T­u­h­a­f­ ­t­u­h­a­f­ ­s­o­r­u­l­a­r­

T­u­h­a­f­ ­t­u­h­a­f­ ­s­o­r­u­l­a­r­

Hande Erçel simsiyah transparan bir elbise tercih etmişti. Hakan Sabancı’ysa onunla uyumlu olarak siyah gömlek, siyah pantolon, siyah ceket giymişti.

Onları çeken muhabirlerden biri Sabancı’ya ceket cebine iliştirdiği siyah gülün yas anlamına gelip gelmediğini sordu.

Sabancı “Yas olsa niye buraya geleyim, böyle soru sorarsan cevabında ne diyelim” diye çıkıştı.

Hande Erçel de ona destek verdi: “Ne kadar değişik bir soru...”

Hürriyet

Hakikaten de tuhaf bir soru.

Adam, her ikisinin de simsiyah tarzını tamamlamak için zarif siyah bir gül kondurmuş kıyafetine.

Ne koyacaktı? Kaktüs mü?

Ayrıca soruyu da biraz art niyetli buldum. Ha evet, ayrılıyorlar, sen de bunu gülden anladın, ayaküstü orada sana açıklayacaklardı yaslarını, matemlerini...

Bir başkası tutmuş, Edis’in kıyafetini yorumlamış: “Ütüyü evde unutmuş da gelmiş gibi...”

Görüntüde şaşırıp kalıyor Edis, ne diyeceğini bilemiyor.

Artık bu kadarı da densizliğe girmiyor mu? Nasıl bir cüretle ülkenin en ünlü iş insanlarına, en ünlü popçularına böyle laubali davranılabiliyor?

Yalın’ın stadyum konseri

Yalın’ın konser görüntülerini izledim.
20. yılını Beşiktaş Stadı’nda verdiği konserle kutladı Yalın.
Müthiş bir kalabık gördüm.
Vallahi bravo.
Bu dönemde stadyum konseri vermek ve o stadı doldurmak başarı.
Seyircinin şarkılara eşlik etmesi de çok güzel bir görüntü oluşturmuş.

1000 liraya boş masa

Kuleli’de Yakamoz adında bir restoran var. Denize sıfır falan güzel bir yer.

Kahvaltı da veriyor.

Fakat kahvaltıya gidiyorsunuz, deniz kenarındaki masaya oturmak isterseniz sırf masa için ekstradan 1000 lira alıyorlar.

Daha kahvaltı ücreti falan yok, boş masaya alıyorlar bu meblağı.

Yok artık!

Yeme-içme sektörü iyice şaşırdı nereden ne vuracağını.

Hürriyet

Kastamonu, Kayseri ve Kıbrıs pastırması  

Çok lezzetli, hem de acayip. Ama pastırma desen pastırma değil, sucuk desen sucuk değil, çünkü sosise benziyor. Türkiye’de bulunmuyormuş, Kıbrıslı tanıdıklarınızdan ısrarla isteyiniz.

Hafta sonu Kıbrıs’taydım.

Bir grup arkadaş restoranda sohbet ediyoruz. Konu döndü dolaştı, Kayseri pastırması mı, Kastamonu pastırması mı meselesine geldi.

Bir Kastamonulu olarak fanatik taraftar gibi Kastamonu pastırmasını savunuyorum. “Onlarınki “Fabrikasyona dönüştü, bizimkinin rüzgârı, nemi” vesaire üfürdükçe üfürüyorum.

Hürriyet

Magusa’daki Salamis otelinin şefi Kadir Yamacı girdi lafa:

“Peki siz hiç Kıbrıs pastırması tattınız mı?”

Allah Allah, Kıbrıs’ın hellim peynirini biliyoruz da pastırması nereden çıktı?

“Yapayım, getireyim size” dedi.

Geldi pastırma.

İnanılmaz lezzetli ama bu Kıbrıslılar komik insanlar.

Türkçeyi biraz tuhaf kullanıyorlar.

Uçak inişe geçince Azeriler de “Uçak düşüyor” deyip yüreğinizi ağzınıza getirirler ya.

Onun gibi bir şey.

Bir kere pastırma dedikleri pastırma değil. Biraz daha baharatlı, biraz daha tuzlu bir sucuk.

Ama sucuk desen sucuk da değil, sosis şeklinde.

Her şey birbirine girmiş halde.

Meğer sucuğun içine çemen kattıkları için “pastırma” diyorlarmış buna.

Peki dönünce İstanbul’da bulabilir miyiz, yok.

Sadece Kıbrıs’ta kasaplarda oluyormuş. 

Kilosu yaklaşık 600 lira.

Ama kiloyla almak şart değil, taneyle alınabiliyormuş.

Uçağa geç kaldığım için bir türlü kasaba uğrayamadım.

Bir dahaki gidişte artık.

Siz de Kıbrıslı tanıdığınız varsa mutlaka ısmarlayın.

Acayip lezzetli ama en iyi Kastamonu tabii.

 

 

Popular Articles

Latest Articles