A­K­ ­P­a­r­t­i­l­i­ ­B­i­n­a­l­i­ ­Y­ı­l­d­ı­r­ı­m­­d­a­n­ ­s­i­y­a­s­i­l­e­r­e­ ­ç­a­ğ­r­ı­:­ ­8­6­ ­m­i­l­y­o­n­u­n­ ­s­a­h­i­p­ ­ç­ı­k­a­c­a­ğ­ı­ ­b­i­r­ ­d­i­l­ ­k­u­l­l­a­n­ı­l­m­a­l­ı­

A­K­ ­P­a­r­t­i­l­i­ ­B­i­n­a­l­i­ ­Y­ı­l­d­ı­r­ı­m­­d­a­n­ ­s­i­y­a­s­i­l­e­r­e­ ­ç­a­ğ­r­ı­:­ ­8­6­ ­m­i­l­y­o­n­u­n­ ­s­a­h­i­p­ ­ç­ı­k­a­c­a­ğ­ı­ ­b­i­r­ ­d­i­l­ ­k­u­l­l­a­n­ı­l­m­a­l­ı­

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu’nda konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, siyasetin rekabeti beraberinde getirmesinin olağan olduğunu söyleyerek, "Anormal olan nefret dilidir, ayrıştırıcılıktır, kırıcı yıkıcı eleştirilerdir. Seçime gidiyoruz. Kimin ne yapacağını ne yapamayacağını milletimiz ezbere biliyor. Bütün siyasetçilerden beklentimiz, 86 milyon vatandaşımızın sahip çıkacağı bir siyasi dil kullanılmasıdır" dedi.

AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen özel gündemli TBMM Genel Kurulu oturumunda, son kez çıktığı kürsüde konuştu. Yıldırım, konuşmasında ayrıştırıcı, kırıcı, nefret dolu dilin yanlış olduğunu söyleyerek, seçime giderken tüm siyasilere "86 milyon vatandaşın sahip çıkacağı bir siyasi dil" kullanma çağrısında bulundu.

Yıldırım, şunları söyledi:

"Dünyanın hiçbir ülkesinde, eşi olmayan 23 Nisan Çocuk Bayramı Türkiye’nin ve dünyanın bütün çocukları için kutlu olsun. Allah Türkiye’nin ve dünyanın bütün çocuklarının yüzünü güldürsün. Bu konuşma, şahsım için özel bir anlam ifade ediyor. Milletvekili, bakan, Başbakan, TBMM Başkanı gibi şerefli görevler ile çıktığım bu millet kürsüsünde son kez huzurlarınızdayım. Önümüzdeki yasama döneminde bu Meclis’te görev yapan milletvekillerimizin yarıdan fazlası olmayan. Ben de onlardan biriyim. İnsan işi ile, eseri ile yad edilir… Hepimizin karnesini millet veriyor. Umarım ve dilerim ki, naçizane ismimiz bu büyük millete, ülkeye hizmet etmiş birisi olarak anılır. Baki kalan bu kubbede, hoş bir sedaymış. Bizler, vazifemizi milletimize, ülkemize hizmet olarak tanımladık ve öyle yola çıktık. Şükürler olsun, milletimizin hizmetinde yol arkadaşı olduk. Milletin emanetine halel getirmedik.

Türkiye’nin lideri Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan ile yarım asra varan bir yol arkadaşlığımız var. Bu güzel yolculuk ve bu yol arkadaşlığı, hayatımın en anlamlı değerlerinden birisidir. Rabbim ömür verdikçe bu kutlu hareketin bir neferi olmaya devam edeceğim.

Ülkemizin refahı, halkımızın mutluluğu için muhteşem eserlere imza atmak nasip oldu… Neler yaptığımızı, eserlerimizi herkes biliyor, Türkiye biliyor. Karayollarında, deniz yollarında, havayollarında, demiryollarında Türkiye efsanevi yol aldı… Bu şerefi, bu hizmet imkanını bahşettiği için aziz milletime ve rabbime hamdediyorum. Bu eserler, milletin desteği, güven ve istikrar sayesinde gerçekleşmiştir.

Demokrasi ve hukuk düzeni olmadan hiçbir iş yapamazsınız. Vesayet sisteminin Türkiye’yi rehin aldığı dönemde, ne yazık ki Türkiye’nin kalkınma hamlesi gecikti. 3 Kasım 2002 seçimleriyle demokrasi vesayetten kurtuldu, ülkemiz şahlanmaya başladı. Bu kazanımlar güçlü siyasi liderlik ve ortak akıl sayesinde elde edildi. Son 21 yılda Türkiye, muhteşem bir kalkınma seferberliği gerçekleştirdi…

İstikrar ve güçlü iktidar için sistem değişikliğini Gazi Meclis’imize getirdik. Meclis’imizden geçti halkımız da onayladı. 5 yıllık bir tecrübeden sonra tabii ki sistem değişikliğinde düzeltilmesi gereken konular olmuştur. Bunlar da gelecek Meclis’in gündeminde olmaya devam edecektir.

Türkiye’nin geleceği vesayet zincirini kıran kadrolar sayesinde güvence altına alınmıştır. Cumhuriyetimizin en büyük kazanımı, istikrar ve güvendir. Bu iki değeri korumak en temel görevimizdir. Siyaset, elbette yarışmayı, rekabeti beraberinde getiriyor. Bu anlaşılabilir. Anormal olan nefret dilidir, ayrıştırıcılıktır, kırıcı yıkıcı eleştirilerdir. Seçime gidiyoruz. Kimin ne yapacağını ne yapamayacağını milletimiz ezbere biliyor. Bütün siyasetçilerden beklentimiz, 86 milyon vatandaşımızın sahip çıkacağı bir siyasi dil kullanılmasıdır. Söz ve karar vatandaşımızın, gelecek yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı olacak. 14 Mayıs seçimleri şimdiden hayırlı olsun. İnanıyorum ki milletimiz; güven ve istikrardan geri adım atılmasına izin vermeyecektir. Milletimizin talepleri ile bizim taleplerimiz aynıdır. Seçim; inşallah Türkiye’yi demokraside, hukuk düzeninde, kalkınma ve refahta, istikrarı daha ileri götürecek sonuçları sağlayacak.”

Popular Articles

Latest Articles