Gülşen gündemden bir türlü düşmüyor. Şimdi de Lolipop iismli şarkısının afişiyle magazin gündeminde yer alan Gülşen, bu sefer Sabah yazarı Yüksel Aytuğ'a dert oldu. Ancak Aytuğ'un sözleri haddini epey aştı!
Gülşen uzun bir süredir magazin gündeminde. Özellikle sahnede giydiği kıyafetler epey konuşuluyor, hatta bazılarına çok büyük dert oluyor.
Eleştirilerin dozu arttıkça Gülşen çıtayı daha da yükseliyor. Ve ne hikmetse bu kadar dert varken televizyoncular, gazeteciler sadece onun kıyafetlerini hedef almaya devam ediyor.
Sahne kıyafetleri mevzusu henüz bitmemişken Gülşen "Lolipop" isimli teklisiyle yeniden konuşulmaya başlandı. Gülşen'in afişteki kıyafeti ve lolipop yalaması bakın bugün kimin derdi oldu?
Daha önce "aşı olmayanlara uzaktan iğne fırlatılsın" önerisiyle tartışma yaratan Sabah yazarı Yüksel Altuğ, Gülşen hakkında şöyle bir yazı yazdı.
'Gülşen üzerinde neredeyse hiçbir şey yokken, şehvetli bir şekilde lolipop yalıyor, ne yapmak istiyorsun amacın ne?
'Ben bu mahallenin namus bekçisi değilim tabii ki. Ama merak ediyorum doğrusu...
Eğer sanatın (!) adına çıplaklığının dışında sunacak bir şeyin kalmadıysa, toplumun ahlâki değerleriyle oynamak yerine evinde otur, bilgisayar oyunu oyna!'
Gülşen'in konser sırasında arkadaşı Tolga Sezgin'in kucağına oturmasının ise şöyle eleştirdi 👇
'Son olarak İstanbul'daki konserinde bir erkek izleyiciye kucak dansı yapınca işin çivisinin iyice çıktığına hükmettim. Amerikan filmlerinde izlediğim kadarıyla bu kucak dansı denilen şey, striptiz kulüplerindeki dansçıların oraya gelen erkeklere para karşılığında verdikleri bir hizmet. (!) Yani neresinden bakarsanız bakın, +18'lik bir durum söz konusu... Peki ya sevgili Gülşen, o konsere senin şarkılarını dinlemeye gelen bir çocuk, yanındaki babasına 'Babacığım, Gülşen abla o adama ne yapıyor?' diye sorsa, adam ne cevap verecek?'
Yüksel Altuğ'a sosyal medyada tepki yağdı:
Yüksel Aytuğ'un daha önce Olimpiyatlara katılan kadın yarışmacılar için kullandığı cümleleri hatırlayınca kendisinin kadın bedeniyle ilgili kafasını fazla yorduğunu anlamak mümkün
'Kocaman omuzlar, küçücük kalçalar ve tahta gibi dümdüz göğüsler... Eğer mayolarının farklı biçimi olmasa, hepsini erkek sanacaktım. Hele göğüsler... Kadınlığın, analığın, bereketin simgesi olan göğüsler (...) adeta budanmış.'