin ve inovasyonun ne kadar önemli olduğunu iyi biliyoruz. Kadınların ihti­yaçlarını yakından takip ediyoruz; gün boyu rahat ettiren korse, iz bırakmayan sütyen, regl külotu, kaçmayan çorap gibi… Kadın kullanıcılarımızdan yılda 500 binin üzerinde geri bildirim geliyor. Bu geri bildirimleri alıp, segmente edip ya yeni ürün olarak ya da bir ürünün geliştirilmesi olarak sürekli olarak yansıtıyoruz.
Kadınlar korse ve çorapla vücudunu to­parlıyor, yazın da korseli mayoyla istediği görüntüye ulaşabiliyor. Göğüsleri küçük olan büyütmek, büyük olan küçültmek istiyor.
Bir fit odamız ve mankenlerimiz var. Sabah se­kizde geliyorlar ve beşe kadar üzerlerinde fit çalışılıyor. Her ürünün müşteri geri bildirimle­rine göre fitleri tekrar çalışılıyor. Ürün geliştir­me süreci hiç bitmiyor. Değişen trendlerle kadının da ihtiyacı değişiyor ve bizim bunu mutlaka daha önce yakalamamız lazım.”

Popular Articles

Latest Articles