Y­a­n­ı­t­ı­ ­D­u­y­u­n­c­a­ ­D­a­h­a­ ­F­a­z­l­a­ ­O­k­u­y­a­c­a­k­s­ı­n­ı­z­:­ ­O­k­u­d­u­ğ­u­m­u­z­ ­K­i­t­a­p­l­a­r­ı­ ­U­n­u­t­u­y­o­r­s­a­k­ ­K­i­t­a­p­ ­O­k­u­m­a­n­ı­n­ ­N­e­ ­A­n­l­a­m­ı­ ­V­a­r­?­

Y­a­n­ı­t­ı­ ­D­u­y­u­n­c­a­ ­D­a­h­a­ ­F­a­z­l­a­ ­O­k­u­y­a­c­a­k­s­ı­n­ı­z­:­ ­O­k­u­d­u­ğ­u­m­u­z­ ­K­i­t­a­p­l­a­r­ı­ ­U­n­u­t­u­y­o­r­s­a­k­ ­K­i­t­a­p­ ­O­k­u­m­a­n­ı­n­ ­N­e­ ­A­n­l­a­m­ı­ ­V­a­r­?­

Kitap okumayı hepimiz seviyoruz, buna şüphe yok fakat akıllarda yıllardır çözümlenemeyen bir soru var: Okuduklarımızı unutuyoruz, o halde neden kitap okumaya devam ediyoruz? Yanıtını duyduktan sonra daha fazla okuyacağınıza garanti veriyoruz.

Bu ilginç soruyu araştırırken Medium'da yayınlanan bu yazıdan ve şu Quora tartışmasından faydalandık.

Woody Allen, bundan 50 yıl önce hızlı okuma kurslarının anlamsızlığı için ‘’Tolstoy’un Savaş ve Barış romanını 20 dakikada bitirmiş. Rusya hakkındaymış kitap’’ demişti.

Woody Allen, bundan 50 yıl önce hızlı okuma kurslarının anlamsızlığı için ‘’Tolstoy’un Savaş ve Barış romanını 20 dakikada bitirmiş. Rusya hakkındaymış kitap’’ demişti.

Bir insan 1000 sayfadan uzun bir romanı okuyor ve hatırlayabildiği tek şey olayların Rusya'da geçtiği! 

Bu espri aslında sadece hızlı okuma yapanları kapsamıyor, birçoğumuz okuduğumuz kitaplardan sonra sadece birkaç satırı hatırlarız, hatta kitabı okurken asla unutmamayı istediğimiz çoğu şeyi bir çırpıda unuturuz.

İşin ilginç yanı bu öyle 1000 sayfalık kitaplarda yaşanan bir durum da değil, 100 sayfalık bir Stefan Zweig kitabını okuduktan sonra da başımıza gelebilir.

İşin ilginç yanı bu öyle 1000 sayfalık kitaplarda yaşanan bir durum da değil, 100 sayfalık bir Stefan Zweig kitabını okuduktan sonra da başımıza gelebilir.

Son yıllarda okuyup kütüphanenize yerleştirdiğiniz kitaplara şöyle bir göz gezdirin, ne demek istediğimizi anlayacaksınız. Birkaç kez okumadığımız sürece kitapları unutmak adeta kaderimiz.

Okuduklarını unutan insanlar bu durumla karşılaştığında ilk olarak problemi kendilerinde arıyor. Yani, iyi bir okuyucu olup olmadıklarını sorguluyorlar ve bazıları kitap okumanın onlara göre olmadığını bile düşünüyor.

Fazlasıyla yanılıyorlar.

Açık konuşmak gerekirse unutkanlığımızın sebebi internet, mobil telefonlar yahut bilgisayarlar değil. Yani, suçlu teknoloji değil.

Peki, romanları bir kenara bırakacak olursak hatırlamamız gereken bilgileri depolayan araştırma kitaplarında yazanları unutmamız gerçekten trajik değil mi?

Aslında değil. Kitapları okurken asli amaç hiçbir zaman o bilgilerin zihnimizde kalıcı yer edinmesi değil, yani zihnimiz bir sabit disk değil. Öyle olsaydı kitap özetlerini okuyarak yahut 'Bunları biliyor muydunuz?' köşeleriyle hepimiz birer İlber Hoca olurduk.

Kitap okumanın farkında olmadan bizde yarattığı bazı benzersiz etkiler var, bu etkiler unuttuğumuz bilgiler gibi uçup gitmiyor.

Kitap okumanın farkında olmadan bizde yarattığı bazı benzersiz etkiler var, bu etkiler unuttuğumuz bilgiler gibi uçup gitmiyor.

Örneğin bir romandaki dönemi, kişileri, olay örgülerini anlamak bize farklı bir dünyanın kapılarını açar ve belki de asla deneyimleyemeyeceğimiz hisler yaşatıyor. Böylece içimizde yaşayan yüzeysel canlı törpülenir, ön yargılarımız esner ve yavaş yavaş olgunlaşırız. 

Daha da önemlisi artık kimsenin yapmadığı bir şeyi yapacak yetenek setlerine sahip oluruz: Empati!

Bir kralın hayatını okumak da insanlığa el uzatan süper kahramanın maceralarına tanık olmak da bizleri geliştirir.

Bakış açımız, dünyayı görme biçimimiz değişiyor ve farklı kimliklere bürünebiliyoruz. Meşhur 'öteki' kavramını aşabilmek böyle bir empatiyle ancak mümkün olmuyor mu?

Ayrıca daha fazla okuyan kişi okuduğu her kitapta edindiği bakış açılarını bu yeni olay örgüsünde kullanır ve çok okuyan kişilerinden kitaplardan aldığı zevk bu yüzden farklıdır. Yılda 1 kitap okuyan birinin kazandığı bakış açısı onu kitap okumaya teşvik etmeyebilir ama sık okuyan kişi için yeni dünyalar her zaman heyecan verir.

Uzun lafın kısası, kitabın birinci sayfasındaki kişiyle son sayfasındaki kişi hiçbir zaman aynı olamaz.

Biz olayları, kişileri hatırlamıyor olsak da değişim gerçekleşmiş, biz bambaşka biri olmuşuzdur. Hep gelişiyor, hep değişiyoruz ve bu değişim yaşamımızın son anına dek sona ermiyor.

Okunan kitap özetlerinin hiçbir işe yaramaması da bu yüzdendir. Sonuçta insan, okuduğu kitapların bir özetidir.

İyi okumalar!

Popular Articles

Latest Articles