İlham veren ve toplumsal dönüşüm yaratmayı hedefleyen, ticari amaç gütmeyen uluslararası bir organizasyon Global Wellness Day (GWD). Türkiye’den başlayarak tüm dünyaya yayılan ve ilk kez 2012 yılında kutlanan GWD, o günden beri 170’den fazla ülkede, onbinlerce farklı noktada eşzamanlı olarak milyonlarca insan tarafından ücretsiz etkinliklerle kutlanıyor. GWD, evrensel bir terim olan “wellness” yani sağlıklı ve iyi yaşamı destekleyen, onun önemine dikkat çeken bir sosyal hareket olarak öne çıkıyor.
Bu hareketin mesajını yaymak için dünyanın dört bir yanından 120 GWD elçisi ve 22 ana destekçi birlikte çalışıyor. Ben de GWD’nin İngiltere elçisi olarak kendi hayatımdaki “iyi yaşam” felsefesini, inançlarımı ve amaçlarımı simgeleyen, kâr amacı gütmeyen bu organizasyonun bir parçası olmaktan, mesajlarını paylaşmaktan, farkındalık yaratmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum.
Bu sene 8 Haziran’da milyonlarca insan tarafından kutlanacak olan GWD’nin yaratıcısı ise Belgin Aksoy. Aksoy’la organizasyonun hikâyesini başa sarıyor; izlediği yoldaki motivasyon kaynaklarından ulaştığı etki alanına tüm detayları masaya yatırıyoruz.
Global Wellness Day hangi motivasyonla doğdu, çıktığı yolda benimsediği amaçlar nasıl şekillendi?
2004 yılında ciddi sağlık sorunları yaşadım. Sağlığımı geri kazanmak üzere geçirdiğim, zorlu ancak her gün yeni bir şey öğrendiğim bu süreçte hayatımda radikal değişiklikler yaptım. Sağlık ve mutluluk dengesinin vazgeçilmez bir terazi olduğunu tecrübeyle sabitledim. Yaşamımdaki değişimin pozitif etkilerini gördükten sonra bu konuda eli kolu bağlı oturamazdım, bir şeyler yapmalıydım.
Bu emek dolu yolculuğun başlangıç noktası, basit ancak bir o kadar da manidar bir soru ile oldu: “İyi yaşamak hepimizin ortak hayaliyken, neden dünya genelinde kabul görmüş bir ‘İyi Yaşam Günü’ yok?” Bu düşünceyle, bir Türk kadını olarak Global Wellness Day’i (GWD) yaratıp, etkisini tüm dünyaya yaymak üzere yola koyuldum.
GWD, herkesi bir gün bile olsa “Nasıl daha sağlıklı ve iyi yaşarım?” düşüncesine yönlendirmek, hem bireyleri hem toplumu iyi yaşam konusunda bilinçlendirmek için doğdu. Temel amacı ise yaşamımızın kıymetini bilmek, şehir yaşamının stresinden ve günlük kötü alışkanlıklardan arınmak, ilham verici bir görevde ülkeleri bir araya getirmek, iyi yaşamın bir lüks değil, gereklilik ve hepimizin temel hakkı olduğu mesajını yaymak.
Organizasyonun bilinirliğini artırmak için nasıl bir marka, pazarlama ve PR stratejisi kurgulandı?
Marka stratejisinde evrensel bir iyi yaşam mesajı oluşturup, elçilerimizle farklı ülkelerde etkinlikler düzenlendik ve bütünsel bir sağlık yaklaşımı benimsedik. Pazarlama stratejisinde sosyal medya kampanyaları, içerik pazarlaması ve ünlülerden destekler aldık. Halkla ilişkiler tarafında ise medya işbirlikleri, uluslararası konferanslar ve gönüllü çalışmalarla mesajımızı yaygınlaştırdık.
GWD büyük bir aile ve tüm etkinlikler iyi yaşam felsefemizi yaymamıza destek olan gönüllüler, sponsor markalar, belediyeler ve bakanlıklar tarafından destekleniyor. Bu kapsamlı strateji dünya genelinde bilinirlik yaratarak, milyonlarca insanın hayatına olumlu bir şekilde dokunuyor.
GWD’nin görsel kimliğinin nasıl bir hikâyesi var?
GWD’nin marka tasarımı, Türkiye’de başarılı çalışmalarıyla tanınan Yirmibirgram’a ait. Ajansın, GWD’nin global mesajını en iyi şekilde yansıtan bir görsel kimlik yarattığını düşünüyorum. Örneğin, macenta renginin seçilmesinin nedeni evrensel uyumu ve duygusal dengeyi temsil etmesi. Macenta kırmızının enerjisi ve tutkusunu mavinin sakinliği ve dinginliğiyle birleştiren bir renk ve misyonumuzun kalbinde yer alan şefkati, nezaketi ve işbirliğini simgeliyor. Canlı bir şekilde öne çıkıyor, dikkat çekiyor, olumlu eylemlere ilham veriyor ve bu da onu GWD’nin görsel kimliği için mükemmel bir renk haline getiriyor.
Her sene kutlamalar farklı bir temayla gerçekleşiyor. Bu senenin teması #MagentaNature’ın ilhamından bahseder misiniz?
GWD’nin tema seçimi tüm paydaşlarımızın işbirliği içinde çalıştığı bir süreç. Her yıl, insanların yaşamlarını etkileyen global sorunlar üzerine düşünerek başlıyoruz. Evrensel düzeyde yankı uyandıran ve iyi yaşamın dikkat gerektiren bir yönünü ele alan bir tema belirlemek için GWD elçilerimiz ve ana destekçilerimiz ile görüşmeler yapıyoruz. Amacımız kapsayıcı, eyleme geçirilebilir ve ilham veren, dünya çapındaki bireyleri sağlıklarını iyileştirmeye yönelik somut adımlar atmaya teşvik eden bir tema seçmek.
Bu yılın teması, bahsettiğiniz gibi #MagentaNature. Biz iyi bir yaşam için doğal dünyayla uyumlu bir bağlantının gerekli olduğuna inanıyoruz. Bizim için doğa sadece bir yer değil; fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığı besleyen bir deneyim. Pandemi sırasında birçoğumuz doğayla yeniden bağ kurdu ve doğayı bir teselli ve şifa kaynağı olarak gördü. Bilimsel araştırmalar, doğada vakit geçirmenin stresi azalttığını, ruh halini iyileştirdiğini ve genel refahı yükselttiğini gösteriyor. Doğaya odaklanarak dengeli ve uyumlu bir yaşam tarzını teşvik etmeyi ve iklim değişikliği gibi konular hakkında farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz.
Oprah Winfrey, Richard Branson, Dr. Mehmet Öz ve daha bir çok kendi alanında dünyada lider olan kişilerin GWD için desteğini almak bilinçli bir seçim miydi, yoksa organik olarak mı gelişti?
GWD’ye ünlülerin desteği büyük ölçüde organik olarak gelişti. Birçok ünlü, sağlıklı yaşam tarzını benimsediği ve teşvik ettiği için, GWD’nin mesajını ve misyonunu gönülden destekledi. Elbette ünlülerin desteği GWD’nin geniş kitlelere ulaşmasında da önemli bir rol oynadı.
GWD’nin çalışmaları sizi hangi yönleriyle tatmin ve motive ediyor?
Her şeyden önce, tüm GWD ailemle gurur duyuyorum. Birliğimiz, moral veren tavrımız, birbirimizi desteklememiz, iyi yaşamı yaymak için gece gündüz birlikte çalışmamız ve sonunda Global Wellness Day’in tüm dünyada milyonlarca kişi tarafından kutlandığını görmek beni çok mutlu ediyor.
Son üç yıldır, Tayland – Myanmar sınırında bulunan Prachuab Kirikhan’daki Padeng köyünde mülteci olarak yaşayan birçok kabileye tıbbi desteğin yanı sıra; gıda yardımı, bit temizliği ve çocuklar için eğlenceli aktiviteler sağlayan GWD etkinliğine katıldığım ve o anları birebir yaşayabildiğim için onur duyuyorum.
Bir fotoğraf aldığımı hatırlıyorum – gönüllülerden oluşan ekip önce köprüsüz bir nehir geçidinin tehlikesini değerlendirmiş, ardından bir yıl sonra GWD’yi köylülerin güvenli geçişini sağlamak için bir köprü inşa ederek kutlamışlardı. Köprüde GWD bayrağının önünde duran yerlilerin fotoğrafını aldığımda gözyaşlarımı tutamamıştım.
Bir diğer gurur verici an da bayrağımızın Everest Dağı zirvesine ulaşmasıydı. Umarım bir gün benim de bu zorlu ancak güzel tırmanışı yapma şansım olur.
Richard Branson’un da dediği gibi: “Önümüzdeki yıllarda başarılı olacak markalar, amaçlarını kârın önünde tutanlar olacaktır.” Pozitif bir bakış açısı ile sorumluluk alarak ve attığımız her bilinçli adımda, kendimiz ve dünyamız için her gün daha sağlıklı, mutlu ve iyilik temelli bir yaşam düzeni kurabileceğimize inanıyorum.
8 Haziran’da Global Wellness Day kutlamarına sizleri de bekliyoruz. Sizler de #globalwellnessday ve @globalwellnessday etiketleriyle aileniz, arkadaşlarınız ve çevrenizle iyi ve sağlıklı bir yaşam için paylaşımlar yapıp, farkındalığı artırabilirsiniz.