B­u­ ­f­ı­r­t­ı­n­a­ ­b­i­t­m­e­z­

B­u­ ­f­ı­r­t­ı­n­a­ ­b­i­t­m­e­z­

Ama bunlardan bir kısmı her daim gündemde kalırken bazıları ise süratle gündem dışı kalıyor. Sağlığına değer verip onu takviyelerle güçlendirmek isteyenlerin klasik listelerinde magnezyum, D vitamini, omega 3, C vitamini ve benzerlerinin hemen her daim yer alması bu nedenle hiç de şaşırtıcı değil. Bazı sağlık takviyeleri ise adeta gelip geçici modalar gibi takviye listemize hızla girip hızla çıkabiliyor. Mesela beta karoten takviyeleri, mesela 5HTP hapları...

Son yıllarda takviye listelerimize adeta bir fırtına gibi dalan NAD’a gelince...

Hürriyet

Anlaşılan o ki NAD da “kalıcı takviyeler” listesindeki yerini sağlamlaştırmış durumda. Ve yine anlaşılan o ki NAD da o listeden -tıpkı glutatyon, tıpkı kollajen gibi- kolay kolay çıkmayacak. Peki, neden?

BANA GÖRE
NAD JET YAKITIDIR

Açık yazılı hali (N)ikotin (A)denin (D)inükleotid olan NAD aslında bir vitamin: B3 vitamini. Ama onun B3 vitamininden farklı çok önemli bazı özellikleri var. Daha kolay anlaşılabilmesi için şu örnek işimize yarayabilir diye düşünüyorum: B3 vitamini “NİASİN AMİD”i bir “HAM PETROL” gibi düşünürsek, bunun özelleştirilmiş ve arıtılmış, daha güçlü ve daha verimli hale getirilmiş, yani neredeyse “JET YAKITI”na dönüştürülmüş hali “NAD”dır. Kısacası NAD aslında B3 vitamini niasin amidin özelleştirilmiş ve saflaştırılmış bir ürünüdür. Ama ondan çok daha farklı marifetlere, güçlere, özelliklere sahip bir doğal moleküldür.

ÖNEMLİ
NEDEN NAD’SIZ OLMAZ 

Başlıktaki sorunun cevabı Harvard’lı ünlü genetikçi David Sinclair’in şu harika cümlesinde saklı: “NAD, 500’ü aşkın enzim tarafından kullanılıyor, NAD olmasaydı 30 saniyede ölürüz!

İsterseniz gelin yine David Sinclair’in çok beğendiğim “Lifespan” kitabından da faydalanarak NAD konusundaki bilgilerimizi takviye yutma meselesinin ötesine taşıyalım ve biraz daha derinleştirelim. Derinleştirelim çünkü hem uzun hem de sağlıklı bir ömür sürmek, “lifespan” ile “healthspan”ı neredeyse yüzde 100 ölçütlerinde üst üste getirip eşitlemek, kısacası “BAŞARILI BİR YAŞLANMA SANATI USTASI” olmak istiyorsak formda, fit, iyi ve güzel bir hayatın yolculuğu için “YAŞAM SANATI BAGAJIMIZA” NAD güçlendirme planlarını da mutlaka eklememiz gerekiyor. Kısacası keyifli, hastalıklardan uzak zımba gibi bir ömür sürmek istiyorsak “NAD REZERVLERİMİZİ GÜÇLENDİRMEMİZ” en önemli sağlık görevlerimizden biri gibi görünüyor.

İYİ BİLGİ
NAD NE YAPIYOR

NAD sadece enzimlerimiz tarafından kullanılan muazzam bir temizlik kimyasalı değildir. O aynı zamanda yaşlanma sürecinde başımıza gelebilecek pek çok hücresel biyolojik hasarın da freni ve ilacı gibidir. Hatta Dr. Sinclair’e göre, NAD yaşlanmanın doğal süreçleri ve yaşlanmayla ilgili pek çok hastalık için de önemli bir biyolojik düzenleyicidir. NAD, Dr. Sinclair’in bize tanıttığı “UZUN YAŞAM GENLERİ SİRTÜİNLERİN” hepsi için muazzam bir aktivatördür. 7 sirtüin geninin tamamını aktive edebilme yeteneğine sahip tek moleküldür. NAD sirtüinler için son derece etkili bir “yakıt görevi” üstlenmektedir. Yeteri kadar NAD’ınız yoksa, sağlıklı ve uzun bir ömrün en önemli hizmetkârları olan iyi yaşam genleri sirtüinlerinizi yeterince etkin çalıştıramazsınız. Kafi miktarda NAD yakıtına sahip değilseniz bu genler asetil gruplarını histonlardan ayıramaz, kötü yaşam genlerini susturamaz, neticede de yaşam kalitenizi ve sürenizi uzatamazlar.

BANA GÖRE
NEDEN NAD ZENGİNİ OLMALIYIZ

Eğer yeterince NAD’ınız yoksa(!) sirtüin aktivatörü rezveratrolün bir çeşit “uzun yaşam ilacı” gücünü de göremezsiniz. Kısacası kaliteli ve sağlıklı bir ömür sürmek, kronik hastalıklardan uzak, keyifli, mutlu, huzurlu, formda ve zinde bir yaşlanma yolculuğunu “ayağınız taşa takılmadan” sürdürebilmek istiyorsanız NAD rezervlerinizi arttırmak, gözünüzün içi gibi korumak ve hatta bununla da yetinmeyerek mümkün olduğu ölçüde NAD zengini olmak zorundasınız. Zira size şu kötü haberi de üzülerek vermek zorundayım: Pek çok bilimsel araştırmada net ve açık olarak gösterildi ki NAD seviyelerimiz biz yaşlandıkça dramatik ölçülerde azalmaya/düşmeye/eksilmeye başlıyor. Kalbimiz, beynimiz, hatta damarlarımızın içini kaplayan sağlıklı endotel hücrelerimiz bile yaşımız ilerledikçe adeta birer “NAD fakiri”ne dönüşüyor. Peki o zaman ne yapmalıyız? Önerim şu: Özellikle 50’li yaşlardan sonra her birimiz “NAD zengini bir yaşlı olma yolculuğu”na çıkmalıyız.

Hürriyet

KESİP SAKLAYIN
NAD’IMIZI NASIL ARTTIRIRIZ

NAD rezervlerimizi arttırmak için doğal NAD arttırıcı bazı yaşam tarzı değişiklikleri yapmamız ilk hedefimiz olmalı. Bu yolculuk da -eğer herhangi bir sağlık engelimiz yoksa- “iki öğün beslenme ve kalori azaltma” cümlesiyle başlamalı. Aralıklı açlık kürlerinin ve bitki bazlı daha az kalori tüketiminin, çok etkili birer NAD aktivatörleri olduğunu gösteren çok ciddi bilimsel veriler var. NAD zengini olmanın diğer bir yolu da “düzenli egzersiz” çalışmaları yapmak ve bu çalışmalara zaman zaman “aralıklı yükleme egzersizleri” eklemekten geçiyor. Basitçe tempolu bir yürüyüş planına zaman zaman 30-90 saniyelik postacı yürüyüşleri veya kısa sprintler ekleyebilirsek ciddi NAD patlamaları yapar ve NAD rezervlerimizi güçlendirebiliriz. Son bir öneri daha: Araştırmalar kısa süreli “soğuk-sıcak şoklamaları”nın da etkili bir NAD üretimi uyarıcısı olabileceğini gösteriyor. Bunun için -doktorunuzun iznini almak kaydıyla- sauna/kriyoterapi-buzlu su banyoları uygulamalarını denemeniz yetiyor.

KISA BİLGİ
PEKİ, YA NAD TAKVİYELERİ

NAD rezervlerimizi arttırabilmek için takviyelerden de faydalanmamız mümkün. Tabii burada da “çöp ürünler”e dikkat etmemiz, üretici firmayı dikkatle sorgulamamız ve bu takviyelerin işinize yarayıp yaramayacağı hakkında bu konuda deneyimli bir doktordan bilgi edinmeye çalışmamız en doğru yaklaşım olacaktır. NAD rezervlerini arttırmak için doğrudan NAD içeren damar içi uygulamaları ise sadece bir hekim gözetiminde yaptırmak şart. Hatta bu gibi pahalı uygulamalardan önce imkânınız varsa “hücre içi NAD rezervlerinizi ölçtürerek” yola çıkmanızı tavsiye ederim. Zira kan analizleriyle NAD rezervlerini belirlemek de mümkün. Unutmayın, damar içi NAD uygulamaları ciddi ve pahalı bir karardır. Ağız yoluyla alınan NAD takviyelerinin ise lipozomal olanlarını öneririm. NAD öncüsü olan “Nikotinamid Ribozid/NR”den veya “Nikotinamid Mono Nükleotid/NMN”den de faydalanabilirsiniz. NR vücudumuza girince önce NMN’ye sonra da NAD’a dönüşmektedir. NMN takviyeleri de etkilerini NAD’a dönüşerek göstermektedir.

BANA GÖRE
NAD ZENGİNİ OLMAK İÇİN...

Kişisel düşüncem şu: NAD’ın muazzam bir “iyi hayat yolculuğu arkadaşı” olduğundan ben de hiç kuşku duymuyorum. Doğal yollarla NAD zengini olmanın çok iyi bir iyi yaşlanma kararı olduğundan da en ufak bir şüphem yok. Bu nedenle prensip olarak NAD takviyeleri yerine doğal yol ile NAD güçlendirici 3 önerimi hayata geçirmenizi tavsiye ediyorum...

BİR: Daha az kalori tüketin, bitki bazlı beslenin, aralıklı oruç kürleri deneyin.

İKİ: Düzenli egzersiz yapın. Ve o egzersiz çalışmalarını zaman zaman aralıklı yüklemelerle daha da güçlendirin.

ÜÇ: Soğuk/sıcak uygulamalarından da her fırsatta istifade edin. Mesela şu sıcak yaz günlerinde güneşlendikten sonra denize, havuza, göle, nehire atlayın ve bedeninize sıcak/soğuk şokları/bayramları yaptırın.

Popular Articles

Latest Articles