Uçak seyahatlerinin hayatınızda nasıl bir yer kapladığını bilemeyiz, fakat yine de bu uyarıya kulak vermekte fayda var.
Evet, sektörde aktif olarak çalışan kabin memurlarına göre uçağa bindiğinizde kesinlikle yapmamanız gereken bir şey var:
Çay içmek.
Şaka değil. Sadece çay da değil, kahve de içmek buna dahil.
Daha doğrusu, uçağın su ısıtıcı sistemini kullanan herhangi bir meşrubattan uzak durmanızı şiddetle tavsiye ediyorlar.
Büyük bir havayolu firmasında çalışan isimsiz bir kabin memuru konuyla ilgili zamanında şunları söylemiş:
Uçaklarda kahve içmeyin. Yapımında kullanılan içme suyu uçağın tuvaletine giden suyla aynıdır. Geçenlerde suyumuza koliform testi yaptık ve geçemedi. Bakım ekibini çağırdımızda gelip birkaç tuşa bastılar ve bu sefer geçti. O yüzden herhangi bir sıcak sudan ya da çaydan uzak durun. Şişe meşrubatlarda ve buzlarda sorun yok tabii ki.
Bir başka kabin memuru da şunları söylemiş:
Uçuş görevlileri uçakta asla sıcak bir şey içmezler. Kahve içmezler, çay içmezler.
Mesele bu durumu kimsenin düşünememiş olması değil tabii. Dünyanın en önemli sektörlerinden biri olan havacılık sektörünü bunu göremiyor olmakla suçlamak da yersiz.
Olay şu: Elbette uçakların içilebilir sıcak su sistemleri herhangi bir kontaminasyon durumuna karşı korunaklı olarak imal ediliyor. Fakat yine bazı uçuş görevlilerine göre uçakların su tankları düzensiz biçimde temizleniyor. Yani 6 ayda bir temizlendiği de oluyormuş, yılda bir de. Hal böyle olunca da risk ister istemez artıyor.
Tabii her şey spekülasyonlar ya da anektodlardan ibaret değil.
Sözgelimi ABD’li Çevre Koruma Örgütü EPA’nın 2012 yaptığı bir teste göre ABD’deki uçakların %12’sinin içme suyunda en az bir koliform bakterisine rastlanmış. Tabii bu da hastalıklara, hatta ölüme bile sebep olabilecek bir durum.
Tuhaf bir biçimde bu test, ondan sekiz yıl önce yine EPA tarafından gerçekleştirilen uçaklardaki içme suyuyla ilgili testle oldukça benzer sonuçlara sahip.
Bu sonuçlara göre de rastgele seçilmiş 158 uçağın %12.6’sındaki içme suyu EPA içme suyu standartlarını karşılayamamış.
İşte böyle.
Geniş çapta bir araştırma yapılmadığı sürece bu durumun ülkemizin ya da diğer ülkelerin havayolu firmalarında ne kadar geçerli olduğunu, riskin daha mı düşük, yoksa daha mı yüksek olduğunu bilemeyiz. Fakat yine de sektörden çalışanların içgörülerine kulak vermekte fayda olabilir.
Yani çare domates suyu!
