Türkiye Alp- Himalaya Orojenez dağ kuşağında yer alır. Dağların ortalama yükseltileri 1.132 metredir. Bu dağlar ülkenin 2/3'ünü kapsar. Türkiye'deki dağlar kıvrılma, kırılma (faylanma) ve volkanizma şeklinde oluşmuştur. Kıvrım dağları, Kuzeyde Karadeniz ve Güneyde Toroslar olmak üzere iki kuşak halinde uzanır. Bu dağlar Tetis Okyanusu kıyılarına çökelen tortuların kıvrılması ile oluşur. Tektonoik dağlar ise faylanmaya bağlı sıkışma ve gerilim neticesinde oluşur. Volkan püskürmelerinden oluşan dağlar ise volkanik dağlardır. Peki, Türkiye'nin en yüksek dağı hangisidir ve nerededir? İşte detaylar...
Türkiye; Kuzey Anadolu Sıradağları, İç Anadolu Masifler ve Güneydoğu Anadolu Sıradağlar ile çevrilmiştir. Kuzey Anadolu Sıradağları kuşağında Istranca Dağları, Ilgaz Dağları, Küre Dağları, Köroğlu Dağları, Kaçkar Dağları, Mescit Dağları, Yalnızçam Dağları, Kop Dağları yer almaktadır. İç Anadolu Masifler kuşağında ise Elmadağ, Tecer Dağları, Ericiyes Dağı, Hasandağı, Demir Kazık Dağı, Aladağlar, Bolkalı Dağları bulunmaktadır. Toros Dağları, Sultan Dağları Davraz Dağı, Bey Dağları ile Geyikli Dağlar ise Güneydoğu Anadolu Sıradağlarını oluşturmaktadır. Türkiye'nin en yüksek dağı ile ilgili tüm detayları sizler için derledik...
TÜRKİYE'NİN EN YÜKSEK DAĞI HANGİSİDİR, NEREDEDİR?
Türkiye'nin en yüksek ve en büyük dağı olan Ağrı Dağı, Türkiye'nin doğu ucunda, İran'ın 16 km batısında ve Ermenistan'ın 32 km güneyinde bulunur. Çoğunluğu Iğdır ilinde küçük bir kısmı ise Ağrı'dadır. Ağrı Dağı iki zirve tepeden oluşur. Bu iki zirve, 5.137 metrelik Büyük Ağrı denilen Atatürk zirvesi ve 3.989 metrelik Küçük Ağrı denilen İnönü zirvesinden oluşur. Volkanik dağ özelliklerini gösteren Ağrı Dağı, 400 metreye kadar bazalt ve devam eden yükseklikte ise andezit lavlardan meydana gelmektedir.
Ağrı Dağı, içinde güncel bir buz takkesi bulunduran tek dağdır. Ağrı Dağı'nın zirvesindeki kar dört mevsim boyunca erimez. Bu örtü buzul Türkiye'nin en büyük buzuludur. Ağrı Dağ'ın kuzey eteklerinde 4200 metreye kadar, kuzey eteklerinde ise 3900 metreye kadar ulaşan 11 adet buzul dili bulunmaktadır. Bu takkesinden sarkan buzul dillerinin uzunlukları ise 1 ile 2.5 km uzunluğundadır. Kraterin kuzeydoğusundaki Cehennem Vadisi'nde buzul dillerin en büyüğü bulunur. Dağın eğimi çok fazla olduğundan dolayı buzul dillerinden kopan parçalar aşağıda bir rejenere buzulun oluşmasını sağlamıştır.
Bu dağ kutsal kitaplardaki yeri ve önemi nedeniyle her yıl birçok dağcıyı da ağırlamaktadır. Ağrı Dağı'na ilk tırmanış 1829 yılında Prof. Friedich Parrot tarafından gerçekleştirilmiş. Fredich Parrot'un bu dağa tırmanması ile Estonya dağcılık geleneğini başlamıştır.1956 yılında Ağrı Dağı'ndaki ilk bilimsel çalışmaları ise Imhof yaptı. Bu tarihten itibaren yapılan çalışmalarda Blumental, Birman ve Arkel'in katkısı büyüktür. 1970 yılında ise ilk solo tırmanış yapıldı. Eski Türkiye Dağcılık Federasyonu başkanı Dr. Bozkurt Ergör, bu tırmanışı yaptıktan sonra Dağcılık Tekniği adlı kitabını yazdı. Ağrı Dağı'na ilk tıbbi bilimsel çalışmalar ise Abdül Mecit Doğru ve Muzaffer Erol Gez tarafından yapıldı. İki araştırmacı da dağın zirvesinde üç gün üç gece kaldı. Bir süre Ağrı Dağı'na yasaklanan tırmanışlar 1998 yılında kalktı.