B­u­ ­n­e­d­e­n­ ­c­a­n­l­ı­ ­t­u­t­m­a­k­ ­i­s­t­e­d­i­ğ­i­n­i­z­ ­b­i­r­ ­k­o­n­u­ş­m­a­?­

B­u­ ­n­e­d­e­n­ ­c­a­n­l­ı­ ­t­u­t­m­a­k­ ­i­s­t­e­d­i­ğ­i­n­i­z­ ­b­i­r­ ­k­o­n­u­ş­m­a­?­


Zaman zaman asıl kurucu ortaklardan birinin işi bıraktığı şirketlerle karşılaşıyoruz. Kurucular, satış döngülerinin uzun olduğu ve ünlü ‘hayal kırıklığı çukuruna’ girdikleri o zorlu ilk yıllarda pozitif kalmakta zorlanabilirler.

Diğerleri, faturaları artarken zamanlarını yüksek riskli bir girişime yatırmaya devam edecek mali özgürlüğe sahip olmayabilir veya hastalanabilirler.

Birinin erken aşamadaki bir şirketten ayrılmak isteyebilmesinin birçok başka nedeni vardır. İnsanlar değişir ve beklentiler her zaman gerçeğe uygun olmaz. Kimse şirket kurmanın risksiz olduğunu söylemedi. Aslında durum tam tersi.

Her iki durumda da, kalan bir kurucu ortağın kaçınmak istediği şey, bir kurucu ortağın ayrılması ancak tüm özsermayesini korumakta ısrar etmesidir. Bu, “ölü özsermaye” olarak bilinir, yani artık işin inşasında aktif olarak yer almayan kişilerin sahip olduğu özsermaye….



genel-11

Popular Articles

Latest Articles