C­u­m­h­u­r­b­a­ş­k­a­n­ı­ ­B­a­ş­d­a­n­ı­ş­m­a­n­ı­ ­E­r­t­e­m­:­ ­A­B­ ­ü­l­k­e­l­e­r­i­ ­T­ü­r­k­i­y­e­­y­e­ ­m­u­h­t­a­ç­

C­u­m­h­u­r­b­a­ş­k­a­n­ı­ ­B­a­ş­d­a­n­ı­ş­m­a­n­ı­ ­E­r­t­e­m­:­ ­A­B­ ­ü­l­k­e­l­e­r­i­ ­T­ü­r­k­i­y­e­­y­e­ ­m­u­h­t­a­ç­

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, TRT Haber'de yayınlanan Ekonomi 7/24 programında Elif Saygılıer'in konuğu oldu. Ertem; küresel borsalardaki düşüş, KGF, faiz, büyüme ve özelleştirme süreci konularında Elif Saygılıer'in sorularını cevapladı. 

“Dolara dayalı para sistemi artık yürümüyor”

Küresel borsalarda yaşanan düşüşe değinen Cemil Ertem, "Bu hareketliliği basit bir düzeltme olarak görmüyorum. ABD’den başlayarak Asya ve Avrupa borsalarına yayılan sert satış dalgası, krizin en belirgin göstergelerinden biridir. Küresel ve ABD ekonomisiyle ilgili çok ciddi yapısal sorunlar var. Dolara dayalı para sistemi artık yürümüyor, bu durum sermaye piyasalarını ve reel ekonomi temellerini sallıyor. Yeni bir para sistemi arayışı var, dijital paralar dolara ciddi bir rakip. Yeni küresel büyümenin ABD merkezli finans sistemiyle olmayacağını Çin’de söylemeye başladı. ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde, büyüme ve enflasyonun yüzünü göstermeye başlaması yeni bir kriz başlangıcıdır. Küresel krizin temel sebeplerinden birisi de Avrupa’dır. Gelişmiş ülkelerde enflasyon ve işsizliğin bir arada olduğu bir kriz ihtimalini, teknoloji yatırımlarının ABD'den Asya ve Avrasya'ya kaydığını görüyoruz. Başta Türkiye olmak üzere birçok ülke yeni bir büyüme-kalkınma sürecine girecektir. Siyasi ve iktisadi olarak yeni bir dönemin eşiğindeyiz ve bu başlangıç Türkiye’ye büyük bir fırsat sunuyor.” dedi.

“Hane halklarının borçları artmıyor”

Türkiye’nin büyüme sürecine dikkat çeken Ertem, “2017'de %7,2 gibi bir büyümeyle karşılaşacağız, büyümede tüketim artarken hane halklarının borçları artmıyor bu da gelirlerin arttığını gösterir. İş gücüne katılım artıyor. Enflasyon tarafında baktığımızda 2017’de üretici fiyatlarında yukarı hareket gördük bu tüketici tarafına da yansıdı. Enflasyonun yapısal sorunlarını yeni reformlarla çözülecektir” şeklinde konuştu. 

“Bankacılık sektörü de adım atmalıdır”

Faizin değil, üretim ve ihracatın öne çıktığı ekonomi vurgusu yapan Ertem, şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her fırsatta vurguladığı gibi faizlerin düşmesi çok önemli. Faizin öne çıktığı bir ekonomi insanı merkeze almaz, tekelci bir ekonomi olur ve rekabetçi değildir. Yüksek faiz bir sömürü mekanizması ve büyük bir kandırmacadır. Yüksek faiz, sanayicinin ve gerçek anlamda bankacılık yapmaya çalışan bankacının işine gelmez. Bankacılık sistemi kaynak oluşturmak için yeni adımlar atmalıdır, bankalar uygun faiz oranlarıyla reel sektörü finanse edecek imkânlara sahip. Siyasi taraf faiz konusunda tüm imkanları seferber etmeye hazır, bankacılık sektörü de adım atmalıdır. Türkiye, faiz ve enflasyondaki reformlarla küresel dönüşümün öncü ülkelerinden biri olacaktır." 

“KGF uygulaması başarılı oldu”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ertem, “KGF bünyesinde 200 milyar liralık kredi kullandırıldı. 30 milyar liralık geri dönüş oldu, bu durum kredilerin çok yerinde kullandırıldığını ve uygulamanın başarısını gösterir. 2018'de ilk aşamada 55 milyar liralık kredi verilmesi planlanıyor. KGF kredilerinin kullanım alanlarına baktığımızda, ihracat yapıp döviz kazandıran şirketlerin ciddi bir oranda desteklendiğini görüyoruz.2018'de ihracatçılar ve üreticiler nakit sıkıntısı çekmeyecek. Bankalar ve sermaye piyasaları reel sektörü finanse edip, üretim ve ihracatı daha fazla desteklemelidir.” dedi.

“Stratejik şirketlerin blok satış yoluyla satılmasına karşıyım”

Cemil Ertem, son zamanlarda gündeme gelen özelleştirme konusuna da değindi:

“Şuan tartışılan stratejik şirketlere baktığımızda blok satış yoluyla satılmasına karşıyım. Bu geçici rahatlama sağlar, bu şirketlerin potansiyel faydasını sürekli hale getirmemiz gerekiyor. Bu da halka açarak yapılabilir. En çok parayı verene satarız, sonrasına da bakmayız, işi piyasa çözer anlayışı yalnız Türkiye’de değil, tüm dünyada iflas etti. İngiltere bunun cezasını şu günlerde çekiyor. İngiltere’nin küresel teknolojik dönüşümün gerisinde kalmasının en önemli nedenlerinden biri, Thatcher döneminde yapılan hesapsız, ufuksuz özelleştirme dalgasıdır. Türkiye’de ise en somut örnek Türk Telekom’dur. Türk Telekom, ’Parayı en çok verene satarız’ yaklaşımının yanlışlığının ispatıdır. Ayrıca artık bu tür blok satış tarihe karışıyor. Burada, bu kadar gelişmiş finansal mimarinin, derinleşmiş sermaye piyasalarının olduğu bir dünyada yapacağınız en yanlış hareket, stratejik bir varlığınızı, blok olarak bir yabancı ülke sermayesine teslim etmektir. Blok satış yerini stratejik varlıklarımızı millete arz etmeliyiz.”

“AB ülkeleri Türkiye'ye muhtaç”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemizi temsil edeceği 26 Mart'taki AB zirvesini değerlendiren Ertem, "Türkiye'yi anlamayan, sadece kendi çıkarlarına odaklanan Avrupa var. Türkiye son yıllarda kendini küresel arenada daha fazla anlattı. Avrupa’nın Türkiye'nin terör tehdidi altında olduğunu görmesi gerekiyor. Avrupa ülkelerinde yapılan terör propagandaları var. Türkiye tüm yapılanların farkında, AB böyle davrandıkça Avrupa-Türkiye ilişkileri sorunlu olacaktır. Avrupa tarafından atılacak adımlarla ikili ilişkiler daha iyi bir noktaya gelecektir. Avrupa istemediğini açıkça söylerse Türkiye'de ona göre tavır alır. AB ülkeleri Türkiye'ye ekonomik olarak muhtaç. Türkiye, enerji ve üretimde kritik noktadadır. Tüm doğalgaz yolları ülkemizden geçiyor. AB'nin doğusuna dönmekten başka çaresi yok, Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak zorunda.” dedi.

Kaynak: TRT Haber 

Popular Articles

Latest Articles