Toplantıda alanında uzman birçok kıymetli isim, başkenti tüm yönleriyle masaya yatırdı. Ben de Ankara üzerine bir sunum yaparak hem sorunları hem de potansiyelleri anlattım.
*
Toplantının ana konu başlıklarından birisi de Ankara’dan yurt dışına direkt uçuşlardı. Bu konuda kentte en çok çaba gösteren kesim, ATO Başkanı Gürsel Baran ve oda yönetimi. Çalmadık kapı bırakmıyorlar, uçuşların artması için çabalıyorlar.
*
Yatırım yapacak olan iş insanı da sağlık turizmi için gelen yabancı vatandaş da Ankara’yı keşfetmek isteyen turist de Ankara’ya aktarmalı gelmek istemiyor...
*
ATO’daki toplantı sonrası iş insanları ile sohbet ederken, Ankara-İstanbul bilet fiyat farkından bahsettiler.
*
Merak edip baktım. Örneğin Berlin’e İstanbul’dan giderseniz daha az, Ankara’dan giderseniz daha çok ödüyorsunuz. Ucuz uçuşu bulmak için sistemi didiklemeniz lazım.
*
Hatta planlamanızı yapıp İstanbul’a uçakla değil de trenle giderseniz Ankara fiyatının daha da altında bir ödeme maliyeti de çıkabiliyor.
*
Fiyat farkı ve sefer azlığı derken birileri sanki Ankara’dan yurt dışına direkt uçmamızı istemiyor gibi...
ÖDÜLLÜ GAZETE HÜRRİYET ANKARA
Hürriyet Ankara’nın sloganı; ‘KENTİNİ YAŞAYAN GAZETE’dir. Kaldırımdan kanalizasyona, toplu taşımadan içme suyuna kadar tüm kent sorunlarına... Ankara’nın eğlence hayatından kültür sanat yaşamına, futbol kulüplerinden tüm spor branşlarına... Muhtarından iş insanına kent yöneticisinden üniversite öğrencisine... Herkesin her kesimin sesi olan bir gazete Hürriyet Ankara...
*
Kentin ve kentlinin sesi Hürriyet Ankara, Anadolu Yayıncılar Federasyonu (AYF) tarafından düzenlenen 8. Anadolu Medya Ödülleri Töreni’nde ‘Yılın Gazete Eki Ödülü’ne layık görüldü. Külliye’deki törende ödülü ekip arkadaşlarım adına Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan aldım.
*
AYF Başkanı Sinan Burhan ve yönetimine, aynı törende ödüle layık görülen Genel Yayın Yönetmeni’miz Ahmet Hakan’a ve Ankara Temsilci’miz Hande Fırat’a da desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyoruz.
*
En büyük teşekkür de siz değerli okurlarımıza...
HER ANKARALI BU ÇİLEYİ BİR GÜN YAŞAYACAK
Ben artık gerçekten ne yazacağımı bilemiyorum. Çünkü artık yazacak bir şey kalmadı. Mayıs ve haziran aylarında yağmur ile sel, başkentin çilesi oldu, olmaya da devam edecek gibi. Göle dönen cadde ve sokaklar, suyla dolan alt geçitler ve alt katlardaki evler, suya gömülen iş yerleri, çalışmayan metrolar... Görünen o ki her Ankaralı bu çileyi bir gün yaşayacak...