2010 yılında Zürih'te futbol tarihinin en karanlık oylamalarından birisi yapıldı. 2018 ve 2022 Dünya Kupalarına ev sahipliği yapacak iki ülke belirlenecekti. 2018 oylamasında Rusya seçilmişti. Hollanda/Belçika (ortak), İspanya/Portekiz (ortak) ve İngiltere diğer adaylardı. Altayapı bakımından rakiplerinin çok ardından bulunan Rusya'nın seçilmesi 2022 oylaması için fikir veriyordu.
2022 Dünya Kupası için Katar, Avustralya, Japonya, Güney Kore ve ABD de aday olmuştu. ABD'nin kazanacağına kesin gözüyle bakılıyordu fakat durum öyle olmadı.
Netflix'te yayınlanan FIFA'nın İç Yüzü belgeseli, 2022 Dünya Kupası oylamasıyla ilgili gerçekleri öğrenmemizi sağladı.
2010 yılında Bill Clinton'ın da aralarında bulunduğu ABD temsilcileri Zürih'te 2022 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmak için hazır bekliyordu. Fakat Katar dışarıdan bizim anlayamacağımız şekilde FIFA delegelerinin oyunu bambaşka bir planla satın almayı başardı.
Katar 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmak için FIFA delegelerinin oylarına ihtiyaçları vardı. Bu Katar’ın Futbol Federasyonu’nun değil Katar Devleti’nin organizasyonuydu aslında.
Bunun için Katar, sırf FIFA delegelerinden oy almak için sıra dışı büyük anlaşmalara imza atıyordu. Örneğin Tayland ile büyük milyarlarca dolar değerinde bir doğal gaz anlaşması yapmışlardı bir oy için.
Bu anlaşmanın FIFA’nın Taylandlı temsilcisinden oy almak için yapıldığı inkar edildi ve kanıtlanamadı.
Marios Lefkaritis 32 milyon Euro karşılığında Katar’a toprak satmıştı. Tabii ki bu da inkar edildi.
Katar Dünya Kupası’nı istiyordu. Bunun için Brezilya Başkanı Lula ile görüştüler. Anlaşmalar yapıldı. Birkaç günlük görüşmenin ardından oylarını Katar’a vermeye karar verdiler.
İşin ilginç tarafı ise Fransa kanadında yaşandı. Michel Platini UEFA Başkanı’ydı ve satın alınamaz gibi görünüyordu. Fransa Başkanı Nicolas Sarkozy ve Katar Emiri’nin oğlu yemek yediler. Platini davet edildi.
Sarkozy Platini’ye, Katar’a oy vermenin ülkesine hizmet olduğunu söyledi. Biliyorsunuz ki daha sonra PSG inanılmaz bir anlaşmayla Katar’a satılmıştı. Yayıncı kuruluş Fransa Lig’ini satın almıştı. Bu Katar’ın yaptığı en büyük anlaşmaydı 2022 Dünya Kupası için.
Anlaşma sadece bununla sınırlı değildi. Birçok sektörde Katarlılar Fransa’ya kaynak oluşturdu. Fransız Airbus uçaklarına ödedikleri para 7 milyar dolardı.
İnsan hakları için tedirgin olduğunu söyleyen ülkelerin çoğu oyunu çoktan Katar’a satmıştı. Oylama sırasında Katar’da turnuvayı düzenleyecek bir stadyum dahi yoktu. Altyapısı buna hazır değildi.
İşçiler zor koşullar altında sıcakta, projelerini zamanında teslim etmek için büyük baskı altında çalışıyordu. Tüm dünyanın gözü önünde FIFA satın alınmıştı.
FIFA'nın yozlaşmış kadrosunun başında Sepp Blatter vardı. Kadrosunun neredeyse tamamı rüşvete bulaşmıştı. Oylar satılıktı. Afrika ülkeleri Dünya Kupası'nın Güney Afrika'da yapılması için kendilerinden para istenmişti.
Dünya Kupası seçimlerinde kriterlere neredeyse hiç ama hiç bakılmadı. Tek konu paraydı. Güney Amerika'dan Afrika'ya herkesin oyu satılıktı ve bu hırsız oluşumun, FIFA'nın başındaki isim Sepp Blatter'di.
Kar amacı gütmeyen oluşum olması gereken FIFA'ya neredeyse para yağıyordu. Sponsorluklar, reklam gelirleri, yayın hakları, imaj hakları dünyanın en büyük turnuvası için para saçıyordu.
Sözde her şey futbolun gelişmesi, Orta Doğu'da ve Afrika'da çocukların gülmesi içindi fakat FIFA delegelerinin tek derdi gizli anlaşmalar yapıp ceplerini doldurmaktı.
Birçok fakir ülkenin gençlerinin umudu olan futbol ve futbolun başı FIFA tüm kararlarını delegelerinin çıkarı için kullanmıştı. Bizim izlediğimiz ise sadece bir tiyatrodan ibaret...
