Ü­n­l­ü­ ­p­r­o­f­e­s­ö­r­ü­n­ ­h­a­y­a­t­ı­ ­b­i­r­ ­g­ü­n­d­e­ ­d­e­ğ­i­ş­t­i­!­ ­Y­ı­l­l­a­r­d­ı­r­ ­ü­z­e­r­i­n­d­e­ ­ç­a­l­ı­ş­t­ı­ğ­ı­ ­a­ş­ı­r­ı­ ­i­ş­l­e­n­m­i­ş­ ­g­ı­d­a­l­a­r­ı­ ­b­ı­r­a­k­t­ı­,­ ­s­e­b­e­p­l­e­r­i­n­i­ ­v­e­ ­s­o­n­u­ç­l­a­r­ı­n­ı­ ­a­n­l­a­t­t­ı­:­ ­­H­i­ç­ ­ç­a­b­a­ ­s­a­r­f­ ­e­t­m­e­d­e­n­ ­k­i­l­o­ ­v­e­r­d­i­m­­

Ü­n­l­ü­ ­p­r­o­f­e­s­ö­r­ü­n­ ­h­a­y­a­t­ı­ ­b­i­r­ ­g­ü­n­d­e­ ­d­e­ğ­i­ş­t­i­!­ ­Y­ı­l­l­a­r­d­ı­r­ ­ü­z­e­r­i­n­d­e­ ­ç­a­l­ı­ş­t­ı­ğ­ı­ ­a­ş­ı­r­ı­ ­i­ş­l­e­n­m­i­ş­ ­g­ı­d­a­l­a­r­ı­ ­b­ı­r­a­k­t­ı­,­ ­s­e­b­e­p­l­e­r­i­n­i­ ­v­e­ ­s­o­n­u­ç­l­a­r­ı­n­ı­ ­a­n­l­a­t­t­ı­:­ ­­H­i­ç­ ­ç­a­b­a­ ­s­a­r­f­ ­e­t­m­e­d­e­n­ ­k­i­l­o­ ­v­e­r­d­i­m­­

Prof. Dr. Barry Smith oldukça ilginç bir uzmanlık alanına sahip. Londra Üniversitesi Felsefe Enstitüsü'nün direktörü olan Smith, bir duyu uzmanı. Özellikle koku ve tat alma alanında çalışan Smith, çeşitli duyuların algımızı nasıl etkilediğine odaklanıyor.

Smith'in çalışmalarının önemli bir kısmını şefler ve sanatçılarla yaptığı iş birlikleri ile yiyecek-içecek sektörüne yaptığı danışmanlıklar oluşturuyor.

Geçtiğimiz günlerde Business Insider'a konuşan Smith, uzun yıllar boyunca birçok çok uluslu hazır gıda üreticisi ile birlikte çalıştığını anlattı. Bu dönemde kendi beslenmesinin yüzde 30 ila 40'ının da aşırı işlenmiş gıdalardan oluştuğunu söyleyen Smith, bu yiyeceklerin sağlık risklerini öğrendikten sonra beslenme şeklini değiştirdiğini ve hiçbir çaba göstermeden kilo vermeye başladığını söyledi.

İŞİN SIRRI YAĞ-KARBONHİDRAT ORANI

Özellikle Batı tarzı beslenmede çok büyük bir yere sahip olan aşırı işlenmiş gıdalar kısaca bir ev mutfağında göremeyeceğiniz malzemeler ve işlemlerle hazırlanmış yiyecekler olarak tanımlanıyor. Northwestern Üniversitesi Ağ Bilimi Enstitüsü araştırmacıları tarafından geçtiğimiz aylarda kamuoyuyla paylaşılan bir araştırmada, ABD'de gıda arzının yüzde 73'ünün aşırı işlenmiş gıdalardan oluştuğu belirtildi.

30 yıl boyunca 100.000'den fazla kişinin verileri incelendi, sonuçlar dikkat çekici: En az tüketen günde 3 porsiyon yiyor! Hangi aşırı işlenmiş gıdaları hayatımızdan çıkarmalıyız?

Smith, yağ-karbonhidrat oranı mükemmel olan aşırı işlenmiş gıdaların çok lezzetli olduğunu, bu nedenle bir kere yemeye başlayınca durmanın çoğu kişi için mümkün olmadığını belirtti ve ekledi: "Sistemlerimiz bu yiyecekleri öylesine çok istiyor ki doyma mekanizmalarımızı yavaşlatıyor."

Geçen yıl bilim dergisi Nature Food'da yayımlanan bir araştırmada bir öğünde ne kadar çok aşırı işlenmiş gıda olursa kişilerin kalori alma eğiliminin de o kadar yüksek olduğu görülmüştü.

Şubat ayında The BMJ'de yayımlanan başka bir çalışmada da aşırı işlenmiş gıdaların tip 2 diyabet, depresyon ve kardiyovasküler hastalıklar dahil 32 sağlık sorununun riskinin artmasıyla bağlantılı olduğu bildirilmişti.

Hürriyet

BİR PODCAST SAYESİNDE HAYATI DEĞİŞTİ

Smith, aşırı işlenmiş gıdaları daha az tüketme kararını 2020 yılında bir podcast'e konuk olduktan sonra verdiğini söyledi. Söz konusu podcast'in sunucusu endüstriyel gıda işleme tekniklerinin zararlarına ışık tutan "Ultra Processed People" (Aşırı İşlenmiş İnsanlar) isimli çoksatan kitabın yazarı Dr. Chris van Tulleken'dı.

Smith, "Benden üretim ve formatlama sürecinde kullanılan ve bu gıdaları arzu etmemizi ve tüketmemizi sağlayan duyusal taktikleri ve kandırmacaları anlatmamı istediler" diye konuştu.

Bu sayede risklerin farkına vardığını söyleyen Smith, kendi çalışmalarını da yeniden gözden geçirme ihtiyacı hissettiğini belirtti ve ekledi: "Biraz da bilmeden gıda endüstrisinin bu hamlelerine yardım ve yataklık ediyor olduğumu gördüm ve 'Hayır, vicdanım bunu yapmaya elvermez' diye düşünmeye başladım."

Smith, gıda üreticilerinin aşırı işlenmiş gıdaları karşı konulmaz hale getirmek için duyu bilimciler ve kimyagerler çalıştırdığını ancak bu kişilerin çoğu zaman kendi ürünlerini tüketmediğini de belirterek, "Tasarımdaki, formattaki ve endüstriyel işlemedeki sırları bilirler. O yüzden genelde kendi ürünlerini yemek istemezler" dedi.

Kendisinin hiçbir zaman yiyecekleri karşı konulmaz hale getirme konusunda danışmanlık vermediğini ve artık aşırı işlenmiş gıda üreticileriyle çalışmadığını vurgulayan Smith, kendi beslenme alışkanlıklarını değiştirmek için yaptığı 3 şeyi de anlattı:

1) AŞIRI İŞLENMİŞ GIDALARI TÜKETMEYE ARA VERMEK (VE BİR DAHA DA YEMEK İSTEMEMEK)

Aşırı işlenmiş gıdaların risklerini öğrendikçe tüketme isteği de azalan Smith, bir noktada bu yiyecekleri beslenmesinden tamamen çıkarmaya karar verdi. Bu gıdaları tükettiğinde vücudunda hissettiği etkilerden hoşlanmadığını, zaman içinde aşırı işlenmiş gıdalardan tiksindiğini söyleyen Smith, "Çok yoğunlar, aşırı aromalılar, bir anlamda çok bağırıyorlar" dedi.

Hürriyet

Bu süreçte kendini daha iyi hissetmeye başladığını sözlerine ekleyen Smith, "Aşırı işlenmiş gıdaları sağlığıma olan olumsuz etkileri nedeniyle kesmeye başlamıştım. Zamanla bunun ne kadar iyi sonuçlara yol açtığını gördüm" dedi.

Kendisini daha enerjik hissettiğini, daha uzun süre tok kaldığını ve doyduğu noktada yemeyi bırakabilmeye başladığını dile getiren Smith, hiç çaba sarf etmeden kilo verdiğini sözlerine ekledi.

Geçmişte aşırı işlenmiş gıdaları keyif aldığı için değil bağımlı olduğu için tükettiğine inandığını da söyleyen Smith, "Bu yiyecekleri tüketmeyi bırakınca gerçekte ne olduklarını gördüm. O yeme isteğinden kurtulduğunuz zaman doğal bir yeme düzenine geçtiğinizi ve aşırı yemediğinizi görüyorsunuz. Aslında bu yiyecekleri her şeyden daha çok seviyor değiliz ama yemek istiyor ve bu isteğe karşı koyamıyoruz" ifadelerini kullandı.

Aşırı işlenmiş gıdaları beslenmeden bir kerede çıkarmak Smith için işe yaramış olsa da herkesin yapabileceği bir şey değil. Diyetisyen Linia Patel, Business Insider'a yaptığı açıklamada, herhangi yeni bir alışkanlığın davranış değişikliklerini de beraberinde getireceğini belirterek herkesin kendine uygun olan yolu tercih etmesi gerektiğini vurguladı.

Aşırı işlenmiş gıdaları ele veren 9 ipucu | Kararsız kaldığınızda kendinize bu soruyu sorun

2) GIDA ETİKETLERİNİ KONTROL ETMEK

Smith, hazır gıdaların üzerindeki etiketleri okumayı alışkanlık haline getirdiğini, bu sayede en az işlenmiş ürünleri seçebildiğini söyledi.

Bir kutu fasulye konservesi gibi tamamen sorunsuz görünen ürünlerin bile bazen emülsifiye edici ya stabilize edici kimyasallar içerebildiğine dikkat çeken Smith, bu durumu organik ürünleri tercih ederek aşabildiğini ifade etti.

Hürriyet

3) GERÇEKTEN LEZZETLİ ALTERNATİFLER BULMAK

Bir duyu uzmanı olan Smith'in ilgi alanlarının başında, yeme eyleminin çok sayıda duyuyu aynı anda çalıştırması geliyor. Smith, "Görünüşleri, kokuları, dokununca parmaklarda yarattıkları his, hatta bir şeyi parçalarken ya da çalkalarken duyulan ses... Bütün bunlar tatma ve yeme deneyiminin birer parçası" dedi.

Lezzetli olmak üzere üretilmiş aşırı işlenmiş gıdalardan uzaklaşırken bu noktanın da göz önünde bulundurulması gerektiğini söyleyen Smith, "'Bunlar sağlığınıza zararlı' diyerek insanları aşırı işlenmiş gıdalardan uzaklaşmaya ikna edemezsiniz. Öncelik lezzet ve aroma olmalı" diye konuştu.

"Sebzeler çok besleyici ama bazen sıkıcı olabiliyorlar" diye devam eden Smith, fırınlama, turşu yapma, fermente etme gibi yöntemlerle sebzeleri ilginç hale getirmek gerektiğini sözlerine ekledi.

Smith, "Sebzeleri gerçekten lezzetli hale getirmelisiniz. Bu sayede insanlar hem uygun fiyatlı hem de sağlıklı şeyleri yemekten de keyif alınabileceğinin farkına varabilir" dedi.

Business Insider'ın "A scientist lost weight without trying after he stopped eating the types of ultra-processed foods he helped create. Here are 3 ways he cut down." başlıklı haberinden derlenmiştir.

Popular Articles

Latest Articles