Türkiye’nin bir numaralı şampuan, saç kremi ve yıkama sonrası bakım markası Elidor* tarafından hayata geçirilen “Elidor Beauty House” kapılarını Piksel Ayna! deneyimiyle açtı. Akaretler No. 39’da yer alan Elidor Beauty House saç bakımının yanı sıra dijital deneyimler ve enstalasyonları buluşturan hibrit bir deneyim alanı olarak 4-12 Haziran tarihlerinde ziyaretçilerini ağırladı.
Elidor saç güzelliği alanındaki uzmanlığını güzellik kültürünün güncel kodlarına göndermeler içeren deneyimlerle Elidor Beauty House Akaretler’de buluşturdu. Ahmet Çoban ve ekibinin Elidor ürünleriyle ziyaretçilere sunduğu saç bakım uygulamalarının yanı sıra Xtopia tarafından yaratılan Piksel Ayna! deneyimleri de beğeni topladı. Saçlarına ve kendilerine bakmayı seven Elidor tutkunlarının başrolde olduğu dijital deneyimlerin ve enstalasyonların odağında ekranların artık günümüzün aynaları olarak gördüğü işlev hikayeleştirildi.
Elidor Beauty House’un hikayesi üzerine bu deneyimi tasarlayan marka ekibinden; Elidor Marka Müdürü Ahmet Adıyaman ve Elidor Marka Müdür Yardımcısı Selin Kürkcü, proje ekibinden; Sobraz Kurucusu ve Ajans Başkanı Soydan Canbaz, Xtopia kurucusu ve sanat direktörü Lalin Akalan ile konuştuk.
Elidor Beauty House çok katmanlı bir iş. İzleyiciye nasıl bir deneyim sunmayı hayal ettiniz?
Elidor Beauty House deneyimleriyle yeni fikirlere ilham vermeyi amaçladık. Konseptimizi tarih boyunca yansımalarının peşinde olan ve şimdi aynalardan ekranlara geçen insanların beklentileriyle şekillendirdik. Yeni dönemin aynaları “Piksel Ayna”lar, eserler aracılığıyla bizi bize, bizi herkese ve dünyayı bize gösteren ekranlarda saçları başrole yerleşti. Saç bakımı ve güzelliği, salt fiziksel bir ihtiyaç değil. Hepimizin saç bakım ihtiyaçları, saçları, stilleri farklı olsa da saçlarımızla kurduğumuz güçlü duygusal bağ çok benzer. Elidor, bu bağı çok önemsiyor. Gerçekle sanalı buluşturan muhteşem görsel dünya ile unutulmaz bir interaktif deneyim alanı sunan Elidor Beauty House’ta yansımamız ve saçlarımızla olan ilişkimizi 10 farklı deneyim alanında anlattık.
Elidor bu deneyim evinde kendine nasıl bir rol biçti?
Türkiye’nin #1 numaralı saç bakım markası Elidor tam 50 yıldır kadınların saç ihtiyaçlarına yönelik yeni ürünler ve yeni deneyimler sunuyor. Her kampanyamızın hikayesinde inovasyonu, marka vizyonumuzu farklı disiplinlerle buluşturuyoruz. Elidor Beauty House Piksel Ayna deneyiminde de saç bakımında güzelliğin yeni kodlarını dijital dünyanın sonsuz etkisiyle sunduk. Ziyaretçiler Elidor ailesinin yeni üyesi Keratin Serisinin de eşlik ettiği büyüleyici bir evreni keşfetti.
Elidor Beauty House içerik, tasarım, mekan ve dijital yaratımı buluşturan bir hibrit deneyim evi. Konsept – hikaye tasarımı ve iletişim Yönetimini gerçekleştirdiğiniz bu yenilikçi evreni bize tarif eder misin?
Tahmin ettiğimizden daha fazla uyaranla karşı karşıya kalsak da özel tasarlanmış deneyimlere yönelik ilgimiz giderek artıyor. Yeni fikirlere ilham veren, duygularımızı tetikleyen, bireysel ya da kolektif, dijital ya da geleneksel kurgulara sahip deneyimlerin gördüğü ilgi markaların da radarında.
Elidor Beauty House’u tasarlarken bu farkındalığı hibrit bir deneyime dönüştürdük. Tıpkı saçlarımız konusunda olduğu gibi deneyimler konusunda da farklı beklentilerimiz olduğundan yola çıkarak dijital kadar geleneksel alan yerleştirmelerini, yapay zeka kadar fiziksel duyu uyarımlarını, bireysellik kadar kolektif alan deneyimlerini, gerçek mekan kadar platformlara taşınabilirliği barındıran bir dünya yarattık. Ekran kelimesine “Piksel Ayna” diye yeni bir karşılık bulurken, yansımamızla ilişkimizi yeni kültürel kodlar çerçevesinde irdelerken tek bir üslup ya da araçla sınırlı kalmak istemedik. İster mağara duvarlarına çizmeye devam edin, ister yapay zeka destekli düşleyin aslolan hikayedir.
Elidor Beauty House’ta güzelliğin yeni kültürel kodları, aynalar, saçlar üzerinden renk, form, yerleştirme ve sesler aracılığıyla deneyimlendi. Immersion’ın, duygu durum hallerinin başrolde olduğu bu sergi alanını biraz anlatır mısın?
Elidor Beauty House, güzelliğin katmanlarını her duyuyu harekete geçirerek bir kutlama aracına dönüştüren bir deneyim serisine ev sahipliği yaptı. Ziyaretçileri, her adımda kendileriyle karşılaştıkları ve deneyimin ana aktörü oldukları bir alana davet etti. Bu yönüyle de sergi mantığından ayrılıyor. Ziyaretçiyi, sergilerde bulundukları ”izleyici” konumunun ötesine geçirirken; interaktif ve ziyaretçiye özel deneyimlerle ziyaretçilere daha önce hiçbir yerde karşılaşmadıkları kadar önemli bir rol verdi. Ziyaretçiler aynı anda hem ekranların içinde, hem aynalarla mekanın en içinde, hem de izleyici konumunda aynı anda bulundu.