C­U­M­A­ ­H­U­T­B­E­S­İ­ ­K­O­N­U­S­U­ ­9­ ­H­a­z­i­r­a­n­ ­2­0­2­3­!­ ­D­i­y­a­n­e­t­ ­İ­ş­l­e­r­i­ ­B­a­ş­k­a­n­l­ı­ğ­ı­ ­c­u­m­a­ ­h­u­t­b­e­s­i­ ­k­o­n­u­s­u­:­ ­­R­a­b­b­i­m­i­z­ ­Ç­e­v­r­e­ ­İ­l­e­ ­B­i­z­l­e­r­e­ ­N­e­ ­Ö­ğ­r­e­t­i­r­?­­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

C­U­M­A­ ­H­U­T­B­E­S­İ­ ­K­O­N­U­S­U­ ­9­ ­H­a­z­i­r­a­n­ ­2­0­2­3­!­ ­D­i­y­a­n­e­t­ ­İ­ş­l­e­r­i­ ­B­a­ş­k­a­n­l­ı­ğ­ı­ ­c­u­m­a­ ­h­u­t­b­e­s­i­ ­k­o­n­u­s­u­:­ ­­R­a­b­b­i­m­i­z­ ­Ç­e­v­r­e­ ­İ­l­e­ ­B­i­z­l­e­r­e­ ­N­e­ ­Ö­ğ­r­e­t­i­r­?­­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ konusu ile ilgili son dakika açıklaması İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz gün yapıldı. 9 Haziran Cuma hutbesi konusu Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama ile duyuruldu. Çok sayıda vatandaş arama motorlarında, "Cuma hutbesi konusu ne oldu?" sorusunu araştırıyor. İşte 9 Haziran 2023 Cuma hutbesi konusu...

Cuma hutbesi konusu internette araştırılıyor. Hutbe; WORD belgesi, PDF dosyası ve MP3 olarak yayımlandı. Bugün birçok kişi camilere gidecek. Eller semaya kalkacak, dualar edilecek. Geçtiğimiz hafta cuma hutbesi konu başlığı "Kalpler Allah'ı Zikretmekle Huzura Kavuşur" olarak belirlenmişti. 9 Haziran 2023 Cuma hutbesi konusu "Rabbimiz Çevre İle Bizlere Ne Öğretir?" oldu.

Cuma hutbesi konusu belli oldu.

9 Haziran 2023 Cuma hutbesi konusu Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayımlandı.

Cuma hutbesi konu başlığı "Rabbimiz Çevre İle Bizlere Ne Öğretir?" olarak belirlendi.

"RABBİMİZ ÇEVRE İLE BİZLERE NE ÖĞRETİR?

Muhterem Müslümanlar!
Sahabenin önde gelenlerinden Ebu’d-Derdâ (ra) bir gün fidan dikiyordu. Onu gören biri, bu işin dünya malına düşkünlük anlamına geldiğini zannederek, “Allah Resûlü’nün arkadaşı olduğun halde sen de mi böyle yapıyorsun?” dedi. Bunun üzerine Ebu’d-Derdâ (ra), Peygamber Efendimiz (sas)’in şu hadis-i şerifini ona hatırlattı:

"Her kim bir ağaç diker de ondan bir insan yahut Allah’ın yarattığı herhangi bir canlı yerse bu, o kimse için bir sadaka olur." (1)

Aziz Müminler!
Kainat, Allah’ın yoktan var ettiği ve bizlere bahşettiği bir nimettir. Allah’ın mülkünde ve hâkimiyetinde olan, imar ve ihya sorumluluğunu üzerimize yüklediği bir emanettir. Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren bir hakikat kitabıdır. Nitekim Rabbimiz bu gerçeği Kur’an-ı Kerim’de şöyle haber vermektedir:

"Gökleri, yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları yaratması, Allah’ın varlığının delillerindendir."(2)

Cenabıhak, hassas bir denge ve düzen ile yarattığı kainatın kendisinin eseri olduğunu bizlere öğretmektedir. Hayat bulduğumuz bu alemi ve içindekilerini yaratanın, yaşatanın ve yönetenin kendisi olduğunu hatırlatmaktadır.

Kıymetli Müslümanlar!
Çevresine ibret nazarıyla bakan insan, göklerin direksiz durmasında, yeryüzünün yaşamaya elverişli kılınmasında, kâinatın kusursuz işleyişinde nice hikmetler görecektir. Gökten inen yağmurla hayat bulan topraktan türlü türlü bitkiler yetişmesinde, can dostlarımız hayvanların birbirinden güzel görüntülerinde ve bizlere sundukları sayısız faydalarda nice ibretler bulacaktır.

Değerli Müminler!
İnsan, kainatı keşfettikçe kendini keşfeder. Dünyayı tanıdıkça yaratılış gayesini daha iyi kavrar. Çevresini anladıkça nereden geldiğini ve nereye gideceğini idrak eder. İnsan, suyu hayatın kaynağı olarak bildiği kadar, kendisinin de bir damla sudan yaratıldığını düşündüğünde tevazu sahibi olur, kibirden arınır. Evini güneşin ışığına ve ısısına açtığı gibi gönül hanesini de İslam’ın çağlar aşan aydınlığına açtığında iyiliği dünyaya hakim kılar. Yemyeşil vadilerin, masmavi denizlerin, yıldızlarla bezenmiş göklerin kainatın süsü olduğunu idrak ettiği gibi haya ve iffetin de ruhun süsü olduğunu fark ettiğinde güzel ahlakı kuşanır, huzura erer, gerçek mutluluğu elde eder.

Aziz Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ "İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu." (3) Bu ayet-i kerimede belirtilen hakikati bugün hepimiz açıkça görüyoruz. Günümüzde yaşanan çevre felaketleri, sorumluluklarımızı ihmal etmemizden kaynaklanıyor. Her gün, bir canlının daha neslinin tükendiğine dair haberler duyuyoruz. Tabiattaki doğal yaşam alanları sadece fotoğraflara konu olacak kadar azalmış durumda. İhmal ve kusurlarımızdan dolayı ormanlar kaybolmaya, topraklar çölleşmeye, su kaynakları yok olmaya başladı. Oysaki çevremizde yer alan her varlık Allah katında değerlidir ve kendi lisan-ı haliyle Allah’ı zikretmektedir.

Yüce Rabbimiz bu hususu bize şöyle haber vermektedir: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ "Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tesbih ederler." (4) Öyleyse Kıymetli Müminler! Yaratılan her varlığa Yaratandan ötürü değer verelim. Kainat kitabını, hikmet, tefekkür ve ibretle okuyalım. Kaynaklarımızı ölçülü kullanalım, israf etmeyelim. Yüce Allah’ın âleme koyduğu hassas dengeyi gözetelim ve koruyalım. Çevremize karşı sorumluluğumuzu ibadet şuuruyla yerine getirelim. Kâinatın yegane sahibinin Rabbimiz olduğunu, bizim ise emanetçi olduğumuzu aklımızdan çıkarmayalım.

Unutmayalım ki, çevremiz atalarımızdan bize bir miras, bizim de çocuklarımıza bırakacağımız eşsiz bir emanettir.

1 İbn Hanbel, VI, 443.

2 Şûrâ, 42/29.

3 Rûm, 30/41.

4 İsrâ, 17/44.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü"

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;

Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.

Niyet ederken

"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.

Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.

İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.

Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.

İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.

c2

Son oturuşta:

Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur

Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.

Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.

Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir

Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.

c3

Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.

Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.

Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"

Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".

Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.

Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

c4

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

c5

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).

c6

İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir.


Popular Articles

Latest Articles