A­h­m­e­t­ ­M­e­k­i­n­’­e­ ­s­e­v­g­i­l­e­r­l­e­

A­h­m­e­t­ ­M­e­k­i­n­’­e­ ­s­e­v­g­i­l­e­r­l­e­

Meşhur Beyoğlu buluşmalarımız vardı, Ahmet Mekin, Tarık Dursun K. ve ben.

Hürriyet

Nereye gitsek, hangi lokantaya, pastaneye girsek hayranları hemen yanına gelirlerdi. Ondan iş isteyenler bile vardı.

İnsanoğlu sadece hatırlamak değil unutmak da istiyor. Hele onun gibi göz önünde bulunan birisini tanınmak da yoruyor. Bellek çöplüğümüz kimi zaman da bize ihanet eder.

Ahmet’le yıllar önce nerede görüştük biliyor musunuz?

Antalya’da adımın verildiği Doğan Hızlan Kütüphanesi’nin açılış törenine gelmişti. Kalabalık arasında çok az konuştuk, hasret giderebildik.

Açılışta epey dostum vardı, çünkü Antalya’da aynı zamanda TÜYAP Kitap Fuarı açılmıştı.

Törene gelenlerden Deniz Kavukçuoğlu da aramızdan ayrıldı.

Antalya Belediyesi’nin düzenlediği şiir günleri birçok şair üzerine incelemeler yapılmasını, kitapların yayımlanmasını sağladı. Sempozyum bittikten sonra fotoğraf ve kitaplardan oluşan bir sergi açılırdı.

Şiir günlerinin yeniden ihyasını şiirimiz adına bir kazanç sayarım.

Anılarım arasında bir de darbe var.

1980 yılında Antalya Film Festivali’ne jüri üyesi olarak çağrılmıştım. Üyeler arasında rahmetle andığım Gani Turanlı ve Ara Güler de vardı.

İlk toplantıyı yapacağımız günün sabahı ihtilal olmuştu.

*

Televizyonlarda eski bayramlar üzerine yaşlı kuşağa sorular yöneltiliyor.

İnsani ilişkiler açısından savunulabilir. Ne var ki şimdi de herkes bir yıl boyunca çalışıyor, bayramlar dinlenme vesilesi oluyor.

Eski yıllarda İstanbul kültür, sanat açısından bozkır gibiydi. Ziyaretler dışında vakit geçirecek bir yer yoktu.

Yazlık yerler de öyleydi.

Şimdi tatil yörelerine gidiyorsunuz, gündüzleri yazın tadını çıkarır, akşamları da kültürel bir etkinliğe gidersiniz.

Oralarda da konserler veriliyor, festivaller düzenleniyor. Yalnız bizim vatandaşlarımız için değil, yabancılar için de önemli festivaller var.

İlk kez düzenlenen Aspendos Festivali’ne nasıl coşkuyla gittiğimizi bugün bile unutamıyorum. Kentlerin hızlı yaşamında okumaya vakit bulamayanlar için de fırsat.

Hayatımda ilk kez disk jokeylik denemesini de o festival sırasında yaptım.

Antalya’da kaldığımız otelde disk jokeyin kulübesinde klasik müzik CD’leri gördüm.

Otelin Alman müdürünün eşi Türktü, bana istediğim müziği çalabileceğimi söylediler.

Tabii ki programıma Mozart ile başladım.

Birlikte gittiğim arkadaşlardan biri, “Doğan müzik darbesi yaptı” demişti.

Tatile gitmeyenlere önerim var, mutlaka iki sergiyi görün. Ayrıntılı yazacağım.

Türkiye İş Bankası’nın Kibele Galerisi’nde devam eden “Yazan-Çizen Lâtif Demirci” sergisi ile İstanbul Modern’deki “Fotoğrafçının Tanıklığı Ozan Sağdıç” sergisi.

Popular Articles

Latest Articles