Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle New York’ta gerçekleştirdiği konuşmasında küresel ısınma tehlikesine ilişkin açıklamalarda bulundu. İklim krizinde kritik bir dönemeçte olduğumuzu ifade eden BM Genel Sekreteri fosil yakıt şirketlerini “iklim krizinin manevi babaları” olarak nitelendirdi, tütün ürünlerine uygulanan kısıtlamalara benzer şekilde fosil yakıt şirketlerinin reklam yapmasının tüm ülkelerde yasaklanması gerektiğini söyledi.
Haber ve teknoloji medyasını fosil yakıt reklamlarından gelir elde ederek gezegenin yıkımına hizmet etmeyi bırakmaya davet eden Guterres, “Pek çok hükümet, tütün gibi insan sağlığına zarar veren ürünlerin reklamlarını kısıtlıyor ya da yasaklıyor. Tüm ülkeleri fosil yakıt şirketlerinin reklamlarını yasaklamaya çağırıyorum” dedi.
Guterres fosil yakıt şirketlerini daha temiz enerji türlerine yetersiz yatırım yaptıkları, iklim krizi konusunda gerçeği çarpıttıkları için eleştirerek, halkla ilişkiler ve medya şirketlerini petrol, kömür ve gaz şirketleriyle bağlarını koparmaya çağırdı. Guterres, “Bugünden itibaren yeni fosil yakıt müşterisi almayı durdurun, mevcut müşterilerinizi bırakmak için plan yapın. Fosil yakıtlar sadece gezegenimiz için değil markanız için de zehirli” şeklinde konuştu.
Gezegenimizle Rus ruleti oynadığımızı ifade ederek iklim cehennemine giden yolda bir çıkışa ihtiyacımız olduğunu söyleyen Guterres, Paris İklim Anlaşması’nda uzlaşılan 1,5 santigrat derece hedefinin hâlâ neredeyse mümkün olduğunda ısrar etse de karbon emisyonlarının azaltılması, yoksul ülkelere iklim finansmanının artırılması ve iklim krizindeki rolü nedeniyle fosil yakıt endüstrisinin hükümetler, medya ve diğer kuruluşlarca dışlanması için ülkelerin daha fazla çaba göstermesi gerektiğini vurguladı.
BM Genel Sekreteri Guterres,”İklim krizinin manevi babaları olan fosil yakıt endüstrisi rekor kârlar elde ediyor, vergi mükelleflerince fonlanarak trilyonlarca sübvansiyonla şölen yapıyor. Savunmasız durumdaki insanların, ortaya çıkmasında hiçbir paylarının olmadığı bir iklim kriziyle baş edebilmek için çaresizce mücadele etmek zorunda bırakılmaları utanç verici. Zenginlerin klimalı fanuslarında korunurken geri kalanının yaşanamaz topraklarda ölümcül iklim koşullarına maruz kaldıkları bir geleceği kabul edemeyiz” şeklinde konuştu.