A­l­a­ş­e­h­i­r­ ­Ç­a­y­ı­­n­a­ ­a­k­a­n­ ­k­i­m­y­a­s­a­l­ ­a­t­ı­k­l­a­r­ ­z­e­h­i­r­l­i­y­o­r­:­ ­B­ö­l­g­e­d­e­ ­b­a­ğ­ı­r­s­a­k­ ­k­a­n­s­e­r­i­,­ ­s­o­l­u­n­u­m­ ­y­o­l­u­ ­h­a­s­t­a­l­ı­k­l­a­r­ı­ ­a­r­t­t­ı­

A­l­a­ş­e­h­i­r­ ­Ç­a­y­ı­­n­a­ ­a­k­a­n­ ­k­i­m­y­a­s­a­l­ ­a­t­ı­k­l­a­r­ ­z­e­h­i­r­l­i­y­o­r­:­ ­B­ö­l­g­e­d­e­ ­b­a­ğ­ı­r­s­a­k­ ­k­a­n­s­e­r­i­,­ ­s­o­l­u­n­u­m­ ­y­o­l­u­ ­h­a­s­t­a­l­ı­k­l­a­r­ı­ ­a­r­t­t­ı­

Manisa’da bulunan Alaşehir Çayı’na atılan fabrikaların kimyasal atıkları nedeniyle bölgede hastalıklar artmaya başladı. Salihli Çevre Derneği Başkanı Hakkı Uysal, “Bu bölgede bağırsak kanseri, solunum yolu hastalıkları artıyor” dedi.

Gediz Nehri’ne akan Alaşehir Çayı için şikayetler her geçen gün artıyor. Vatandaşlar fabrikaların kimyasal atıkları önlem almadan çaya bıraktığını belirtti.

Son yıllarda doğaya yönelik saldırıların arttığı bölgelerin başında Ege geliyor. Manisa'nın Alaşehir ilçesine bağlı Çal Dağları'nda kar ve yağmur suları ile beslenen 70 kilometre uzunluğundaki Alaşehir Çayı, kurulan fabrikaların kimyasal atıkları ile kirleniyor. Alaşehir Çayı, Salihli ilçesinin Yılmaz Mahallesi'nde Gediz Nehri ile birleşiyor. Bölgenin en önemli tarımsal su kaynağı olan Gediz Nehri'ne dökülen Alaşehir Çayı, kirlilik nedeniyle canlı yaşamını tehdit ediyor.

Delal Akyüz’ün haberine göre, Alaşehir Çayı bölgede yaşayan canlıları tehdit ederken, kimyasal maddelerin yaydığı kötü kokular nedeniyle bölge halkını da yaşayamaz hale getirdi. Özellikle yaz aylarında debisi düşen çayın bölgede yaşayan insanlarda bağırsak kanseri, solunum yolu hastalıklarına neden oluyor. Yıllardır herhangi bir önlem alınmayan Alaşehir Çayı’nın kirliliği ve nedenlerini, Salihli Çevre Derneği Başkanı Hakkı Uysal değerlendirdi.

Sanayi atıklarının dereye akıtılmasından kaynaklı bölgenin tehdit altında olduğunu söyleyen Uysal, atıklardan kaynaklı kırmızı akan suyun, yağan yağmurlardan kaynaklı renginin değiştiğine dikkat çekti. Uysal, “Organize sanayinin atıkları filtreleme işlemi yapılmadan buraya akıtılıyor. Yol boyunca bütün endüstriyel, tarımsal atıklar bu dereye bırakılıyor. Dere akıyor ama içinde bir balık bile yok. Bu su tarımsal sulamada kullanılıyor. Sanayinin endüstrinin kontrolsüzlüğü büyük bir eko kırım yarattı” dedi.

Kirli atıkları akıtan fabrikalara yönelik cezaların az olması nedeniyle herhangi bir önlem alınmadan atıkların çaya bırakıldığını ifade eden Uysal, “Dereye akıtılan atıklara ilişkin yapılan şikayetlerde bir karşılık bulmuyor. Görevliler gelene kadar musluklar kapatılıyor. Fabrikaları suçüstü yakalamakta zor oluyor. Yakalansa da yazılan cezalar, filtrenin yapılmasına yapılacak yatırımdan daha az. Bu nedenle cezalara katlanıyorlar. Her şey rant üzerine hesaplandığı için burada önüne geçilemiyor." ifadelerini kullandı.

Alaşehir Çayı’na bırakılan kimyasal atıklarının hem halk hem de doğadaki canlılara yönelik tehdit oluşturduğunu belirten Uysal, “Burada ki suyu hayvanlar içiyor, tarım alanları sulanıyor. Kimyasal zehirler yiyeceklerimize bulaşıyor. İnsan vücudunu etkiliyor, hastalandırıyor. Bizim gözle göremediğimiz canlıları ölüyor. Doğanın zincir sistemi kırılıyor. Zincirin halklarından bir tanesi kırılırsa, bundan etkileniriz. Bu bölgede bağırsak kanseri, solunum yolu hastalıkları artıyor” diye konuştu.

Ekolojik kıyıma karşı mücadeleyi bırakmamak gerektiğini ifade eden Uysal, sermayenin mücadeleyi engellemek için insanları ötekileştirdiğinin altını çizdi. Uysal, “Yaşam alanlarımızı korurken, öteki olduk. Ancak bu bizim için onurdur. Yasaları sonuna kadar zorlamak gerekiyor. Yeni yasaların olması için de mücadele etmek gerekiyor” diye konuştu.

Popular Articles

Latest Articles