Aşının şaşırtıcı derecede hızlı bulunmasının ardında gizli güçlerin komplosu yok, bilimin başarısı var.
Salgının başından bu yana beklenen ve bir yıldan önce denemelerinin bile yapılamayacağı söylenen aşıda denemeler başladı.
Ancak sürecin böylesine hızlı ilerliyor oluşu insanlarda bir merak yarattı çünkü belli başlı prosedürler sonucunda ortaya çıkan aşı koronavirüs için nasıl böyle hızlanmıştı?
Sevinmek yerine burada bir şüpheciliği çalıştıranlar için olayları anlatmaya geldik.
Aşı rekor sayılacak kısa bir sürede geliştirildikten sonra süreyi kısaltan etmenlerin "bizim aklımızın ermeyeceği" güçlerle ilgili olduğu söylentisi yayıldı.
Zaten 8 aydır başımızdan eksik olmayan bu şüpheler aşıyla iyice görünürleşti, hatırlarsınız PCR testleriyle beynimize çip takılacağı da söylentiler arasındaydı. Hem beyne bu biçimde bir çip takmanın imkan olmadığı hem de bunun neden yapılmak istendiği tartışıldı, sonrasında ikna olduk.
Aşıyla ilgili doğacak komplo teorilerini henüz piyasaya çıkmadan silip zihnimizi bulandırmalarını önleyelim.
Koronavirüs tedavisinde denenen aşılarda diğer birçok hastalığa nazaran daha hızlı sonuç alındı. Sonucun hızlı olması virüsün sanıldığı kadar zararlı olmamasıyla ilgili değildi, belki bir yıl sürecek deneme süreleri salgın milyonlarca insanın yaşamını kaybetmesine sebep olmasın diye birkaç ayda tamamlandı.
Yani, küresel güçlerin komplo yaptığı fikri virüsü nasıl alt edebileceğimizi çözmek için yeterli bir açıklama değil.
Çünkü tüm diğer ilaçlar nasıl ortaya çıkıyorsa bu aşı ve ilaçlar da benzer prosedürlerden geçiyor, aşıyı daha hızlı piyasaya sürmek için acele davranıp prosedürlerin üzerinden atlanmıyor.
Aşamalar hızlandırılmış olsa bile atlanan hiçbir şey olmamasına özen gösterildi. Örneğin, sonuçlarının umut verdiği bazı aşılar riskleri sebebiyle bu süreçte sık sık duraklatıldı.
Aşı tartışmalarını değerlendirirken unuttuğumuz bir diğer etken, yeni teknolojiler.
Bundan yirmi yıl önce ortaya çıkan bir salgında daha hızlı çözüm üretemiyorduk çünkü geleneksel yöntemler halen işler durumdaydı. Bildiğiniz gibi geleneksel aşı, hastalığa sebep olan organizmanın zayıflatılmış yahut ölü halinden oluşturulur ve bağışıklığı kuvvetlendirirdi.
Koronavirüs tedavisinde de kullanılan yeni mRNA aşılarında ise bu proteinlerin bir kısmını vücudun üretmesi sağlanıyor. Yani virüsün bileşenlerini bedenimiz oluşturup ona bağışıklığı yine kendi kazanıyor.
Yakın dönemde ortaya çıkmış SARS gibi virüslere dair yapılan çalışmalardan da çok şey öğrenildi. Bu da süreci hızlandırdı.
Bilim insanlarının yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı koronavirüs için de yönlendirici oldu. Koronavirüsle aynı aileden gelen SARS ile yapısal benzerlik birçok veriyi çok kısa sürede temin edebilmeyi, virüsün yapısını kavramayı ve deneme sayısını arttırarak tutarlı sonuçlar bulabilmeyi sağladı.
Yaşadığımız çağın nimetlerinden faydalanmak, geçmiş deneyimlerden ders çıkarmak koronavirüs aşısında hızlanmamızın asıl sebebi.
Her ne kadar hakikat bu olsa da gelişmeler altında farklı sebepler aramak, bu iyi haberlerin birilerinin kontrolünde olduğunu düşünerek 'büyük oyunu çözmek' isteyenlere engel olmak istemeyiz.
Kaynaklar: 1, 2, 3