A­B­D­’­d­e­ ­v­i­c­d­a­n­l­ı­ ­ö­ğ­r­e­n­c­i­l­e­r­ ­l­i­n­ç­ ­e­d­i­l­i­y­o­r­

A­B­D­’­d­e­ ­v­i­c­d­a­n­l­ı­ ­ö­ğ­r­e­n­c­i­l­e­r­ ­l­i­n­ç­ ­e­d­i­l­i­y­o­r­

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Beştepe’deki UID Kapasite Geliştirme ve Eğitim Çalıştayı katılımcılarını kabul töreninde özetle şöyle konuştu:

“Bundan 20 sene önce Köln’de ÜETT ismiyle kurulan birliğimiz aradan geçen süre zarfında hamdolsun sürekli büyüdü. Bugün dalları 25 ülkeye uzanan koca bir çınara dönüştü. Uluslararası Demokratlar Birliği, Avrupa’daki kardeşlerimizin haklarının korunması, Avrupalı Türklerin entegrasyon süreçlerinin kolaylaştırılması, genç kuşakların asimile olmadan içinde yaşadıkları topluma katılımı, siyaset, ekonomi, sivil toplum ve akademide insanlarımızın desteklenmesi gibi çok geniş yelpazede gerçekten kıymetli faaliyetler yürüttü, yürütüyor. Avrupa’daki Türk diasporasının karşılaştığı sınama ve tehditler değiştikçe birliğin faaliyet sahası da genişliyor.

7 MİLYON İNSANIMIZ AVRUPA’DA YAŞIYOR

Bugün yaklaşık 7 milyon insanımız Avrupa’da yaşıyor. Avrupalı Türklerin neredeyse yarısı Almanya’da ikamet ediyor. Almanya’nın uzun yıllar direndikten sonra çifte vatandaşlığı kolaylaştıran düzenlemeleri kabul etmesini şu anda olumlu karşılıyoruz. Bu konudaki müspet yaklaşımımızı geçen hafta Külliye’de misafir ettiğimiz Almanya Cumhurbaşkanı Sayın Steinmeier’e de ifade ettim. Solingen faciasından 31 yıl sonra, 25 Mart’ta yine aynı yerde ikisi çocuk 4 kardeşimize yönelik düzenlenen ırkçı saldırıyı gündeme getirdim. İlgili kurumlarımız vasıtasıyla bu davanın takipçisi olacağız. Nefret suçlarıyla mücadele noktasında Avrupa’da bir ayrım söz konusu. Antisemitizme karşı gösterilen hassasiyet ne yazık ki İslam düşmanlığı ve ırkçılık kaynaklı saldırılardan esirgenmektedir. Hatta bu suçlar, güvenlik birimlerinin karıştığı NSU cinayetlerinde olduğu gibi dönerci cinayeti denilerek önemsiz hale getirilmeye çalışılıyor.

TÜRKİYE’Yİ VE BİZİ SUSTURMAK İSTİYORLAR

Şahsımızı ve bizim üzerimizden ülkemizi hedef alan kampanyaların son dönemde artması tesadüf değildir. Bu kampanyaların tek bir hedefi vardır. O da bizi ve Türkiye’yi susturmaktır. Çünkü Türkiye sadece İslam ve yabancı karşıtlığı meselesinde değil 7 aydır devam eden Gazze krizinde de dirayetli ve cesur bir duruş sergilemiştir. Yaklaşık 50 bin tonla Gazze’ye en fazla insani yardım yapan ülkeyiz. İsrail’in Gazzeli kardeşlerimize uyguladığı soykırımı daima gündemde tuttuk. Kimliğine ve inancına bakmadan zalime zalim, mazluma mazlum demeye devam ediyoruz. Yıllardır bize demokrasi ve özgürlük dersi veren Batılı yöneticilerin, Gazze katliamlarında takındığı ikiyüzlü politikaları ise ibretle takip ediyoruz. Gösteri hakkı kutsaldır diyenlerin 7 Ekim’den sonraki ilk icraatları kendi sokaklarında Filistin’e destek gösterilerini yasaklamak oldu. Sağa sola insan hakları karnesi düzenleyenler, 15 bini çocuk toplam 35 bin Filistinlinin ölümünü sadece seyrettiler.

ANTİSEMİTİK LEKESİ BİZE YAPIŞMAZ

Tüm bu gerçeklere rağmen halen bizi ve ülkemizi hedef alanlara şunu tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum. Türkiye’yi düşmanlaştırarak hiçbir yere varamazsınız. Ne yaparsanız yapın antisemitik lekesi bize yapışmaz. İslam düşmanlığına, yabancı karşıtlığına ve kültürel ırkçılığın her çeşidine nasıl karşıysak antisemitizmi de aynı şekilde reddediyoruz. Coğrafyamızda kargaşa, savaş ve istikrarsızlık görmek istemiyoruz. Müslümanıyla, Hıristiyanıyla, Yahudisiyle tüm inançların ecdat döneminde olduğu gibi barış ve huzur içinde yaşadığı bir bölge istiyoruz.”

BİR CESUR YÜREK ÇIKMADI

Erdoğan Gazze’de toplu mezarlardan hastane bombalamaya kadar katliamları anlatarak şöyle devam etti:
“Ama tüm bu vahşet sahneleri yaşanırken bir avuç vicdan sahibi devlet adamı dışında hiçbir Batılı lider tepki göstermedi, sesini yükseltmedi. İsrail’e ‘artık yeter’ diyecek bir cesur yürek maalesef çıkmadı. Aylarca ateşkes çağrısı yapacak cesareti dahi gösteremediler.

Hürriyet

REKTÖRLER İŞTEN ATILIYOR

Bazı prestijli Amerikan üniversitelerinde aralarında antisiyonist Yahudilerin de olduğu vicdanlı öğrenciler ve akademisyenler katliama tepki gösteriyor. Bu insanlar Gazze’de katliam dursun dedikleri için şiddete, zulme, eziyete hatta işkenceye maruz kalıyor. Sırf Filistin’e destek verdikleri için rektörler, profesörler işten atılıyor, Linç ediliyor. Ancak söz konusu Türkiye olunca, başımıza demokrasi havarisi kesilenlerin hiçbirinin gıkı dahi çıkmıyor. Ne kadar meşhur demokrasi savunucusu akademisyen, aydın, gazeteci ve siyasetçi varsa hepsi başını kuma gömmüş, olayların yatışmasını bekliyor. Niçin biliyor musunuz? Çünkü Batı demokrasisinin sınırlarını İsrail’in menfaatleri çizmektedir.”

Popular Articles

Latest Articles