Bisikletten bilgisayara, aklınıza gelebilecek her şeyi yiyen Michel Lotito'nun hikayesi sizleri hayrete düşürecek! Detaylar aşağıda👇
"Her şeyi yiyen adam" olarak dünya çapında ün kazanan Michel Lotito 1950 yılında doğdu.
Unvanının hakkını veren Lotito, metal dahil olmak üzere aklınıza gelebilecek her şeyi yiyecek olarak tüketiyordu... Cam, tahta, plastik, yün ve demir gibi her materyali besin ihtiyacını karşılamak için yiyordu. Metalin yemek borusuna zarar vermemesi için mineral yağı ile birlikte tüketmeyi ihmal etmiyordu.
Her şeyi yiyebileceğini çocukluk yıllarında keşfeden Lotito, çevresinde gitgide ünlenmeye başladı.
Önüne gelen her materyali afiyetle yiyen Lotito, 1966 yılında bunu yemek şovları eşliğinde gerçekleştirmeye başladı. Bu şovlarda normal bir insanın yiyemeyeceği -metal, cam gibi- materyalleri yiyordu. Şovun sonunda zehirli şeyler tüketerek heyecan ve merakı iyice yükseltiyordu. Her bir gösterisinde en az 1 kilogram metal yiyordu. Mineral yağı ve bol su içmeyi de ihmal etmiyordu.
2007 yılındaki vefatına dek 15 alışveriş arabası, 18 bisiklet, 7 televizyon, 1 araba ve çok daha fazlasını yedi...
Bilgisayardan kayak takımına kadar her şeyi yedi. Asıl garip olan kısmı ise normal bir yiyecek tükettiğinde midesinin bozulduğunu söylüyordu. Muz ve haşlanmış yumurta yediğinde kendisini oldukça hasta hissetmiş.
1978'te bir uçağı yemeye başlayan Lotito, 1980 yılında uçağı yiyerek tamamen bitirdi.
2 yılda bir uçağı kendi başına yiyerek bitiren Lotito'nun hayatı boyunca toplamda 9 ton metal tükettiği düşünülüyor.
1981 yılında ünlenmeye başladığı sıralarda bıçaklı saldırıya uğrayan Lotito, ciddi yaralar almasına rağmen 2-3 hafta gibi kısa bir sürede iyileşti.
Bu yaralanmanın hemen ardından koca bir robotu tek başına yediği bir şov gerçekleştirdi. Guinness Dünya Rekorları kitabına 2007 yılında tabutu dahi yiyen adam olarak girmeyi başardı. 25 Haziran 2007 yılında vefat eden Lotito'nun ölümünü metal yemesiyle bağdaştırmaya çalışanlar olsa da doğal sebeplerden ötürü hayatını kaybettiği söyleniyor.
Siz bu yetenek hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...