Y­A­Z­A­R­L­I­K­ ­K­İ­M­,­ ­B­E­N­ ­K­İ­M­?­

Y­A­Z­A­R­L­I­K­ ­K­İ­M­,­ ­B­E­N­ ­K­İ­M­?­

Yazmasam delirecektim demiş, Dostoyevsi. Benim için öyle değil. Niye delireyim ki durduk yere. Güzel güzel yaşamak varken. Ben kendimi yazardan saymıyorum. Kaleme takla attırıyorum kendimce. İçimde yazar olmak diye bir duygu yoktu ortaokul yıllarına dek. İlkokul yıllarımda bizim eve üç gazete girerdi. Okuma alıskanlığım bu gazetelerle başladı. Daha öncesinde Teksas Tommiks düşmezdi elimizden. Gazetelerde cihan pehlivanı Koca Yusuf ‘ takip ediyordum. Yine tefrika edilen Kerime Nadir’ in aşk romanlarına dadandım.Ortaokul sona gelince sınıfa günlük gazetesi alınıyordu, sorumlusu da bendim. Bu sefer ciddi bir gazete okuyucusu oldum. Birgün Türkçe öğretmenimiz elinde bir kitapla içeri girdi “Yayla Şeytanı.” Aşk romanıydı. Kitabı yazan da lise öğrencisi abilerimizden biriydi. Başka bir öğretmenimiz de Bekir Yıldız’ ın romanlarıyla tanıştırdı bizi. Sonrasında mahallemizde liseye giden komsumuzla Nazım Hikmet’ in şiirlerini okumaya başladık. Yasaklı bir yazar ve komünist olduğunu fısıldayarak söylemişti bana. Derken Niksar Kütüphanesi’ne dadandım.  Ömer  Seyfettin ve Sait Faik hikâyeleri hoşuma gitti. Maksim Gorki’ nın Ana romanından etkilendim Çok geçmeden ciddi bir okuyucu oldum. İçime bir ateş düsmüstü acaba ben de yazabilecek miydim. İlk öyküm ve şiirim 18 yaşımda mesleki dergide yayımlandı.  Kendimce yazmaya devam ettim. Şiirler yazdım ama şiirlerimin hepsini yaktım. Şairlik zor işti. Her babayigidin kârı degildi. Öyküde karar kıldım ama sonradan kalem romana evrildi. Roman yazmak beni dinlendiriyordu. Hayatla mücadele halinde olduğum için materyal sıkıntım yoktu. Ben gerçekleri yazacaktım. Her ne kadar kurguyla yazdıklarımı zenginleştiriyor olsam da gerçekler ağır basıyordu. Basılı üç romanım var :  Mevsimlik Köleler- Korkusuz- Suskun Kaldı Yürek. Üç dosyam yayıma hazır. Dosyanın biri genelev kadınının boyacıya olan aşkı. İkincisi yeraltında güç koşullarda çalışan madencilerin trajik hayatları. Üçüncüsü mübadele romanı. Bugünlerde ise Kerime Nadir’ in aşk romanlarını aratmayacak kadar iddialı aşk romanı yazmaktayım. Param olursa ölmeden hepsini bastıracam.

Yaza yaza yazmak tutkuya dönüştü. Yazmayı okumak besler. Hiç kitap okumayan nasıl yazsın ki. Yazmasam delirmem, çıldırmam. Yazarsam mutlu olurum. Yazmak için ortam aramam. Her ortamda kalemim görevinin başındadır.

Yazmak insanı ferahlatıyor. Yazar dediğin korkusuz olmalı, gerçekleri yazmalı, kalemini kıran düzene karşı ölümüne dik durmalı.

Hâlâ kendimi yazar kabul etmiyorum. Yazarlık kim, ben kim!..

 

Ayhan Sarıkaya

01.11.023

Popular Articles

Latest Articles